Bir dine, bir mezhebe, bir düşünceye, ideolojiye kendi aklını teslim edenler. Bunları kullanarak, insanlar üzerinden güç devşirenlerin avucuna düşmüş demektir. Organik dindarlıkta, milliyetçilikte diğer insan kardeşlerine düşmanlık yoktur. Hormonlu dindarlık ve milliyetçilik nefret ve düşmanlık ile yeşerir. Organik dindar, milliyetçi tüm insanların Allahın kulu, yeryüzü misafiri olduğunu bilir. Hormonlu dindar, Allah ın sadece kendi gibi düşünenleri sevdiğini zanneder. Organik dindar, ailesinin etkisi ile bir dini kabul ettiği gibi diğer kardeşinin de aile etkisi ile kabul ettiğini bilir. Merhamet eder. Hormonlu dindar kendisinin de öteki kardeşinin de dini çok bilinçli seçtiğini zannederek nefret eder. Organik düşünür, kendi düşüncesinin kesin doğru olmadığı gibi, Öteki insan kardeşinin de kesin yanlış olmadığını bilir. Hormonlu düşünür, hakikat kendi yanındaymış gibi, öteki düşüncelere karşı nefret ve kin besler. Tüm düşüncelerde, kendi dünyevi hırsları için insanları nesne olarak kullanmak isteyen, ahlaksız, ihtiraslı bireyler olacaktır. Bu bireylerin ahlak düşüklüğü, insanların akıllarını teslim eden kör inancı ile birleşince, Din, mezhep, milliyetçilik, ideoloji adına birbirlerinden nefret edenlerin yaşadığı bir iklim hakim olur. Sizi diğer insanlara düşman eden din ve mezhebin tanrı ile ilgisi yoktur. Sizi diğer insanlara düşman eden milliyetçilik, hastalıklı bir kendini beğenmişlik ve kibirden başka bir şey değildir. Diğer düşüncelere tahammülsüz ve öfke dolu bir ideolojik düşünce, ruhunuzda eksik ve kusurlu yönlerin sahte tedavi arayışı olabilir. Bizlere gerek olan, kesin inançlı bir eminlik ve öfke değil. Kibar, nahif bir müphemlik gibi görünüyor. Hepimizin günün sonunda, ruhumuzu teslim ettiğimizde, Allah a samimiyetimiz, sevgimiz ve kibarlığımız dışında sunacağımız, bir çabamız ve yükümüz yok gibi görünüyor. Dr. Ahmet BULUT