İnsan Olmanın Bir Bedeli Olmalı-2

Efendim insanoğlu da bir akarsu misali. Bazen yolunu şaşırır bazen burnu Kaf dağında olur hâkir görür çevresindekileri. Bazen taşar bazen de dingin olur. İşi ehline bırakmaz hiç, "ben ben" dediği için de "hiçlik makamı"ndaki dost otağı viraneye döner. Basamakları ikişer-üçer çıkmaya başlar ama hak etim mi ben bu tırmanışı diye kendini de sorgulamaz. Ya ben kul hakkı yediysem diye ardına bakmaz nefsini sorgulamaz.

Etrafımıza verdiğimiz her maddi manevi zararın Hakk Teâlâ katında hesabının olacağının bilincinde de değiliz ne yazık ki! Neden?

Oysa akıl değil mi bize yön veren? Doğruyu yanlışı ayırt etmemizi sağlayan. Yoksa nefsimiz aklın yerine mi geçti artık.

Efendim zor olmasa gerek sevmek

Zor olmasa gerek dosta dost eli uzatmak

Zor olmasa gerek ekmeği bölüşmek

Zor olmasa gerek merhamet, şefkat

Zor olmasa gerek elimizde olana şükretmek

Zor olmasa gerek insanlığını öğrenmek

Ve zor olmasa gerek

Yaradılan’ı Yaradan’dan ötürü sevmek.

"Her nefis ölümü tadacaktır" diyor, Ankebut suresi -57. ayeti kerimesinde Rabbimiz. Peki o zaman neyin telaşı içerisindeyiz?

Neyin hırsı bu içimizdeki? Nedir ki bizim olmayanın paylaşılamayan bu kavgası?

Nedir bu hengâme? Nedir bizi insanlıktan uzaklaştıran sebep? Bizler bir "hiç" isek o hâlde neden gül değil de diken oluyoruz çevremizdeki insanlara? Fani ömrü güzelliklerle yaşamayı neden kolaylaştırmıyoruz? Neden göz yumuyoruz insani değerlerimizin kaybolmasına. Sanki koca bir dev evrende gezinip "cuk" diye yiyip bitiriyor güzele dair ne varsa içinde.

Sevgili okurlar yaşam bir masal ve bizler bu masal aleminde mutlu sona varmak istiyorsak; yüreğimizden öfke, kin ve hırsı barındırmamalıyız. Aklımızı şeytani değil rahmani şeylere kullanmalıyız. Gönüllerimize sevgiyi saygıyı nakşetmeliyiz.

Birlik beraberlik içerisinde topluma yararlı olabilmek adına gayretlerimiz olmalı.

Topluma yararlı olabilmek adına böyle güzelliklerde yer almak insanı mutlu ediyor değil mi? İnsanlığa yararlı her hizmetin altında sizlerin adının olmasını içtenlikle diliyorum. Bizler sevgiyi, dostluğu, barışı, hoşgörüyü heybemize doldurup elimizden geldiğince evrene dağıtabilmeliyiz ki evrende huzurumuz olsun.

Efendim "hiçlik makamı"nda birer fâni olduğumuzu unutmadan dost ortağımıza güller derelim. Din, dil, ırk ayrımı olmadan fenalıktan sıyrılıp hayırlara yelken açalım.

Şair, müzisyen ruhlu insanlar daha naif olduklarından evrendeki bu yersiz hengameye duyarsız kalamayıp geçmişten bugünümüze kadar şiirler yazmakta ya da şarkılar okuyup serzenişte bulunmaktalar.

"Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun

Olursa bir şikayet ölümden olsun." Diyor ünlü şair Cahit Sıtkı Tarancı.

Ünlü Türk filozofu Farabi de sevgiyi, adaleti, doğruluğu ve bilgeliği hep ön planda tutarak; insanların birbirini sevmelerinin insanlar arasında uyumu pekiştireceğini dile getirmiş:

"İyi bir insan öldüğünde ona ağlamayın. Asıl onu kaybeden topluma ağlayın." diyerek iyilerin olduğu toplumda huzur ve refahın her zaman olacağı kanaatinde olmuş.

Efendim kötülük var olduğu müddetçe her zaman toplum zarar görür düşüncesindeyim. İlmek ilmek artarak evreni sarar sarmalar. Ama biz izin vermezsek buna, ilmekler kördüğüm olur ve evrene asla zarar veremez.

İnsanlık adına Peygamberimiz Hz Muhammed'in hoşgörülü kişiliğini örnek almayı becerebilirsek; evren de yaşanası güzel bir hâle bürünür.

İnsanlığın en güzel ayrıcalığı olan aklımızı, yüreğimizi faydalı bir şekilde kullanabilmeyi başarırsak ne mutlu bizlere!

Ben de sizlere insanlık adına yazmış olduğum bir şiirimi okuyup sohbetimi sonlandırmak istiyorum.

 

ŞİİR TEKNEM

 

Bir can, bir nefestir tende dirilir

Canlar aşk bezminde "Hû" der, derilir

Bütün kapıları kalbe serilir

Evren bir değirmen döner aşk ile.

 

Şiir teknem vardır gönül bağında

Tırmanır yorulmaz birlik dağında

Oturur bezminde, can otağında

Bütün ervah ona koşar şevk ile.

 

Kuruyan dudaklar bir pınar ister

Güneşte kavrulan bir çınar ister

Muhabbet arayan candan yâr ister

Bütün âlem ona koşar meşk ile.

 

Vahdet olan Hakk'a ettik itaat

Zulüm olan yerde küser kainat

İblisle yol almaz, etmeyiz biat

Olmaz kullarının işi şirk ile.

 

Zehra der ki; âlem bana hoş gerek

Yaradan buyurur emre baş gerek

ŞİİR TEKNEM'e de bir yoldaş gerek

Gönlümüz eğlenmez saray/köşk ile.

 

Değerli okurlar, yaşantınız şiir tadında güzelliklerle dolu dolu olsun!.

Böyle seçkin bir programda yer almama vesile olan değerli büyüklerime tekrar teşekkür ediyorum. Biz gençlere kılavuz olan gönülleri sağ olsun. İnsanlığın en güzel mertebeye ulaştığı günleri görebilmek dileğimle sağlıcakla ve esenlikle kalınız efendim!.