Son yüzyıla gelinceye kadar ülke yönetimlerinde ya krallık,ya padişahlık veya tek adam yönetimleri hakimdi.Seçim vs. olmadığı için halkın iradesinin fazlaca bir önemi yoktu. Adil hükümdarları hariç tutarsak,padişah veya kral ne derse o oluyordu.İletişim ve ulaşım imkanlarının artması,eğitimin yaygınlaşması bu yönetim sisteminin yanlışlığını ortaya çıkardı ve insanlık çoğu yerde demokrasiye ve ortak akıl ile yönetim sistemine geçti. Bu sistemde başkanı ve meclis üyelerini halk 5 yıllığına seçiyor ve icraatlarını beğenmezse değiştirebilme imkânına sahip bulunuyor. İleri demokrasilerde seçim bitti iş bitti mantığı yerine sivil toplum kuruluşları, dernekler, vakıflar, bu 5 yıllık süre içinde, seçilenlere ortak akıl ve bilim çerçevesinde fikir ve düşünce üreterek daha iyi bir yönetim için katkı sunarlar. Bizde de Kent Konseyleri, yürütme kurulu, komisyonlar ve genel kurul marifetiyle yerel yönetimlere fikir, öneri ve düşünce paylaşımı yapan, kanunla kurulmuş geniş katılımlı bir organizasyon olarak önemli bir misyona sahiptir. Demokrasilerde ben yaptım oldu mantığı yerine geniş katılımlı istişare vardır.Çünkü halkın olaylara katkısı ve katılımı önemlidir. Gerçek demokrasilerde önemli konularda sandıklar konularak halkın görüşü sorulur. Halkın çoğunluğu ne derse o olur. Bizde demokrasi kültürü henüz tam olarak yerleşmediği için halk yönetime 5 yıl boyunca pek dahil olmaz. İşte Kent Konseyi, yerel yönetimin doğrularını desteklemek,icraatlarında olumlu anlamda katkıda bulunmak,şehrin geleceğine yön vermek,ve kısaca yönetişimin(birlikte yönetme)bir parçası olmak için kurulmuş güçlü bir organizasyondur. Kent Konseyi başkanı olarak seçildiğimiz takdirde, tamamen gönüllülük esasıyla,yürütme kurulundaki arkadaşlarımızla birlikte daha güzel ve daha medeni bir kent olma yolunda elimizden gelen her türlü katkıyı sunmak için hazırız.. Bize bu yolda katkı sunacak her türlü fikre ve düşünceye açık olduğumuzu şimdiden beyan ederiz. Her şey kadim ve güzel memleketimiz için.