<div>DİNİN TANRI MERKEZLİ TEOLOJİSİNİN TANRI VE İNSAN MERKEZLİ TEOLOJİ İLE DEĞİŞİMİ</div> <div> </div> <div>Kuran oluştuğu pagan topluma tepki olarak şekillenmiş hitabi bir metindir.</div> <div>Çok tanrılı ,putperest bir zihni çağın bilgi ve akıl seviyesi ile temizlemeye çabalamanın kurgusunu içerdiği görülüyor.</div> <div>Bu açıdan Tanrıyı merkeze alır iken, putları aşağılama ve tanrı dışındaki tüm ögeleri değersizleştirme vurguları içermesi normal.</div> <div>Tanrıyı merkeze alıp, diğer her şeyi öteki gören felsefe , sonuçta insanı , insan aklı ve ürünlerini de öteki görüp değersizleştirmeye başlamış.</div> <div>Tüm ortaçağ tarihi, Yunan da uyanan ,insanı merkeze alarak üretilen düşüncelerin baskılandığı bir görüntü veriyor.</div> <div>Filozofların ve sufilerin insan aklını ve insan psikolojisini tanrı ile birlikte görme ve tanrının yanına çekme istek ve çabaları</div> <div>Kurancı, selefi, fıkıhçı, doğmatik zihinler tarafından mahkum edilip, ötekileştirilmiştir.</div> <div>Yine de ortaçağ sonrası Anadolu coğrafyasına yunus, Mevlana, hacı Bektaş gibi insan ve tanrıyı merkezde gören düşünceler etkin olmuştur.</div> <div>1950 den beri türkiye ve ortadoğuda; kaynaklara dönelim tarzı neoselefi düşünceler. Tekrar merkeze tanrıyı fazlaca yerleştirmeye çalışır iken,</div> <div>İnsanı ve insan ürünü olan aklı,felsefeyi, bilimi, sanatı dışarı öteleyen bir akım üretti. Hatta insanı merkeze biraz almaya çalışan akımlar,</div> <div>Aklı ve insanı putlaştırıyor, İlah ediniyor diyerek mahkum edilip, ötekileştirildi.</div> <div>Filozofların insan aklı ile tanrı aklının teması felsefesi,</div> <div>Sufilerin tanrı ile birlik olabilen insan felsefesi</div> <div>Aslında insanı ve yeteneklerini tanrı ile savaştırmadan ,yeşertme ve değerli görme çabasıdır.</div> <div>Aydınlanma ile dinle savaşarak kazanılan batıdaki bu değerler, bugün dünyada yaygın kabul görmüş değerlere dönüşmüştür.</div> <div>İslam'ın kültüründe mevcut bu fikirleri yeniden düşünmek ve yeşertmek,</div> <div>gençlerimizi din ile buluşturmada önemli bir zemin sağlayacaktır diye düşünüyorum.</div> <div>*******************************************************</div> <div>YAŞANAN ACI TECRÜBE</div> <div>Hizmetine ömrümü harcadığım memlekette, dostlarım kalmadı gibi bir şey.İnsanın düşkünlüğünü, sefaletini bilirdim ama ruh sefaletinin bu kadar karanlığını görmemiştim.</div> <div>İnsan diye emek verdiklerimin hemen hepsi de ruh ve mana mefhumuna yabancı, menfaat kölesi bir takım haşerelermiş.</div> <div>Ahlaksızlığın ummanı olan bu Şark´ı yaşadıkça tanıyorum. Burada insanı fenerle arayanlar yanılmamışlar.</div> <div>"Müslümanız diyen insan yığını´ yok mu?</div> <div>Onlar, Şark´ın en aşağı tabakasını teşkil ediyor. Yaşanan şekliyle Müslümanlık Şark´ı bitirmiş. Buraya artık ne ilim girer, ne ahlak; ne de Allah uzanır bunlara…</div> <div>Bunların önce her şeyi bırakıp, insanlık devrine girmeleri lazım.</div> <div>Nurettin Topçu</div> <div>(11 Nisan 1965 tarihli mektup) Nurettin Topçu Ne kadar derin bir hayal kırıklığı, insana, ahlaka, erdeme , adalete , bilgeliğe olan ümit, her merhametli ruhun içerisine düştüğü bir labirent gibi.</div> <div>Hayatı anlamsız bulan, insanı sadece çıkarları ve şehveti peşinde koşan ilkel bir varlık gören düşüncelere inat.</div> <div>Hayatın yüce bir anlamı olduğuna, ilahi bir nefesin bizleri izlediğine, insanın içerisine yerleştirilmiş bir değerler hazinesi olduğuna inanmak ile geçen bir ömrün.</div> <div>Yaşanan acı tecrübeler , tanıdığın egoist insanlar, her ümitte yıkılmış hayaller ile bir bir yok olup gittiğini, eriyen buz gibi elinizden akıp gittiğini izlediğiniz son noktası.</div> <div>Nurettin hoca kutsala bağladığı ümitlerini, dinin sihirli gücüne olan inancını, Gerçeklerin acı deneyimleri ile kaybettiği itirafını kaleme almış.</div> <div>Ahmet Bulut</div> <div> </div>