MİRAS

  Kapıyı  örterek dış kapıdan hızlı adımlarla taş döşemeli dar sokaklarda  kendini kaybettirdi. Arkasından  seslenen adam dur bekle sana diyeceklerim var . Neden benden kaçıyorsun  sözlerini hiç işitmeden   gözden kayboldu. Şehir de gerginlik yoktu aile gibi herkes birbirini tanır  selam verir selam alırdı.  Otagarın yanında bulunan  mezarlık da soluğu  orada alınmıştı. Büyük  dedesini  mezarını ziyaret eder onunla saatlerce dertleşirdi. Ama kendini o duymazdı kanter içinde kalır annesinin verdiği  mendille yüzünü  silerdi. Kendini orada biraz terbiye ettikten sonra yakındadiki  körler  camine gider tövbe  eder namazını kılar şeyh efendinin tekkesine  gider orada zamanını  orada geçirir gelen misafirlerleler bakardı. Hayat bazen  kendini yorsada bunun herzaman farkında olmadığı bir  ömrün  beraber yaşadığı toprakların  bir zaman sonra terk edecek bir kudret var olacaktı. Gecenin uzun soluksuz  güne merhaba derken kirli sakalını  okşar  ne yapayım kader senin elinde beni fırıldak gibi çeviyorsun  bu dünyada sözü  dilden dile ağzında yaptığı  bir konuşmadı . Eve gideyim artık öfkesine  yenmiş  gece olunca şeyh efendinin  kapısı  kapanıyordu. Pardüsesini  giydi atkısını başına  dolayarak yavaş adımlarlar  evini doğru yürüdü. İçinde  bir ses yükseldi. İzin verde sabahların olmasını göreyim . Sanki sabahları hiç görmüyordu. "Dünyada hiç umudum yok benden önce  babam dedem ölmüş  ben hala baş taşındaki  yazıyı  okuyamacak  kadar cahil bir insanım " dedi. Cumhuriyet  meydanında topal Kerim gördü  neden bana cevap  vermedin.? hızlı adımlarla  gittin nereye gidiyordun  be adam sanki arkanda seni kovalayan vardı. "Sana be Kerim ben gece babam ve dedemi  rüyamda  gördüm  benden halkalık istiyorlardı. Bende uyku da ayılınca  doğru  mezarlığa  gittim ve dua okudum ama baş  taş ların daki yazıyı okuyamacak kadar cahil bir insanım ben  "dedi". Batak üstü  konuşma  yarım saat  sürdü  yeter yahu ayakda kan dolaşımın  durdu beklemekte  bırak evime gideyim  ben sana kızdım bana cevab vermedin . E ne olmuş yani bir daki sefere cevab verir giderim  sözü  ile tekrar yoluna yaya olarak gitti. Akcurun tarafına  döndü  ulu çınar gibi asırlık  ağacının altında koyu  bir sohbettin var oldugunu gördü  sıcak bir çay içer  birazda zaman burada geçer  "dedi". Hasan efendi buyur bir tambure  çek altına otur bakalım yalan dünyada bir anlat bakalım Selim çavuş   kafasını salladı gönül süz de  olsa bir sıcak çayın  hatırı var  serin bir yaz havasında anlattı gece gördüğü  rüyada  miras var bunu bilin herkes  hakkına düşeni  alsın sakın olaki yanlışın içinde olmayın "dedi"  rüyamda  babam. Bir kaç  yıl önce  kardeşim  vefat etmişti  miras adaletti bölünsün  sözü  geldi rüyamda  bende bu gün mezarlığa giderek dua okudum birde baban ve dedemin baş taşına yazılı arabca  yazıyı okuyamadım ona sinirlendim Hasan amca  olur böyle sorunlar her zaman kendi çilesinde   bir yıkıntı ''dedi'' bir daha sende türkçe  yazdır onu okursun tamamı  çayını  yudumlarken kör ziya heya ben okuyamadım dedemin mezar taşını  merak ediyorum On satır yazılı ne yazdığını bir bilsem  çay ocağında nekadar insan varsa onlara  çay, gazoz , kahve ikramında bulunurum beni bu derinden etkiliyor. Tahtacı Selim bir hoca bulalım o okusun biz dinleyelim veya bir kağıt kalemle not edelim. En azında  öğrenmiş  oluruz dedi. Yarın ola hayır  ola  ziya efendi buda şimdi çayını içer yarını  unutur "dedi". Sabah oldu saat dokuz gibi  tahtacı selim 'nın evinin kapısının zili çaldı  " kim o ben Kör  Ziya  dün  gece konuştuk ya onun için geldim. Vallahi helal olsun bende beni kandırdı diye içimde bir kuşku ile uykuya dalmıştım. Gel bir sıcak  cay içelim lor dürümü  yapmış bizim hatun Asiye gel livanda oturup çay lı içelim gidip hoca bulup  bir okuyalım  ne yazıyormuş bu arabca  ayak kanısını giydi ve taş döşemeli  merdivenleri inerek yürüdüler  çarşıya  caminin hocasının  evinin zilini çaldılar. Buyurun kim o  ben ziya hocam hayırdır  gene kim öldü. Yok bu sefer olan yok sadece babamın ve dedemin mezar taşında ne yazıyor onu merak ediyoruz bize bunu okurmusun  hoca biraz güldü  ne gereği  var . Bilsen ne olur bilmesen sözünü duyunca hocam uykularım kaçıyor  merak ediyorum sen bir  zahmet okuda bizde  rahat edelim hadi o zaman gidelim okuyalım "dedi" Mezarlığa  geldiler birer fatiha duası  okudular başlarında Sadece Hüvel  baki yazıyor. Ve bir de adı  soy adı doğum yılı  ölüm  yılı  yazılı  dedi.Çok teşekür  ederim Hocam neden türkçe  yazılamamış Ozaman demekki alfabe  arabca olmalıydı  . Bakarsan tarihe bu zamana kadar sağlam kalmışsa bunu şükür et bir dua okuyacağı bir mezar taşınız var dedi. mezar taşları bir ülkenin  tapusudur tapu kaybolursa  evde kaybolur sözü dua batımı şerif okundu tüm rahmet rahmana kavusanlar için. Eve geldi hatun ben mirasa göz  dikemem herkes hakkını alsın bu dünyanın önür tarafı var dedi. Mehmet KARAKAŞ