<div>Nancy Pelosi’nin Gözyaşları</div> <div>Amerika Birleşik Devletleri ( ABD) Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi adından söz ettirmeye devam ediyor. Dışişleri bakanı gibi hareket ederek, ABD dış politikasını, Bakan Antony Blinken’dan daha fazla şekillendirmeye başladı. Amerika protokolünde üçüncü sırada yer alması, muhatapları açısından da bağlayıcı olarak kabul ediliyor. Daha çok yeni, Tayvan’a yaptığı ziyaret dünya gündeminde birinci sıraya yerleşmişti. Dünya savaşı mı çıkacak şeklinde üst değerlendirmeler de gündeme gelmişti. Çin’in Tayvan’a gözdağı vermek için yaptığı tatbikatlar günlerce tartışılmıştı. Bütün bunlar, Pelosi’nin ziyaret planlamasının öncesi ve sonrasına denk gelen zamanlarda gerçekleşmişti.</div> <div>Bunun yanında Pelosi, gergin süregiden Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde de sahneye çıkmıştı. Yunanistan Başbakanı Kriyakos Miçotakis, geçtiğimiz Mayıs ayında ABD’ye gitmiş, Pelosi’nin başkanı olduğu Temsilciler Meclisi’nde konuşma yapmış, konuşması 37 kez alkışlanmıştı. Hatta Miçotakis’i de şaşırtacak şekilde ayakta kendisine neredeyse tezahürat yapılmıştı. Miçotakis’in bu ziyaretinin ardından Yunanistan tansiyonu yükseltmekte daha bir pervasız tavır takınmış durumda. Yunanistan her hal ve şart altında ABD’nin yanlarında olduğunu düşünüyor. Bütün bu yaşanan süreçlerde Başkan Joe Biden’ın elbette politikası belirleyici ama Pelosi tipi diplomasi, bu politikanın halk tabanına yayılmasına önemli destek vermiş oldu.</div> <div>Pelosi, son olarak Ermenistan’ın başkenti Erivan’a yaptığı ziyaretle gündeme geldi. Bu ziyaretin Azerbaycan-Ermenistan gerginliği sonrasında olması ayrı bir anlam taşıyordu. Hele de sözde soykırım anıtını ziyaretinde hıçkırarak ağlaması, diğer verdiği mesajların önüne geçti. Azerbaycan’ı “saldırgan ülke” olarak tanımladı. Güney Kafkasya’daki gelişmelerde tam anlamıyla Ermenistan’ın yanında olduklarını ilan etti.</div> <div>Pelosi’nin “Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilâtı (AGİT), Minsk Grubu üyelerinden biri olarak Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki ihtilafın ve Karabağ meselesinin adaletli ve kalıcı çözüme kavuşturulması için diplomatik çaba sarf edecek” ifadesi ise gerçekten çok ilginçti. Önce Azerbaycan’ı saldırganlıkla suçlayıp, her hal ver şart altında Ermenistan’ın yanında olduklarını söyleyip bir de “adaletli ve kalıcı çözümden” bahsetmesi tipik Amerikan çifte standardı olarak kayıtlara geçti. Bu noktada bilinen bir gerçeği ifade etmekte fayda var. Özellikle ABD ve Fransa merkezli Ermeni diasporası, Ermenistan’ın önündeki en büyük engeldir. Ermenistan bunların etkisinden kurtulmadığı müddetçe geleceğe asla güvenle bakamayacak. Pelosi’nin 8 Kasım Kongre ara seçimleri öncesinde yaptığı bu ziyaret, ABD’deki Ermeni lobisine selam çakmaktan başka bir şey değildir. Özellikle bu konuda başta Ermenistan, sonra da bölge ülkelerine düşen ana görev, bu bölgenin sorunlarını Washington’un, Paris’in, Brüksel’in, Moskova’nın ellerindeki kart olmaktan kurtarmaktır. Barış ancak böyle mümkün olabilir. Pelosi’nin gözyaşlarının istismar aracına dönüştüğü bir ortamda aklıselim ortadan kaybolur. Hem Yunanistan hem de Ermenistan halkları ABD’nin kendilerini “arka bahçe” görmesine engel olmalı, bunun bölge barışının önündeki en büyük engel olduğu gerçeğine uygun hareket etmelidir.</div> <div>Mustafa KAYA</div> <div> </div>