Kilis'in Kurtuluş Bayramı Kutlu Olsun

Metin MERCİMEK


“Kilis’in İngiliz ve Fransızlar tarafından işgali sırasında tam 24 ay karanlık günler yaşayan Kilis insanı, öylesine kötü günler geçirmiş ki, bir taraftan Kilis erkeklerinin elindeki imkanlar kısıtlanmış, bir taraftan kadınlarımız evlerinden sokağa çıkamaz olmuşlar. Hatta analarımızın ve bacılarımızın çarşafları düşman askerleri tarafından açılmaya çalışılmıştır. Bu zor günlerde Kilis insanı, sadece İngiliz ve Fransızlara karşı direniş göstermekle kalmamış, kendi şehirlerini bırakıp komşu şehirlere yardıma koşmuştur. Böylece kahramanlarımız, bu büyük direnişleriyle düşmanın Anadolu’ya sızmasını önlemiştir. İşte Kilis Vakfı Yönetim kurulu üyeleri olarak 7 Aralık Kilis’in Kurtuluş Bayramı’nı candan kutluyor ve şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz.”

Yaşar AKTÜRK
İstanbul Kilis Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı


6 Aralık 1919 tarihinde başlayıp, 7 Aralık 1921 tarihine kadar devam eden Kilis'in işgaline geçmeden önce, Kilis vakfı yönetim kurulu heyeti olarak yapmış olduğumuz araştırmalar neticesinde, güçlü ve büyük ülkelerin dünya nimetlerini kendi ülkelerine nasıl akıtma girişimlerini yaptıklarını tespit ettik. Sözü edilen İngiltere, Fransa ve İtalya gibi güçlü ülkeler, kendi menfaatleri için başlattıkları 1914-1918 tarihlerinde çıkan savaştan galip çıkmış, ancak en büyük kayıp ve bozgunu Osmanlı Türkiye'si görmüştür.
1919 yılına gelindiğinde, Batılı müttefiklerin, yani savaşın galipleri İngiltere, Fransa ve İtalya'nın paylaşmaya çalıştıkları topraklar veya daha yumuşak bir ifadeyle 'nüfus bölgeleri' Osmanlı coğrafyası olmaktan çıkmış Ortadoğu olmuştu. Artık Ortadoğu'da onların aralarında uzlaşmaya varıp kurdukları veya tertip ettikleri yepyeni devletler türemişti. Asıl önemli husus ise, "Bereketli Hilal" denilen eski uygarlık ülkeleri ağırlıklı şekilde İngiltere ve ikinci sırada da Fransa'nın kontrolü altına girmişti.
Diğer taraftan, Kurtuluş Savaşı öncesi yurdun dört yanında işgal kuvvetleri devam ederken, Kilis'te bu acı girişimden ağır bir şekilde nasibini almıştır. Kilis'te önce İngiliz'ler, daha sonra Fransız'lar işgali sürdürmüş ve üstün bir mücadeleden sonra 7 Aralık 1921 yılında bağımsızlığına kavuşmuştur.
6 Aralık 1919'da başlayan işgal, tam 24 ay sürmüş ve bu süre içinde Kilis, karanlıklarla yaşamını devam ettirmiştir. O tarihlerde işgal kuvvetlerinin Kilis'e yerleşmesi ve işgalin vermiş olduğu mutsuzluk halkımızda öylesine bir etki yaratmış ki, onları yoğun ve puslu bir havaya dönüştürmüştür.
Bu acı günler devam ederken, bir taraftan Kilis erkeğinin elindeki imkanlarının kısıtlanması, bir taraftan da kadınların sokakta yürüyemez hale gelmesi, insanlarda sabır gücünün çatlamasına neden olmuştur. Özellikle çocuğuyla birlikte sokakta yürüyen bir annenin, işgalci askerler tarafından çarşafının açılması ve saldırıya maruz kalması, Kilis halkında büyük bir öfke ve gurur yaratmıştır. Bu durumda kadınlarımızın sokağa çıkamama durumu, halkımızda tepkilere yol açmış, gün gün yoğunlaşan bu olumsuzluklar, büyük direnişi yaratacak olan Çetelerin kurulmasını sağlamıştır.
Bir taraftan Çeteler şehrin dışında toplanırken, bir taraftan da bu olumsuzluklara dayanamayan Kilis kadınları da, öfke ve cesaretlerini silahlarını kullanarak ortaya koymuşlardır. Bu konuda henüz 20 günlük evli olan Güzel Fatma adındaki kadınla, Çerçili Ayşo adlı iki kahraman kadınlarımız, tüm bu olaylar karşısında "Düşmana kurşun sıkmayanın eteğimiz başına geçsin!" diyerek ilk kurşunu kendileri atmıştır.
Önce İngiliz'ler, daha sonra Fransızlara karşı büyük bir direniş ve kahramanlık gösteren Kilis halkımızın, "7 Aralık Kilis'in  Kurtuluş Bayramı"nı (Çete Bayramı'), Vakfımız yönetim kurulu üyeleri olarak candan kutluyor ve hayatını kaybeden şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz.