MİLLET İTTİFAKI VE CUMHURBAŞKANI ADAYI

MİLLET İTTİFAKI VE CUMHURBAŞKANI ADAYI

Sancılı bir süreç yaşanmış olsa da Altılı Masa nihayet kararını vererek Cumhurbaşkanı Adayını “kriterleri sağlam belirlenmiş bir konsensüs” ve ortak bir görüşle açıkladı. 13. Cumhurbaşkanı adayı olarak Kemal Kılıçdaroğlu, Millet İttifakının adayı olarak gösterildi.

İki yıldır Altılı Masanın, her toplantısında bir adım daha ileriye gitmesi ittifakın başarılı olacağına dair ipucu vermektedir. Masada bugüne kadar gösterilen performans ülke yönetiminde daha ileri gidecektir.

Adayın açıklandığı ana ilişkin sembolik hususlar dikkat çekici. Siyasetin cazibe merkezi olmaktan öte güven telkin eden yed-i emin alanı olarak Saadet Partisi Genel Merkezinde, toplumda “Bilge Başkan/Lider” olarak ün yapan Genel Başkan tarafından, milletin ortak değeri, ay yıldızlı bayrağımızın altında ve Berat Gecesinde gerçekleşmesi tesadüfse de bilinçli tercihse de her türlü iyi olmuştur. Herhangi bir dünya görüşü veya ideolojiyi temsil edecek bir bayrak, flama değil ortak değerlerde buluşulması, millet ittifakının tek yürek olduğunu göstermesi açısından son derece önemlidir.

 İçte ve dışta buhran yaşadığımız bu dönemde geniş yelpazeli ittifak, çoğulculuğu esas alarak farklı yapıları birleştirdi. Bu da ancak ülkesini seven, milli ve manevi değerlerine bağlı insanların mevcut durumu gerçek “beka sorunu” olarak gördüğü için bir masa etrafında toplanması durumun ciddiyetini ortaya koymaktadır.

Her parti lideri kendi uzmanlık alanıyla masaya katkı sağlayarak dağınık görünen bir yapının aksine güçlü olmasını sağlayacak. Üzerinde durulması gereken bir başka husus adayın; CHP’nin değil, Millet İttifakının adayı olmasıdır.

SAADETİN TARİHİ ROLÜ

 Süreçte doğal olarak kilit rol üstlenen Saadet Partisi, toplumun gönlünde yer eden, sağ-muhafazakâr ve dindar kitle açısından güven veren bir imajı ve misyonu vardır. Milletin hafızasına kazınan kötü uygulamalar, Saadet Partisi binasında adayın açıklanmasıyla “CHP'nin geçmişteki bu problemleriyle yüzleştiği, bunlardan vazgeçtiği ve hatalarını kabul ettiği” anlaşılıyor.

 İmam Hatipler ve başörtüsü gibi toplumun bam teline basan konularda toplum nezdinde kabul görmeyen uygulamalarla, özgürlüklerin kısıtlandığını gördüğü ve bu yaklaşımında artık eskisi gibi olmayacağını göstermesi açısından son derece önemliydi. Son yıllardaki helalleşme isteği kendi içinde hesaplaşmanın da farklı bir boyutuydu.

Şimdi Saadet Partisi özgül ağırlığıyla el feneri vazifesi görecek. Mevcut konjonktürde Millet İttifakının oluşması ve devamlılığı açısından masaya etkisinin önemine toplum şahitlik ettiği gibi bundan sonra da icraatlarda etkisine şahitlik edecek.

İttifakın oluşumu ve devamlılığı açısından gösterdiği gayretlerden dolayı Temel Karamollaoğlu’nu ayrı tutmak gerekirse de Millet İttifakı liderlerinin tümünün iyi niyetli olması ve yapıcı rol üstlenmeleri adayın işini kolaylaştıracaktır. Zaten adayın şahsıyla ilgili olumsuz bir ifade kullanılmaması da seçim sonuçlarına yansıyacak niteliktedir. İhanet, yalancılık, hırsızlık ve iki yüzlülük gibi temsiliyet makamındaki devlet adamında yüz kızartıcı vasıflarla ithama maruz kalmaması dikkat çekicidir.

Alınan bu tarihi karar sonrasında yazılacak, konuşulacak çok şey var. Millî Görüş ittifaklar tarihidir. Saadet, siyaset sahnesinde var olduğu süreç boyunca, ülkede bütünleştirici rol üstlenen bir parti olduğunu bir kez daha göstermiştir.

 Saadet; tarihi boyunca istisnasız bütün seçimlerde birileriyle ittifak arayışı içerisinde bulunmuştur. Çünkü “güçlü girilen seçimde başarılı sonuç alınacağı” gerçeğinden hareketle belki de bugüne kadar yapılan en iyi ittifak bu seçimde gerçekleşecektir.

Türkiye'nin tarihi, siyaset bilimi ve sosyolojinin gereği olarak 20 yıllık iktidarın değişim zorunluluğu kaçınılmaz bir gerçektir. Saadetin içinde bulunduğu blokla bu değişimle, keskinliği frenlenmiş, yumuşak geçiş olması sağlanmış olacaktır.

 İTTİFAKIN ANA NEDENİ

İttifakı ortaya çıkaran şey, kaybeden küçük partilerin kazanma hırsı değil; aksine ülkede BOP eş başkanlığı gölgesindeki Irak savaşıyla (2003) başlayan Suriye ile devam eden, İsrail'in hamiliğini yapan, sosyal yapıyı çökerten, deizmi yaygınlaştıran, aile mefhumunu yok eden, meşum 15 Temmuz sürecindeki işbirliklerine rağmen kendileri sıyrılıp faturayı garibanlara kesen, ülkede huzuru dinamitleyen işbaşındaki “üçlü yönetimin” ülkeyi getirdiği kaos, karmaşa ve çıkmaza alternatif bir arayış girişimidir.

 Depremdeki beceriksiz, sorumsuz yönetim ve yaklaşım da tuzu biberi olarak süreci hızlandırmış, milleti çıkış yolu arayışına sevk etmiştir. Ülkede vazgeçilemeyecek tek şeyin ülkenin kendisi olduğu, hiçbir iktidarın vazgeçilmez olmadığı gerçeğini kavramasıdır.

 Kamuoyuna sunulan cumhurbaşkanı yardımcılığı konusu gündemi epey meşgul ediyor. İttifaktaki Genel Başkanların Cumhurbaşkanı Yardımcılığı görevine gelecek olması ittifak bileşenleri tabanlar açısından önemli. Herkes kendi genel başkanını Cumhurbaşkanı yardımcısı seçtirmek için gönül huzuru içinde canla başla kampanya yürütecektir.

 Millet İttifakını birleştiren en önemli husus halihazırdaki meclis içi ve dışı destekli tek adam yönetimi olması, ülkeyi getirdiği kriz/kaos ortamıdır.

Son olarak, seçim sürecini etkileyecek olumsuz olayların, kararların ortaya çıkmaması ve bu konuda her türlü tedbirin alınması önemlidir.

Doç. Dr. Necmettin Çalışkan 09.03.23