<div>Tehlike Çok Büyük…</div> <div>Geçtiğimiz hafta Milli Gazete’de Onur Şehmus Şahin imzalı “Uyuşturucu Koridoru Olduk” başlıklı bir haber vardı. Haberde Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’nın 2022 Türkiye Uyuşturucu Raporu’ndan bazı detaylar öne çıkarılmıştı. Raporda her birisi ayrı ayrı masaya yatırılması gereken detaylar var ancak en büyük sorun özellikle gençlerimizin uyuşturucu koridorunun doğrudan muhatabı olmasıdır.</div> <div>Türkiye’de ele geçirilen uyuşturucu miktarı her geçen yıl artıyor. Bunu bir başarı olarak takdim etmek sorunun tam olarak anlaşılmasına engel olabilir. Burada emniyet teşkilatımızın gayretini yok saymanın elbette büyük haksızlık olacağını söylemeliyim. Gece gündüz demeden uyuşturucu ile mücadele eden birimlerimizin bu canhıraş mücadelesi çok değerli ve önemlidir. Ancak onların bu gayretlerine rağmen gençlerimizin uyuşturucuya ulaşımı bir türlü engellenemiyor. Bir yerlerde galiba atladığımız, göremediğimiz veya kendimize bile itiraf etmekten çekindiğimiz bir şeyler olduğunu düşünüyorum. Gençleri sistematik bir şekilde uyuşturucu bağımlısı yapılarak altı oyulan bir Türkiye var. Politik mücadelelerin çok üstünde bir bakışla masaya yatırılması gereken bir sorun ile karşı karşıyayız. Yakalanan uyuşturucu miktarı sürekli artıyorsa demek ki, bu işin başında bulunanlar Türkiye’yi hâlâ en iyi geçiş güzergâhı olarak görüyorlar demektir. Geçişler tam olarak engellenebilse, neden ısrarla bu güzergâhı kullanmaya devam etsinler? Yakalanan miktarın üstünde ne kadarı Türkiye içinde dağıldı, yurtdışına hangi ülkelere taşındı bunu ancak tahmin ediyor, net olarak bilmiyoruz.</div> <div>Sokaklarda zombiye dönüşen çocuklarımız, uyuşturucu partilerinde kendinden geçen gençlerimiz, köşe başlarında ekmek arası satılan sentetik uyuşturuculardan ne yapacağız da evlatlarımızı kurtarabileceğiz?</div> <div>Bunun için kısa ve uzun vadeli, bakanlıklar arasında tam ve kâmil koordinasyonu sağlayan bir yapı bir an önce ihdas edilmelidir.</div> <div>Halihazırda Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü tarafından 2018-2023 Uyuşturucu ile Mücadele Ulusal Strateji Belgesi ve Eylem Planı diye diğer bakanlıkların da katkı yaptığı bir plan var. Ancak soruna sadece halk sağlığı açısından bakmanın yeterli olmayacağı bir döneme Türkiye çoktan geçmiş durumda. Beka söylemini çoğu zaman, muhalefeti toplum nezdinde itibarsızlaştırmak ve ötekileştirmek için kullanan iktidar yetkililerine buradan bir çağrı yapmak istiyorum. Asıl beka sorunlarının başında gençlerimizi her geçen gün daha fazla içine çeken uyuşturucu bataklığı vardır.</div> <div>Halk sağlığı tabi ki işin önemli bir boyutudur. Sorunun bütün devlet kurumlarını aynı anda ilgilendiren tarafları olduğu çok açık bir gerçektir. Özellikle İçişleri Bakanlığı bir an önce üniversiteleri de işin içine katarak çalıştaylar düzenlemelidir. Başta TRT gibi devlet kurumları olmak üzere, diğer yayın kuruluşları da önemli paylar ayırarak sinema, dizi, belgesel gibi çalışmaları desteklemelidir. Mücadele için Afet Koordinasyon Merkezleri gibi yerel yapılanmalar hayata geçirilmelidir. Uyuşturucuya karşı topyekûn bir seferberlik başlatılmalıdır. Bakanlıklar politik hedeflerden bağımsız, uzmanlar eşliğinde gençlere uyuşturucu konusunda farkındalık oluşturacak organizasyonlar düzenlemelidir.</div> <div>Eskiden özellikle İstanbul için şu semtler uyuşturucu yatağı denirdi, bugün artık en varoşundan, en zengin yerlerine kadar birçok yer uyuşturucuya rahatça ulaşılabilen yerlere dönüştü.</div> <div>Mücadelede önemli bir adım da uyuşturucu bağımlısı olan ve kurtulan gençlerimizin tecrübelerinden planlı bir şekilde istifade etmek olacaktır. Özellikle aileler çok zor durumda. Yaşadıklarını tanımlamakta çok zorlanıyorlar. Bu süreçte en önemli desteği doğal olarak devletten bekliyorlar. Eğer uyuşturucu ile mücadelede kararlı olmazsak, kısa ve uzun vadeli plan ve programları hayata geçirmezsek, en önemli gücümüz olan genç nüfusumuz -Allah korusun- geleceğimiz adına en büyük tehdide dönüşecek. “Toprak ayağımızın altından kayarken” bir an önce bir şeyler yapmalı, bu gidişe dur demeli, çocuklarımıza kurulan tuzakları boşa çıkarmalıyız. Hem de bütün bunları bugün yapmalıyız, yarın çok geç olabilir.</div> <div>Mustafa KAYA</div>