Kuran'ı , hadisleri ve fıkhı tarihsel ve kültürel etkileri göz önüne alarak okumanın bize ne faydası olacak diye düşünenler olabilir..... Çünkü bu dini kaynaklarımızı gelenekteki gibi okur... Zihnimizi ve vicdanımızı bu kaynakların ağırlık verdiği konularda duyarlı hale getirir isek... Günümüzün esas ,can yakıcı ahlaksal ve adalet sorunlarına gerekli hassasiyeti gösteremiyoruz....... Bu kaynakları geleneksel yöntemle çok okuyan dindarlarda, namazı kılmak,oruç tutmak hayati bir konu iken. Kul hakkı yemek,kamu malını haksız almak ,vergi kaçırmak,trafik kurallarına uymamak,ticarette hile yapmak,devlet dairesinde sıraya uymamak aynı şiddette sorun görünmüyor. Domuz eti yemek, umre yapmak,çamaşıra idrar değmesi çok önemli bir sorun iken. Torpil yapmak, adam kayırmak, sınav sorularını çalıp yandaşlarına dağıtmak. Üniversitelere ve kurumlara kendine yakın adamları almak, nazik olmamak, az okumak sorun görünmüyor. Oysa Kuranı ve hadisleri okuyan biri görecektir ki, Allah ve Resulü Mekke insanı için can yakıcı sorunları ön plana alarak onlara ilahi bir görüşle çözmeyi öğretmiş idi. Bizler Mekke insanının sorunlarının pratik çözümlerini dinin esası zannedip, günümüz sorunlarına lakayt davranır isek, korkarım Allahı kandıramayacağımıza göre sadece kendimizi kandırmış, topluma ve medeniyetimize yazık etmiş oluruz. Din yaşadığınız güncel sorunlara ilahi gözle bakıp çözümler üretme bilgeliği ve hikmetidir. ********************************* PAYLAŞIM KORKUSU Demokratik toplum, konuşan, yazan, düşünen toplumdur. Gelişmiş dünya, dijital, etkileşimli demokrasiye evriliyor. İktidarlar seçimden seçime değil. Digital, sosyal medya ve paylaşımlar ile her an denetleniyor, yönlendiriliyor, politikaları geniş toplum tarafından manipüle edilebilir hale geliyor. İktidar ile birey arası mesafe eriyor. Kamuoyu etkileme sureci, gücü ve sermayeyi kontrol eden medya patronları ile kitleyi kontrol eden lobilerden uzaklaşıp, Sosyal ağlarda etkili olabilen geniş ve kontrolü imkansız bir kitleye geçiyor. Sosyal ağlarda bir şey yazmaya, beğenmeye korkacak kadar içine kapanan bir toplum, Demokratik gelişimini kaybedecektir. Siyasal, sosyal, ekonomik kazanımlarını kaybetme korkusu yaşayan bireyler, kendi düşüncelerini, tepkilerini gizleme eğilimi göstereceklerdir. Demokratik toplumu, otoriter toplumlardan ayıran en büyük özellik. Özgür ifade ile ortak aklın aktif kullanımı sonucu. Toplumun üretken ve yaratıcı bir dinamizm kazanmasıdır. Dr. Ahmet BULUT