Bugün hastane sürecimizin 14. günü. Normal şartlarda taburcu olmam gerekirken enfeksiyonun inadı yüzünden süreç bir hafta daha uzadı.Allah'tan hayırlısını dileyip tedaviye devam ediyoruz. Fırsat buldukça eşimin önerisiyle,Muhammed Esed'in "Mekke'ye Giden Yol" isimli eserini okuyorum. Ara sıra da bir dostun hediyesi olan "Hastalar Risalesi"ne göz atıyorum. Koridorlardan gürültülü konuşma sesleri geliyor. Bazen insanlarımız kendilerini evlerinde zannedip genel ortamlarda da yüksek sesle konuşabiliyor. Nerede nasıl konuşulması gerektiği hususu da toplumsal bir sorun olarak ortada duruyor. Cuma namazını burada eda ediyorum. Gayet güzel ve naif bir imamı var. Hutbeyi güzel okurken namazdaki ses ve makam daha bir güzel... Cemaat mescide sığmıyor. Mescid bodrum katta olmasa daha güzel olurmuş. 19 adet sıcak ve soğuk suyu akan abdest alma yeri yapmışlar. Mescid sade ve temiz.. Hastane kantininde satılan ürünler dışarıdan bir hayli pahalı.Mesela küçük su 8, beş litrelik su 30 lira.Bisküvi ve diğer herşey piyasadan çok pahalı. İhale sürecinde yüksek kiraya verildiği için bu işletmeler maalesef kiranın bedelini müşteriden çıkarmaya çalışıyorlar.Bu işlere bir çare bulunmalı. Mesela kantinin hemen yakınında bulunan otomatlarda fiyatlar daha makul.Orada su 5 lira. Beni ziyarete gelenlerin en büyük şikayeti park yeri bulamamaları...Hergün 5700 kişinin polikliniğe ve acil servise geldiği bir hastanede mevcut otopark yeri çok çok az.Bu konu acil olarak ele alınmalı... (Devam edecek)