<div>NEMESİS NEDİR?</div> <div>İtalya’da yapılan G20 Zirvesi’nden sonra Akdeniz’de ortaya çıkan yeni gelişmeler Batı yakasında değişen bir şey olmadığını bir kez daha gösterdi. Bilindiği gibi Yunanistan önce Fransa ile savunma işbirliğine imza atmıştı ve 3 firkateyn alımı konusunda anlaşma yapmıştı. Güney Kıbrıs Rum Kesimi (GKRY) ile de yakın ilişkiler geliştiren Fransa adada üs kurarak kendince stratejik bir süreç başlatmıştı. Ardından Yunanistan, Amerika Birleşik Devletleri ( ABD) ile 1990 yılında imzaladığı ve bu zamana kadar 1 yıllığına uzatılan ama bu sefer süresi 5 yıl olarak belirlenen savunma ve işbirliği anlaşmasını yeniledi. İmzaların atılmasının ardından ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, “Yunanistan’ın bölgesel liderlik rolünü ve istikrarın temeli olmasını destekliyoruz” açıklaması yaptı. Yani ABD bu bölgede kendince yeni bir döneme girdiğini böylece ilan etmiş oldu.</div> <div>Diğer taraftan ne tür sıkıntılar olursa olsun, bundan önceki ABD ve Türkiye liderleri arasında yapılan görüşmelerin ardından, “stratejik ittifak”, “stratejik müttefik” ifadeleri özellikle kullanılırdı. Ancak İtalya’da son yapılan görüşmede Türkiye için kullanılan “önemli bir NATO müttefiki ile savunma birlikteliği” vurgusu yapılması, ABD’nin ilişkileri tarif ederken, özelden genele geçiş yaptığını gösterdi. Aslında bu ifadeler ABD’nin top çevirmeye başladığının delili oldu. Bu yaklaşım gösterdi ki, ne F-35 konusunda bir geri adım olacak, ne CAATSA yaptırımları kalkacak, ne de F-16 meselesi Türkiye’nin talebi doğrultusunda karşılanacak.</div> <div>Daha da ötesi Amerika, 1991 yılında Irak’ta, 1. Körfez Savaşı’nda hayata geçirdiği planlarını, farklı ve daha sonuç odaklı bir şekilde Suriye’de hayata geçirmeye çalışıyor. Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) adını artık kullanmayan ABD, şimdi artık BOP’un nihai hedeflerine odaklanmış durumda. İşini şansa bırakmak istemeyen Amerika, sadece Suriye’de değil, Yunanistan ve GKRY üzerinden Akdeniz ve Ege’yi de göz ardı etmiyor.</div> <div>Geçtiğimiz hafta içinde bu bağlamda önemli bir gelişme yaşandı. ABD, Fransa, İtalya, İngiltere, GKRY, Yunanistan, İsrail ve Mısır’dan oluşan 8 ülke Akdeniz’de Nemesis adını verdikleri ortak bir tatbikat adımı attı. Tatbikata bu ülkelerin askeri uçak ve gemileri katıldı. Arama, kurtarma, tahliye, deniz kirliliği gibi standart hedefleri gözeten tatbikatın bir başka ilginç hedefi de vardı. “Teröristlerin eline geçen bir petrol platformunu ve destek gemisini kurtarmak” şeklinde ilan edilen planın muhatabının kim olduğuna dair herkesin kafasında bir şeyler aslında belirdi. Malum olduğu üzere son yıllarda Akdeniz’de yaşanan tartışmaların merkezinde, hidrokarbon yatakları konusunda Türkiye ve KKTC ile Yunanistan ve GKRY arasında yaşanan sorunlar var. Adı geçen 8 ülke bu tartışmalarla ilgili kimin yanında durduklarını bu tatbikat ile ilan etmiş oldular. Türkiye’nin “değerli yalnızlık” ile dış politikada pozisyon tarifi yaptığı dönemlerde atı alanlar Üsküdar’a doğru yola çıkmışlardı. Şimdi yolu yarıladılar. Türkiye hem bölgesel açıdan, hem de küresel bağlamda kendi aralarında çıkar çatışması olan ülkeleri bir araya getirmeyi başardı! Türkiye maalesef bu sonuçları kendi elleriyle kendisine yaptı. Bu cendereden çıkış mümkün. Bu zamana kadar yürütülen yanlış dış politika, işleri bu noktaya getirdi. Şimdi acilen çok taraflı diplomasi için özel bir yol haritası ortaya konulmalıdır. Zaten bunu yapıyoruz cevabı klasik bir savunma olacaktır. Gerçek manada bunlar yapılmış olsa bu sonuçlarla yüzleşmek zorunda kalmazdık.</div> <div>Peki, gelelim Nemesis nedir sorusunun cevabına. Akdeniz’de 8 ülkenin yaptığı ortak tatbikatın adı olan Nemesis, eski Yunan’da kullanılan bir ifade imiş ve anlamı “ceza veren, öç alan”mış.</div> <div>Mustafa KAYA</div>