<div> Lübnan'da son bir haftada ciddi gelişmeler yaşanıyor.İşgalci İsrail'in hava saldırıları ve çağrı cihazlarının patlatılmasıyla başlattığı terör dalgası devam ediyor. Lübnan'da her gün ortalama 200 insan İsrail saldırılarında hayatını kaybediyor.Ve İsrail sinsi bir şekilde yaşanan bu saldırıların hepsini Hizbullah-İsrail çatışması olarak göstermeye çalışıyor.Sanki Lübnan değil de sadece Hizbullah hedef alınmış gibi gösteriliyor.Bu aslında İsrail'in çok eski bir taktiği düşmanlarını yalnızlaştırmayı ve ülkeyi işgal ederken onları bu algı operasyonlarıyla parçalamayı hedefliyor.Çok iyi biliyoruz ki Lübnan yapısı itibariyle hassas, bir o kadar da renkli ve kendi iç dengeleri açısından da karmaşık bir ülke.Lübnan'daki diğer siyasi ve toplumsal yapıları parçalamak için bilerek Hizbullah hedef alınıyor ve Netanyahu açıklamalarında sık sık "bizim savaşımız Lübnan'la değil Hizbullah'ladır" diye açıklamalar yapıyor. Fakat İsrail'in planlarına bir bakalım. Gerçekten Siyonistlerin planları sadece Hizbullah üzerine mi yoksa tüm Lübnan mı hedefte?Birincisi İsrail'in şu anda mikro hedefi Lübnan'ın güneyini işgal etmek ve Litani nehrine kadar olan bölgeyi ele geçirip burada bir tampon bölge oluşturmak ve böylece Lübnan'dan gelebilecek tehlikeleri kendi açısından ortadan kaldırmak.İsrail'in diğer hedefi ise Lübnan'a ait Doğu Akdeniz'deki gaz yataklarını ele geçirmek ve buraların işletmesini kendi üzerine almak ve böylece Doğu Akdeniz'de dengeleri değiştirmek.Bir diğer taraftan İsrail’in Lübnan'ı insansızlaştırmak gibi bir hedefi var. Son bir haftada devam eden saldırılarda on binlerce Lübnanlı vatanını terk etmek zorunda kaldı. Bu yaşananlara baktığımızda meselenin sadece Hizbullah olmadığını görüyoruz.İsrail sadece Hizbullah'ı hedef alıyormuş gibi gösterip her gün yüzlerce Lübnanlıyı katlediyor. Lübnan'ın topraklarını işgal etmeye çalışıyor. Lübnan'ın egemenliğine karşı sinsi planlarını hayata geçirmeye çalışıyor.Ve şunu unutmayalım ki aslında savaş kapımıza dayandı.Hatay'la Beyrut arasında toplam mesafe 278 kilometre. Hatay'la Ankara arasındaki mesafe ise 674 kilometre. Yani bugün Türkiye'nin güney sınırlarına savaş başkentimizden daha yakın.Eğer bu savaş daha da büyürse İsrail işgali daha da genişlerse yakında savaş bizim de kapımızı çalabilir. Elbette ki İsrail'in Türkiye'ye karşı bir savaş girişiminde bulunması ihtimali çok zayıf.Ancak unutmayalım ki tuzaklar bu bölgeye sinsice yerleştirilmiş durumda. Yanı başımızda oluşturulan terör örgütleri ve bunların Türkiye'ye karşı yaptıkları kanlı saldırılar bizatihi Siyonist-Emperyalist İttifak tarafından destekleniyor. Artık savaşın hangi boyuta geldiğini veya getirildiğini ve kapımıza nasıl dayandığını çok iyi fark etmemiz lazım. Bu işgali bölge ülkeleri olarak durdurmalıyız. Aksi halde ateş çemberi bütün bölgeyi içine çeken bir girdaba dönüşecek.Mustafa Kaya</div>