<div>Müslüman Kadının Namazı-2</div> <div>“34 no’lu zindan kabir gibi dar, karanlık ve korkunç bir yer; yani tam bir hücre. Benim yanıma iki köpek vererek kapıyı kilitlediler. Teyemmüm ettim, namaz kıldım. Kıblenin bile ne tarafta olduğunu bilemiyordum. Bir namazı bitiriyor, diğerine duruyordum. Allah’a beni bu zalimlerin belasından kurtarması için dua ediyor, yalvarıyordum. Rükûda, secdede, köpekler üzerime tırmanıyor, başımı, el ve ayaklarımı, yüzümü tırmalıyordu. Öldürmeden sadece acı çektirmek için eğitilmişlerdi. Ben ise dua ve istiğfar, yalvarma ve yakarma ile Allah’a el açıyordum. Bir saat sonra kapı açıldı ve köpekler çıkarıldı. Beni hastaneye kaldırdılar.”</div> <div>Bu satırlar, bir kadın olmasına rağmen Mısır zindanlarında her türlü işkenceye karşı inancından, davasından ve direnişinden vazgeçmeyen büyük mücahide Zeynep Gazali’ye aittir.</div> <div>Bu satırlar, yıllar süren zindan hayatına, davetin bitmez tükenmez çilelerine, yokluğa, baskıya ve zulme karşı bir kadının mücadelesinde namazın yerini ve önemini anlatan satırlardır. Efendimizin (S.A.S.), “Namaz dinin dirediğidir” hadisinde buyurduğu gibi namaz, bu çileli hayatta Zeynep Gazali’nin mücadelesini ve dinini ayakta tutan bir direğe ve dayanağa dönüşmüştür.</div> <div>Çünkü o, her zulme namazla direnmiş, her yokluğun üstesinden namazla gelmiş, her ruhsal sıkıntıyı namazla aşmış, her yalnızlığın üstesinden namazla gelmiştir.</div> <div>Bu büyük mücadele içerisinde azmini, heyecanını ve gayretini namazla koruyarak tüm Müslüman kadınlara örnek olacak şu sözleri söylemiştir: “Allah’ın izniyle, Kur’an’ın ve sünnetin hedeflerini kavrayan ve yolun uzunluğunu idrak edenler, İslam toplumu dirilinceye ve insanlık Kur’an’la sünnetin sancağı altında gölgeleninceye kadar haktan, hayırdan ve O’na davet etmekten sapmayacaktır. Hak yolda ve sebatla yarışıyoruz. Karşılaştığımız bütün şeylerin karşılığını Allah’tan bekliyoruz.”</div> <div>Müslüman kadın için namaz, kimi zaman eşinden gördüğü zulümlerle bir zindana dönüşen evini aydınlatan bir kandil, kimi zaman ekonomik krizler karşısında sabrını artıran ve ruhunu rahatlatan bir soluk, kimi zaman hayırsız bir evlat yüzünden kararan dünyasına bir ışık, kimi zaman büyük bir fırtına gibi üzerine gelen imtihanlar karşısında bir sahildir. Her ne olursa olsun namaz, Müslüman kadını ayakta tutan en önemli motivasyon kaynağıdır.</div> <div>Müslüman kadın, her türlü dünyevi meşgaleye ve ailevi yoğunluğa rağmen namaz disiplinini asla aksatmaz. Namaz ciddiyetinden asla taviz vermez. Namaz istikrarını asla bozmaz. O, namazının hazırlık sürecinden namazının kılınış biçimine kadar her anını, her adımını büyük bir teyakkuz hali ile gerçekleştirir. Tekbirinden kıyamına, kıraatinden rükû ve secdesine, tesbihatından duasına kadar namazın her merhalesine ayrı bir önem gösterir. Onun hedefi, namazının kendisini aziz kılması ve manevi olarak yükseltmesidir. Ne zaman omuzlarındaki günah yükleri ağırlaşsa, ne zaman hatalarının karanlığı ruhlarını kaplasa, ne zaman kalplerinden dünyaya ve dünyalıklara karşı bir kıvılcım meydana gelse hemen namaza koşarlar. Nefsin ve şeytanın tutuşturduğu ateşi namazla söndürürler.</div> <div>Müslüman kadın, namazını görsünler, bilsinler, desinler, sevsinler ve övsünler için değil yalnızca Rabbinin rızasını ve beğenisini kazanmak için kılar. İşte bu nedenle halk içinde, komşu gezmelerinde, akraba ziyaretlerinde, İslami çalışmalarda yani insanların gördüğü yerlerde namazına nasıl dikkat ediyorsa tek başına, evinin en ücra köşesindeyken de aynı ciddiyetle namazını eda eder. İnsanların gördüğü yerlerde namazına özen gösterip evine döndüğünde, sünneti, huşuyu, tadil’i-erkânı, duayı ve tesbihatı ihmal edenlerden olmaz.</div> <div>Abdülaziz Kıranşal</div>