Her yeri ayrı güzel yurdumun... DÖRDÜNCÜ DURAK BARTIN!

                Safranbolu’dan ayrılınca yaklaşık 1,5 saatlik araba yolculuğu sonrasında ulaşabildik Bartın’a…

                Yoldan giderken “Ağaç Tüneli” olarak bilinen ve kilometrelerce uzunluktaki olan yoldan gitmek… Yolun dar, bir gidiş, bir geliş olması ve çok viraj bulunmasına rağmen manzara karşısında yolun hiçbir zaman bitmesini istemediğimiz bir yolculuk yaşadık…

                Her başlangıcın bir bitişinin olduğu gibi, eşsiz manzaralı yolumuzda bitti ve Bartın’a ulaştık. O gece bizleri Türkçe Konuşan Ülkeler Uluslararası Gazeteciler Derneği Başkanı Güngör Yavuzaslan misafir etti. Gece geç saatlerde ulaştığımız Bartın’da hemen istirahate geçmek durumunda kaldık. Yol her ne kadar güzel ve eşsiz manzaralı olsa da, epey bir yorucuydu…

                Sabah olmuştu artık, uyanma ve Bartın’ı gezme zamanımız gelmişti. O sırada telefona bakarken geçen yıl Bartın İl Jandarma Komutanı olarak tayini çıkan Albay Ersin Aslan’dan “Sabah Valilikte toplantım olduğu için öğle vakti yemekte görüşürüz inşallah” diye bir mesaj.

                Hal böyle olunca kahvaltı sonrası kısa bir Bartın turu yapıp öğle vakti Albay Ersin Aslan ile buluşacağım Bartın İl Jandarma Komutanlığı Jandarma Sosyal Tesisleri’ne gittim.

                Albay Ersin Aslan ile Kilis’te çalıştığı zamanlarda kurduğumuz dostluk elbet Bartın’a gidince bitmedi… Nerede olursan ol, konu Kilis olunca sohbet açılınca uzun sürüyor elbet…

                Kilis aşağı, Kilis yukarı derken zaman bir hayli geçti elbet… Benim niyetim Albay Ersin Aslan’ın bir çayını içerek, esasen gitmek istediğim yer olan İstanbul’a hareket etmek idi…

                Fakat burada da hal böyle olmadı… Albay Ersin Aslan’ın Bartın İl Jandarma Komutanlığı Jandarma Sosyal Tesisleri’nde ettiği ikramların akabinde Amasra ve İnkumu’na doğru yola çıktık…

                Eşsiz güzellikteki plajından gün batımını seyretmek, yemyeşil bitki örtüsüyle sizi çevreleyen dağların ve denizin esintisini hissetmek için kesinlikle görülmesi gereken bir yer İnkumu.

                Batı Karadeniz bölgesinin en güzel ve en uzun plajlarından birisi olan İnkumu plajı, genelde Bartınlı ailelerin yazlığı olarak bilinmesine rağmen yaz aylarında yerli ve yabancı birçok turist ziyaret etmektedir. İnkumu’nda Liman bulunmaması ve plajı direk açık denizle teması sayesinde deniz suyu da oldukça temizdi.

                İnkumu’nda çay molası verdikten sonra sonraki istikametimiz Amasra oldu… Yeni ve geniş yollardan gittiğimiz İnkumu’na, doğa manzaralı eski yoldan Amasra’ya gittik…

                Amasra’nın; ormanlık alanları, plaj ve koyları, şelale ve mağaraları ile tüm doğal güzellikleri bünyesinde barındırdığını ve 3 bin yıllık geçmişiyle de resmen tarihe ışık tuttuğunu öğrendik bizleri gezdiren rehberimizden…

                Amasra’yı gezdim demek için ancak iki gün ayırmamız gerektiğini belirten rehberimiz, bizlere yarım günde önce İnkumu’nu, sonra da Amasra’yı hızlandırılmış bir gezi ile tanıttı…

                Amasra Kalesi, şehre panoramik bakış atabileceğiniz nokta. 2013 yılında Unesco Dünya Mirası Geçici Listesi’ne eklenmiş olan kale aslında iki bölümden oluşuyor. Biri Boztepe’deki “Sormagir Kalesi diğeri de Amasra’daki Zindan Kalesi. Eskiden Boztepe bir ada olduğundan, kalenin böyle iki kısımdan oluşması mantıklı geliyor. İstanbul’da bulunan Rumeli ve Anadolu Hisarı mantığı gibi. Kale, Roma, Bizans, Ceneviz ve Osmanlı olmak üzere birçok dönemde şehir savunmasında aktif olarak kullanılmış.

                Kemere Köprüsü, Amasra’nın Boztepe bölgesini, anakaraya bağlayan köprü. Tarihi, Roma dönemine dayanıyor. Ağlayan Çınar’a da buradan geçilerek gidiliyor.

                Ağlayan Ağaç, Amasra’nın Tavşan Adası manzaralı noktası. Köprüden geçtiğiniz alanda kalan yerde gerçekten bir 300-350 yaşında bir ağaç var ve genelde Nisan ve Mayıs’ta birkaç kez olarak gerçekten ağlıyor. Nasıl mı? Denizden ve havadan aldığı nemi yapraklarından dışarı salarak. Ağlayan Ağaç’ın hemen yanında da bir çay bahçesi var. Burada Tavşan Adası manzarasına karşı çay-kahve içebilirsiniz. Aslında çok da etkileyici bir yer değil ama biraz yürümek, Amasra’ya farklı bir yerden bakmak iyi geldi.

                Bartın’da hedeflediğimiz kalma süresinin epey dışına çıkmamız sebebiyle bizlere rehberlik eden Gökhan Beye veda ederek ayrıldık Bartın’dan…

                Sonraki istikamet, ana hedefimiz olan İstanbul…

DEVAM EDECEK…