<div>YORULMUŞ ŞEHRİN YORGUN İNSANLARI!</div> <div>İnsanların olduğu gibi şehirlerinde bir ruhu, bir belleği, bir karakteri olduğuna inananlardanım. O nedenledir ki, ziyaret ettiğim şehirlerin gözüne bakıp ruhunu okumaya çalışırım. Kilis bu konuda oldukça derin bir şehir. O ruhu bir kez okuyabilirseniz, bir kez o derinliğe inip o bağı yakalayabilirseniz ne dediğimi daha iyi anlarsınız. Sonra bir bakmışsınız Yavaşca hoca ile aynı sokakta aynı güfteye aşık olmuşsunuz, Muallim Rıfat Bilge'nin bir şehre yazılabilecek en güzel mısraları yazmasına tanık olmuşsunuz. Sabah ezanı yola çıkıp üzüm bahçelerinden geçmiş, zeytin ağaçlarının gölgesinde dinlenmiş, bereketli topraklarda ilim ve irfan ile hem ruhen, hem bedenen binlerce kez şükre neden olacak bir hayat yaşamışsınız.</div> <div>Son günlerde insandan eşyaya sirayet eden bir depresyonun esiri olmuş gibiyiz. Çıkın dolaşın şehri, parklarından, camilerine, sokaklarından, caddelerine bir gezinin o bıkkınlığı, o yorgunluğu hissedeceksiniz. Sanki enerjisi elinden alınmış, kavgası bitmiş, artık yavaş yavaş kendi haline bırakılmış bir tablo ile karşı karşıya kalacaksınız. Kiminle konuşsanız hali yok, fikri yok, zikri yok. Ne olacaksa olsuna teslim haldeyiz. Kimsenin kimseye tahammülü kalmamış, kimse kimseyi sevmiyor, herkes kendini hayatın bir köşesine atıp izole bir hayat yaşama peşinde.</div> <div>Sadece insanlar mı? Şehirde aynı halde. Yıpranmış, yorulmuş, bakımsız kalmış, enerjisi kalmamış ruh halini şehirde de göreceksiniz. Yani elinden gelip bir silkelense, üzerinde ne varsa atıp, beni bir kendimle baş başa bırakın diyecek oda.</div> <div>Umudu bitenin kavgası bitermiş. Bizim umudumuz bitmedi. Türkiye'de yaşam ömrü en düşük şehirde, eğitimde sonlarda yer almış, yük üstüne yük, sorun üstüne sorun binmiş halde yaşıyor olabiliriz. Fakat umudumuzu yitirirsek, kavgamızdan vazgeçersek, bu miskin ruh halinden sıyrılıp dinamik bir halde enerji tüketmezsek daha iyiye değil çok daha kötüye gideceğiz. O nedenle şehir bizi üzerinden atmadan, önce kendimizi sonra şehri toparlamak zorundayız.</div> <div>Yazının sonu lakin her şeyin başı olan bir konu daha var. En çok sevgiye ihtiyacımız var. Bu topraklar yeterince nefrete, trajediye tanık oldu. Birbirimizi sevmeden anlayamayız. Birbirimizden nefret etmek için bir kaç sebep yeterli olabilir. Fakat sevmek için yüzlerce nedenimiz var. O halde kolayı yapalım, nefret etmek yerine birbirimizi sevelim. Sonra şehirde bizi sever belki kim bilir?</div> <div>Kalın sağlıcakla...</div> <div>A. Haşim Özyurt</div> <div>hasimozyurt@gmail.com</div>