Bak evladım! Şimdi sana âlemlerin Rabbi olan Allah’ımızın, “Sizin en şiddetli düşmanınızdır” diyerek biz Müslüman kullarını uyardığı düşmanı tanıtacağım… Yavrucuğum! Senin mücahit dedelerin yüzyıllarca bu anlatacağım düşmanla savaştı. Şimdi baban da bu zalimlerle uğraşıyor. Ve gün gelecek sen de bu düşmanla mücadele edeceksin. Belki o gün ben yanında olamayacağım. İşte bu yüzden bu söylediklerimi iyi dinleyesin, iyi belleyesin yavrum… Yavrucuğum! Bu düşman Allah’ın gönderdiği Peygamberleri bile şehid etmiş, senin Peygamberin Hz. Muhammed’e de (S.A.S.) düşmanlık yapmış, tuzaklar kurmuş, onunla da savaşmış bir düşmandır. Bu düşman, Allah’a bile verdiği sözü defalarca bozmuş bir düşmandır, sakın onlara güvenip, aldanmayasın, sakın onlarla dost olmayasın… Güzel yavrum! Senin deden cennet mekân Abdülhamit Han’ı tahttan indiren bu düşmandır. Yüzyıllarca dinimize hizmet eden, mazlumlara sahip çıkan, yetimleri koruyup kollayan devletimizi yıkan, Osmanlı’yı parçalayan da bu düşmandır… Şimdi üzerinde yaşadığımız cennet vatanımıza göz diken, darbelerle, ekonomik krizlerle, terörle, savaş tehdidiyle topraklarımızı ve özgürlüğümüzü elimizden alıp bizi kendisine köle yapmak isteyen de aynı düşmandır… Bak evladım! Her gün televizyonda gördüğün yüzü kanlar içinde kalmış, annesi babası katledilmiş Gazzeli çocuklar var ya işte onları bu hale getiren de bu düşmandır. Her gün okula giderken gördüğün mendil satan Suriyeli çocuk var ya işte onu da memleketinden çıkarıp, okulundan arkadaşlarından, ailesinden koparan da bu düşmandır… Benim güzel yavrum! Bu söylediklerim sakın ola seni korkutmasın. Onlar tüm bu zulümleri çok güçlü oldukları için değil, biz, yani Müslümanlar bölünmüş, parçalanmış, kardeşlik ruhumuzu kaybetmiş olduğumuz için yapabiliyorlar. Biz ne zaman birleşip, ayağa kalkarsak bu zulümler de o zaman bitecek evladım! Bak evladım! İleri de bu düşmanla mücadele edeceksin. Şimdi şu söyleyeceklerimi iyi belleyesin, unutmayasın… Bu hain düşmanın her dönemde uyguladığı en önemli planı şudur. Müslümanları aç bırakacaksın, işsiz bırakacaksın, borca esir edeceksin, dininden uzaklaştırıp ahlaksızlaştıracaksın, böleceksin, parçalayacaksın, sonra o parçaları birbiriyle savaştırıp yumuşak lokma haline getirip yutacaksın… Evladım! Bu düşman Müslümanların parasını faiz aracılığı ile petrolünü ve madenlerini ise işbirlikçi yöneticiler aracılığı ile sömürüp aç ve işsiz bırakmaktadır. Müslümanları dünyevileştirerek daha lüks bir yaşam peşinde borca esir etmektedir… Televizyonlar, diziler ve internet aracılığı ile dininden uzaklaştırıp ahlaksızlaştırmaktadır. İslam dünyasındaki işbirlikçi yöneticiler ve şuursuz din adamları aracılığı ile bölüp parçalayıp birbirine düşman etmektedir… Müslümanları İslam’ın öncelikli meseleleri ile değil, mezhepçilikle, ırkçılıkla, suni tartışmalar ve gündemlerle uğraştırıp asıl hedef ve ideallerinden uzaklaştırmaktadır… Evladım! Senin de gördüğün gibi bugün biz bu suni tartışmalarla uğraşırken bu düşman, Halifemiz Hz. Ömer’in (R.A.) ve deden Selahaddin’in emaneti Kudüs’ümüzü Siyonist İsrail’in başkenti yapmak istiyor. Sakın ola İslam dünyasındaki İşbirlikçi yöneticilere, şuursuz din adamlarına, ekranlara, gazete manşetlerine aldanıp da Müslüman kardeşlerine düşman olmayasın. Unutma! Senin tek bir kimliğin var o da İslam’dır. Düşmanın Siyonizm’dir. Bil ki sana Siyonizm’den daha öncelikli bir düşman gösteren de senin düşmanındır. Bütün Müslümanlar senin kardeşindir. Eğer bu hain düşman karşısında başarılı olmak istiyorsan tek çaren Müslümanları bir araya getirip İslam Birliği’ni kurmaktır. Dr. Abdülaziz Kıranşal