<div><strong>Metin MERCİMEK</strong></div> <div> </div> <div>“İstanbul Kilis Vakfı Yönetim Kurulu Heyeti tarafından yapılan araştırmalar neticesinde, gerek Kilis’e hizmetin, gerek hayırseverliğin gerekse eğitimi-öğretimin yanı sıra, Kilis’in kültür değerlerine de kucak açtık ve kapsamlı tespitler yaptık. Kilisin sosyal be kültürel yaşamında önemli bir yer tutan mekanların kahvehaneler olduğunu ortaya çıkardır. Özellikle dört önemli kahvehane, (Maarif Kahvesi, Kadir’in Kahvesi, Nuri’nin Kahvesi ve Kazancı Ali’nin Kahvesi önde gelenlerdir). Bunlar kültürel işlerliği toplumsal iletişime aracılık etmiştir.”</div> <div> </div> <div>Mehmet YILDIRIM</div> <div>İstanbul Kilis Vakfı Başkan Yardımcısı</div> <div>Kilis’te kahve kültürü her ne kadar işsizlerin ve emeklilerin uğrak yeri olarak görülse de eski yıllarda şehrin sosyal-kültürel yaşamında önemli bir yer tuttuğu bir gerçektir. Daha doğrusu kahvehaneler, zaman doldurmak için değil, okuma kültürünün ve beyin fırtınasının estiği yerler olmuştur. Özellikle “Oda Ekolü” döneminde şairlerin, yazarların ve zamanın aydın kişilerin bulundukları, ülke sorunlarını konuşup, tartıştıkları mekanlar olmuş ve giderek sosyal yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.</div> <div>Kilis’te geçmiş yıllara bir göz attığımız zaman, kahvelerin duvarlarına askere çağrı listelerinin asıldığı, seçmen kütüklerinin askıya çıkarıldığı, dost meclislerinin, siyasetin nabzının attığı tek iletişim merkezi olduğunu görürüz. Bu kültür iletişimlerinin başında Maarif Kahvesi, Kadir’in Kahvesi, Nuri’nin Kahvesi ve Kazancı Ali’nin Kahvesi, bulundukları çevreye bağlı olarak farklılık göstermişlerdir.</div> <div>Maarif Kahvesi’nin kendine özgü bir ağırlığı ve sosyal yönü vardır. Kilis’in ileri gelen esnafı ve saygı değer insanları burada ağırlanırdı. Ayrıca Kilis’in düşman işgali sırasında, Maarif Kahvesi bahçesinde, gazetelerin üzerine eğilmiş olan üç gençten biri Hasan Kâmil Demirbaş, birden bire kurşunla vurulmuş gibi “Eyvah!” diyerek yerinden fırlamış. İşte bu ani tepki, Kilis’te düşmana ilk kurşunun Hasan Kâmil Demirbaş tarafından başlatıldığı, daha doğrusu düşmana ilk kurşunun atıldığı anlamına gelmiştir.</div> <div></div> <div>Peki bu sözü edilen gazetenin üzerinde ne yazılmış ki, Hasan Kâmil Demirbaş böylesine büyük bir tepki vermiştir? Maarif Kahvesi bahçesinde gazete üzerinde “15 Mayıs’ta İzmir işgal edildi. Yunanlılar İzmir’e çıktı…” manşet yazısı, Hasan Kâmil’in gözüne ilişmiştir. Çünkü bir akşam önce Kilis’e gelen seyyar tiyatro topluluğundaki Ermeni asıllı Elene’nin “Hop… Hop… Hop… Yarıma da maşallah… İstanbul’da buluşuruz inşallah” diyeceği yerde “İzmir’de buluşuruz inşallah” demesi Hasan Kâmil’de bir çağrışım yaratmış ve bunun üzerine tiyatronun kapatılması sağlanmıştır. Böylece Kilis’te tarihi bir önlem alınmıştır.</div> <div>Kilis’in diğer kültür mekanı ise, Nuri’nin Kahvesi idi. Nuri’nin Kahvesi de Maarif Kahvesi gibi seçkin esnafların buluştuğu bir mekandır. Özellikle kendine özgü tömbeki kullanan daimi müşterilere sahipti.</div> <div>Kilis’in sosyal ve kültürel etkinliklerin yapıldığı bir başka mekan ise, Kadir’in Kahvesi’ydi. Burada gerek sesiyle, gerek sanatıyla ve gerekse esprili davranışlarıyla ün yapmış olan Zılban, Hacıvat Karagöz oyununu yönetmiş ve Kilis halkına kendini çok sevdirmiştir. Ayrıca Kadir’in Kahvesi, küçük çapta seyyar tiyatronun oynatıldığı bir salon haline de gelmiştir. Ama daha çok Zılban yönetiminde Hacıvat-Karagöz oyunları, herkesin ilgisini çekmiş ve de çok başarı göstermiştir.</div> <div>Dördüncü kültür mekanı ise Kazancıali’nin Kahvesi olmuştur. Kilis’in ileri gelen sayılan ve sevilen insanlar, bu kahvede dinlenir ve önemli kararlar da burada alınırdı. Daha çok alım satım işlemleri bu kahvede ele alınırdı. </div> <div>Görüldüğü üzere Kilis’in kahvehaneleri, ülkenin birçok sorunlarını takip eden ve değerlendirilen bir mekan haline gelmiştir. Özellikle çok partili döneme geçiş yıllarında, Ankara’daki siyasal hareketlilik daha çok radyo haberleriyle kahvehanelerde takip edilmiştir. Dikkat edecek olursak kahvehane müşterileri, gerek iktidar partisinin, gerek muhalefetin konuşmalarını, siyasi çekişmelerini kendi kavgası gibi benimsemiştir. Hatta Kilis Vakfı Yönetim Kurulu Heyeti tarafından araştırmalarımız neticesinde, kahvelerde bu çekişmeler zamanla Kilis’in aynı mahallesinde bölünmelere neden olmuştur. Bu olumsuz olaydan sonra, Kilis’te kahvehaneler giderek çoğalmaya başlamıştır.</div> <div>Yine Kilis kahvehanelerin diğer bir özelliği ise, nargile kültürünün sohbet eşliğinde hakim olmasıdır. Bu sohbet öylesine bir hal almış ki, sabahın kuşluk vaktinde sohbete katılanlar bile olmuştur. Nargile sohbetleri genellikle, Kilis’in Fransızlar tarafından işgal edilmesi ile ilgili konuşulmuş ve geçmiş anılar anlatılmıştır. Tömbeki ile ilgili olarak Vakfımız Denetleme Kurulu Üyemiz Metin Mercimek, bakınız bir anısını bizlere şöyle anlatıyor: “Kilis’te nargile tiryakisi olan Kilis’in ünlü sıva ustası ve aynı zamanda benim dayım Hasan Cabioğlu’ndan, nargileciler için söylenen şu anlamlı sözü not almıştım: ‘Tütünü tömbeki, tömbekiyi de teneşir paklar’ diye söylemişti” diye ifade etmiştir. </div> <div>Toplumsal bir yapıyla bütünleşmiş olan bu mekânlar, Kilis’te siyasi ve kültürel işlevleriyle toplumsal iletişime aracılık etmişlerdir. Sosyal ve kültürel bir değer taşıyan Kilis’in kültür mekanları Maarif Kahvesi, Kadir’in Kahvesi, Nuri’nin Kahvesi ve Kazancıali’nin Kahvesi, vermiş olduğu kültürel hizmetler ile hepimizde güzel bir anı bırakmıştır.</div> <div>İşte İstanbul Kilis Vakfı Yönetim Kurulu olarak, Kilis’in bitmez tükenmez bir çok kültür değerlerinin ortaya çıkmasını ümit ediyor ve bu değerlerin bir başka güzelliğinde yeniden buluşalım diyoruz.</div>