KENDİ KENDİNİ KANDIRMA

KENDİ KENDİNİ KANDIRMA

Kendi kendini kandırmanın toplumda yarattığı ahlaki bozulmayı hesaplamak mümkün değildir.

Bir insan mesleki inancını gerçekte inanmadığı şeylerin hizmetine sunacak kadar ahlakını kaybetmiş ve aklının iffetini satışa çıkarmışsa her türlü suçu işlemeye açık hale gelmiştir.

Thomas Paine Akıl Çağı S.4 Mevlana’nın yıllar önce " ya göründüğün gibi ol, ya olduğun gibi görün" sözü ile özetlediği bir gerçeklik var.

Bir toplumda çürümenin ciddi etkenlerinden biri, bireylerin kendilerini ve çevrelerini kandırdıkları iki yüzlülük oranının artması gibi görünüyor.

İnsanların menfaat, çıkar, korku.vs sebeplerden  olmadıkları kişi gibi davranmaya başlaması, inanmadıkları düşünce,politik tercih ve inanç söylemlerini konuşması ile toplumda yayılan iki yüzlülük.

Toplumun önce ahlaki kalitesini, sonra da siyasal, sosyal ve hukuksal kalitesini düşürüyor.

Kaliteli demokrasi; olduğu gibi görünen ve düşüncelerini özgürce konuşan toplumlarda daha güçlü yeşeriyor.

**************************************

OLDUĞU GİBİ GÖRENLER, OLDUĞU GİBİ SEVENLER

İnsanın tüm yaratıcılığının, üretkenliğinin kaynağı Kendini diğer insanlar ile kıyaslaması, eksik görmesi ve yarışması gibi görünüyor.

Bu özelliği, kıskançlık ve yetersizlik duygusun da kaynağı gibi duruyor.

Ne garip bir varlık şu insan.

Kendine öz güven, başarı, şöhret kazandıracak ruhsal enerjinin kaynağı.

Aynı zamanda kıskançlık kramplarının, yetersizlik duygusunun,  güvensiz ve zayıf hissetmesinin de kaynağı.

Bu yüzdendir ki tüm insan yetiştirme projeleri, İçlerinde tam tersi ile sonuçlanacak bir potansiyel taşır.

İnsandan, her büyük beklenti, büyük bir hayal kırıklığı riskini heybesinde taşır.

Olduğu gibi görenler, olduğu gibi sevenler, Yargılamadan, aşırı beklemeden kabul edenler.

Huzuru diğerlerinden daha fazla hissedebilirler.

Ahmet BULUT