Her yeri ayrı güzel yurdumun! İKİNCİ DURAK SİNOP

Tokat’tan ayrılma zamanı gelmişti, yola konulduk Türkiye’nin en kuzeyinde bulunan Sinop iline doğru.

Sağ ve sol tarafımızda bulunan tamamıyla bir orman yolu olan Amasya, Havza, Vezirköprü ve Boyabat’ı geçerek ulaştık Sinop’a…

Bundan 3-4 yıl önce 15 Eylül Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cengiz Demirel’in misafiri olarak Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu (TGK)’nun Başkanlar Kurulu toplantısına katılmıştım. O dönemde hayran kaldığım Sinop’a ikinci gidişimdi bu defa…

Üç bir tarafı Karadeniz ile çevrili olan bir doğa harikası olan Sinop…

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), araştırma sonuçlarına göre Türkiye’nin en mutlu insanlarının bulunduğu ve en huzurlu şehri seçilen Sinop, olağanüstü doğası, arkeolojik kalıntılarıyla yerli yabancı turistleri kendinde hayran bırakıyor.

Sinop, 2014, 2016 ve 2017 yıllarında “En Mutlu Şehir” unvanını kazanmıştı. 2020 yılında da TÜİK’in yaptığı araştırmaya göre yüzde 77,66 oran ile “En Mutlu Şehir” unvanını kazanan Sinop, gerçekten çok mutlu.

Akşam saatlerinde vardığımız Sinop’ta bizleri karşılayan KGK Sinop İl Temsilcisi Esra Aksu ile konuşmaya başladık Sinop üzerine…

Yeşil ile mavinin bir arada olduğunu, doğasıyla insanı mutlu ettiğini belirtti Sayın Esra Aksu. Mutlu şehir olmasının en önemli sebeplerinden birinin insanların birbirine saygı ve sevgi içerisinde yaşaması olduğunu belirten Esra Aksu, “Sinop, kalabalık olmayan küçük bir şehir. Kalabalık olmaması sebebiyle de trafik sorunu olmayan bir şehir. Karadeniz’in Bodrum’u olan Sinop’ta yaşadığımız için mutluyuz.” dedi.

Milattan önce 2000 yılında inşa edildiği tahmin edilen, sırasıyla Pontus Krallığı, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular’ın eline geçmiş ve önemli bir merkezi olan Sinop Kalesi’ne çıktık, gecenin bir vakti… Orada Sinop’un gerek tarihi ve gerekse kültürü hakkında bilgiler veren KGK Temsilcisi Esra Aksu, Tarihi Sinop Cezaevi’nden de bahsetti, uzun uzun…

Sahil boyunca gezerek şehri bizlere tanıtan Esra Aksu’dan saatin geç olması sebebiyle müsaade isteyerek otelimize geçtik…

Sinop’a ulaştığımız gün şehir dışında olması sebebiyle görüşme imkanı bulamadığımız 15 Eylül Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cengiz Demirel, sabah saatlerinde arayarak Cemiyet Binası’na davet etti.

Sahil kenarında halk arasında Aşıklar Caddesi olarak bilinen Gazi Caddesi üzerindeki Sinop Belediyesi’ne ait Yaşlılar Evi’nde bulunan 15 Eylül Gazeteciler Cemiyeti’ne hayran kaldım. Genişçe bir bahçesi bulunan 15 Eylül Gazeteciler Cemiyeti’nde bizleri misafir eden Cengiz Demirel ile Sinop üzerine konuştuk.

Tabi ki 2 gazeteci bir araya gelir de TBMM’de olan İnternet Yasası üzerine konuşmaz mı? Artısıyla, eksisiyle konuştuğumuz İnternet Yasası’nın bizlere neler getireceği veya neler götüreceği hususunda uzun uzun tartışıp durduk…

Sinop’un en meşhur yemeği olan ‘Sinop Mantısı’nı daha önceden gittiğimde tatma imkanı bulmuştum. Öğle saatinin gelmesi ve bizlerinde yola çıkması gerektiği sebebiyle Cengiz Demirel’in öğle yemeği ikramıyla karşı karşıya geldik… Menüde tabi ki ‘Sinop Mantısı’ var…

Bir tarafı yoğurtlu, diğer tarafı cevizli olarak ikram edilen ‘Sinop Mantısı’na bir kez daha hayran kaldım.

Neden ‘En Mutlu İl’ diye sorduğum Cengiz Demirel, bunun sebebini kısaca değil, uzun uzun anlattı. Evet, bütün anlattığı sebepler karşısında neden mutlu olunmasın ki?

Cengiz Demirel, “Terör olayı yok. Öyle büyük bir asayiş olayı yok. Trafik Lambası yok, daha doğrusu trafik sorunu yok. İnsanlar birbirine saygılı ve sevgili. Küçük bir şehir olduğundan birçok yere yürüyerek ulaşım sağlanıyor. Yeşil ve Mavi bir arada. Kadına değer verilir. Köpekler hiçbir insanı ısırmaz ve kovalamaz. Buradaki köpekler ve kediler bile mutlu.” diyerekten özetledi aslında.

Hayvanların bile mutlu olduğu bir şehirde insanlar neden mutlu olmasın ki?

Uzun bir sohbet sonrasında hem Cengiz Demirel’e hem de Esra Aksu’ya göstermiş oldukları misafirperverlikten ötürü teşekkür ederek, Sinop’tan ayrıldık…

Devam Edecek…