Sonbahar ayının son günleridi. Hanım bu sabah Kilis' e gideceğim evde eksik birşeyler varsa hatırlat gittiğimde alayım çarşıda. Bu kadar sorun varken erzak eksik olmaz. "Aman sende hep boğazını düşen bir kişi olman insanı deli ediyor. Zeytin şalı budam için bıkçı,hızar, dahra al ve sonra erzak al herif " dedi. Manifaturacı Selim de bulunur sağlam zeytin şalı al çürük alıp da bizi rezil etme al malın iyisini çekme kaygısını tamam hamım senin dediğin olsun. Akşam demli bir çay demle içelim sözü ile gece ilerliyordu. Sabah ilk olarak köye gelen solak Kemal 'ın minübüsü beklemekdi. Köyün meydanına geldiğinde maşallah bizim köy Kilis' e taşınıyor bu araba bizim köyün insanı ile dolar kastelin başında elini yüzünü yıkadı uykusu kaçtı. Yarabbi şükür senden gelene ceketin yan iç tarafı ile yüzünü sildi. Yelli tepeden duyulan korna sesi köyün içinden duyuldu . Herkes hazır olarak beklemeye başladı. Yavaşça köyün içinde durdu herkes yerine oturdu. Solak Kemal arabanın dikiz aynasında bir baktı Hazar köyü maşallah Kilise taşınıyor bugün daha önceleri boş giderdik . Sıra köyleri korna çalarak hızlı olarak yolculuk devam ediyordu. Sabah pazarının yanında Mevlevihanenin boş bir kenarda durdu içindeki yolcular tek tek indi. Kilis'in dar ve geniş sokaklarında gözden kayboldular. Manifaturacı Selim beyin dükkânı Hazar köylüsü ile doldu. Veli Efendi mavi bir zeytin şalı aldı . On adet ver dedi parasını ödeyerek paket yaptırdı eline alarak minibüsün olduğu yere geldi. Solak Kemal' a teslim ederek. Diğer ihtiyaçlar için tekrar gözden kayboldu . İkindi ezanı sonrasında tekrar hereket edecekti solak Kemal araçta sadece dört kişi ile yolculuk vardı. Sabah dolu gelen araç akşam dört kişi ile yolcuk olurmu "dedi" olur hemde nasıl bal gibi olur. Başındaki şapkayı çıkardı beyazlaşan saçlarını kaşıdı. Sigarasını yaktı derin bir nefes vurdu. Gözlerinin içinde sanki duman çıkıyordu. Yolculuk güzel geçmiyordu para az kazanç yok yakıt pahalı bir gün dolu ikigün üç kişi ile yolculuk yapıyordu. Artık canına tak etmişti sipariş başına yoğurt kovaları başına para alayım yoksa bu işin tadı tuzu kalmadı. Herkesin arabası var işi olan arabasına binip gidip geliyorlar bizde hamallık ediyoruz köylüye "dedi". Hazar köyüne geldiğinde araba iki yolcusu indi. Diğer yolcuda Güngörmez köyün de inecekti. Almış olduğu zeytin şalına bir baktı Zehra kadın bu şallarda çocuklara birer şalvar diktirelim tamam olur gaynım hanımına götürelim birini iplikte var kaç tane çıkarsa sıksın çocuklarda sevinsin babam bize şalvar almış diye. Şalvarlar dikilip geldiğinde çocuklar giydiğinde sevinçlerinde köyün alt başında üst başındaki köyün çocuklarına mavi şalvarlarını gösteriyorlardı . Ama asıl olan kazaklar eski lastik ayakkabı yamalık lı olması çocukların mavi şalvar sevinçleri belki haftalarca devam edecekti okula bu şalvarla gidip geleceklerdi. Çünkü yeni elbise alıp giymek çok zordu. Daha önceleri babaları sabah pazarında eski elbiseler alıp gelirdi. Çocuklarına ve kendisine hayat yıllar sonra değişti ve eski ve yamalık lı lastik ayakkabılar tarihe kavuştu. Hasan ile Mahmut büyüdü adam oldular. Gelen misafirlere konusu açıldığı zaman geçmişi hatırlatırlatırdı. Mehmet KARAKAŞ