<div>Kudüs için yapılan bir mitingde “Canımız, kanımız, ailemiz ve sahip olduğumuz her şey Kudüs ve Mescdi-i Aksa’ya feda olsun!” demiş ve Allah’a söz vermişti. Sözünü tuttu. Önce öğrenci hareketleri, mülteci kampları, suikastlar, cihad ve mücadele dolu 60 yılı, gençliğini, ömrünü ve tüm vaktini bu yolda feda etti. Sonra bombalanan evini ve el konulan tüm mallarını bu yolda feda etti. Sonra evlatlarını ve torunlarını feda etti. En sonunda da söz verdiği gibi canını da bu yolda feda etti…</div> <div> Üç evladının ve torunlarının şehadet haberini aldığında: “Düşman, oğullarımı öldürerek duruşumuzu değiştireceğimizi düşünüyorsa yanılgı içindedir. Oğullarımın kanı Gazze'de şehit olan insanlarımızın kanından daha kıymetli değildir, çünkü hepsi benim evlatlarımdır. Oğullarımın kanı Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın özgürleştirilmesi yolunda feda olmuştur. Tereddüt etmeyeceğiz, geri çekilmeyeceğiz, Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın özgürleştirilmesi için yolumuza devam edeceğiz” diyen İsmail Haniye’nin mücadelesi dünyaya gözleri açtığı ilk andan itibaren başladı.</div> <div> Çünkü O, 1963 yılında Gazze’deki El-Şatti mülteci kampında doğmuştu. Mülteci kampında doğmak demek, çocukluğunu ve gençliğini Siyonist işgalin, yokluğun ve hayatın çetin şartlarının en ağır hissedildiği bir yerde geçirmek demekti.</div> <div> Genç yaşından itibaren sakinliği ve ağır başlılığı ile tanınan Haniye, daha lise yıllarında tanıştığı Müslüman Kardeşler hareketi vesilesiyle Müslüman Öğrenciler Derneği ve Gazze İslam Üniversitesi Öğrenci Konseyi gibi birçok harekette aktif görev aldı. HAMAS’ın öğrenci hareketlerinde üyelik ve yöneticilik yaptı.</div> <div> Şehit Hasan el Benna’nın, “Laftan başka bir şey bilmeyen hatiplerle çok zaman kaybettik. Şimdi iş üretme ve cihad zamanı” sözünde olduğu gibi hayatının her anını mücadele ve cihada adadı.</div> <div> Yoğun İslami faaliyetler arasında Gazze İslam Üniversitesini başarıyla bitiren Haniye, birinci intifada esnasında işgale karşı direnişinden dolayı 1987, 1988 ve 1989 yıllarında üç kez tutuklandı. 1992 yılına kadar hapis hayatı yaşadı.</div> <div> Tahliye olduktan sonra ise Siyonist İsrail’e tehlike arz ettiğinden dolayı 415 arkadaşıyla birlikte Lübnan’a sürgün edildi.</div> <div> Uzun yıllar Şeyh Ahmet Yasin’in özel kalem müdürlüğünü ve yardımcılığını yaptı. Şehit Abdulaziz Rantisi başta olmak üzere birçok HAMAS lideriyle birlikte yönetici kadroda çalıştı. Liderlerin birer birer şehid edilmesinde sonra HAMAS’ın liderleri arasına girdi.</div> <div> "Filistinliler güvenlik ve özgürlüğe sahip olmadığı sürece, Filistin'i işgal edenlerin güvenliği olmayacaktır” diyen ve yılgınlık, yorgunluk ve korkaklık nedir bilmeyen Haniye, 2006 yılında yapılan seçimlerde Başbakan olarak atandı.</div> <div> Başkan olduktan sonra da mülteci kampındaki evinde oturmaya ve sade bir hayat yaşamaya devam etti.</div> <div> Siyonist İsrail tarafından defalarca suikasta uğradı. Bir seferinde Şeyh Ahmed Yasin’le birlikte uğradığı suikasttan kurtuldu. Daha sonra ailesiyle birlikte oturduğu ev bombalandı.</div> <div> "Sizin öfkelenmeniz ve bu katliam karşısında tarihi bir duruş sergilemeniz için daha ne kadar kan ve katliam gerekiyor?" diyen Haniye, Siyonist İsrail’in yaptığı katliamlar karşısında sessiz kalan İslam ülkelerinin liderlerine harekete geçmeleri için her fırsatta çağrıda bulundu.</div> <div> Aksa Tufanı hareketi esnasında gösterdiği cesur ve kararlı tutumla Siyonist İsrail’e ve dünyanın süper güçlerine izzetli bir ders veren İsmail Hani’ye, “Gazze bugün; işgal, terörizm, günlük katliamlar ve soykırım savaşı ne kadar acımasız olursa olsun pes etmeyen, direnişin sahada kararlı kalmaya devam ettiği ve aşılmaz olduğunu doğrulayan ölümsüz bir savaşta.</div> <div> Filistin topraklarındaki direniş hareketi olarak bizler, ne pahasına olursa olsun bu halkın fedakârlıklarına, özgürlüklerine, topraklarının ve haklarının iadesi özlemlerine sadık kalacağımıza dair önce Allah'a sonra da halkımıza söz verdik” diyerek hareketin ve cihadın başarıya ulaşıncaya kadar durmayacağını beyan etti.</div> <div> Ve bir bayram günü her anı mücadele ve zorluklarla geçen bir hayatın yeni bir imtihanını, üç oğlu ve torunlarının şehadetini “La havle ve la kuvvete illa billah” diyerek büyük bir sabır ve örneklikle karşıladı.</div> <div> Dünyevileşmeyi iliklerimize kadar hissettiğimiz bu ahir zamanda genç nesillere cihad, ahlak, sabır, teslimiyet, fedakârlık ve mücadele konusunda örneklik yapan İsmail Haniye ve onun gibi liderlerden Allah razı olsun. Şehadeti mübarek olsun…</div> <div>Dr. Abdülaziz Kıranşal</div> <div> </div>