SOKAKTAN EVE

Nasır tutmuş eline bakıp göz yaşlarını kaldırımlara tane tane döküyordu. Ah utanmaz kader anlıma nasıl yazıldın. Bir parkın kenarında bankete oturdu .Derin düşünceyle anlını yere indirerek . Öyle bir zamanki ne dost var yanımda bilmiyorum . Sabah akşam çay içtiğim insanlar nerede kaldı.? Biraz uzakta bir el arabası ile bir kâğıt toplayıcısı yüklü el arabası ile çöp konteynerlerinin yanına yaklaştığında kirli sakalı uzun saçları kirli elbisesi kokudan yanına yaklaştığında bir ah çekersin bu adam neden banyo yapmaz dedim. Biraz baktım oda bana baktı selam verdi. Ve yanıma gelip oturdu. " buyur bey baba derin , derin baktın şu zavallı halime evet baktım ama ne için baktım bilmiyorum. "Ben biliyorum bu yükü nasıl çekiyorsun diye birde halime acıdın. "Evet". Cebinden bir dal sigara çıkardı muhtar çakmağı ile yaktı bana buyur demedi. Ben sigara ikram etsem çünkü sen kendi paran ile vücudunu zehirle yoksa benden öteki dünyada hesap sorarsın aziz kardeşim oldumu şimdi. Eldiveni çıkardı . Nasır tutmuş eline bir baktı sonrası göz yaşı oldu gözleri. Uzak mesafeden bir zabıta arabası gelerek çöp konteynerlerinin yanına yasak "dedi". O da durdu bir baktı, bir baktı anlını yere indirdi. Ne yapacaktı düşündü çenesini sıvazladı . Bir daha baktı oturduğu bankete yaklaştı yerde göz yaşı nasırlı eli bir hayatın zorluklarını bir düşündü bizde fakir bir ne zorluklar çektik çok aç kaldık yatağa aç girdiğimiz günleri unutmadım annem in göz yaşı hiç eksik olmazdı gözlerinde fakir bir aileydik bırakıp gidelim yasak ama bu yaştan sonra ne yapabilir. Gitsin dilensin mi en azından bizde görmedik genç biri olsa elinden alırdık. Bir fabrikaya girsin sigortalı bir işte çalışır bize dua ederdi ." Devrem ". Araca binerek gözden uzaklaştı zabıta nasır tutan elleri gördü titredi ama karşı gelecek bir durumu yoktu. Kanun herkese eşitti. Çöp konteynerin yanına bir kadın bir külte ekmek bırakıp giderken tatlı dili cevap verdi "Hanım abla neden bu kadar ekmeği çöp konteynerlerine bıraktın şu halime bakarmısın bir ekmek parası için şu çileli hayatı çekiyoruz sende kocanın parasını ve dört kitaptan büyük nimeti atıp gidiyorsun . Hiç aldırış etmedi nede dinledi. Sakin ve bir şekilde binanın kapısında içeriye girerek gözden uzaklaştı. İki dertli insan parkta oturup dert dinlerken sigaranın paketi bitmişti hüzünlü bir sohbetin bir kişinin köprü altında yatması son olacaktı .Sokakta bir insan daha kurtuldu. Şerif dayı bankette hiç tanımadığı bir yabancı ile dost olmuştu. Hasan efendi de memnundu artık. Boş evinde bir başka insanla dertleşerek sohbet edecek .Bir insan ile tanışmak kışın soğuğunda bir sıcak yatacak bir dinlene bileceği bir evi olmuştu hayat yeni başlamıştı Şerif efendiye. Mehmet KARAKAŞ