CAMiLER NEDEN SOĞUK

   CAMiLER NEDEN SOĞUK

 Birkaç yıldır kış mevsiminde camilerde ısınma araçları kullanılamıyor. Sebep ise;camilerin ısıtma giderlerinin devlet tarafından karşılanmaması...

Enerji şirketlerinin özelleştirilmesinden sonra devlet dini mekanların sadece aydınlatma giderlerini ödüyor. Gelen yüklü elektrik faturaları da cemaat tarafından karşılanamıyor..Bu yüzden camiler soğuk mekanlar haline geldi..

 Her cami görevlisi münferit çözümler bulma gayretinde.Kimi cami görevlileri yerden ısıtmalı sistem ile günü kurtarma gayretindeler,kimi de camekanlı küçük bölmelerde namaz kıldırırken,büyük çoğunluk ise çaresizlik içerisinde faizle kabarmış faturaların ödenemeyeceği kanaatiyle kışın bitmesini bekliyorlar.

Sorun Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı Kur'an kurslarında da yaşanıyor.Diyanet İşleri Başkanlığı camilerin ve Kur'an kurslarının ısınma  giderlerinin cemaat ve kursiyerler tarafından karşılanmasını istiyor. Halbuki bu uygulama 90.000 cami ve 23.000 Kur'an kursunun büyük çoğunluğu için imkansız gibi görünüyor

 Cemaat sayısının hızla azaldığı bir zaman diliminde yüklü faturaları cemaatin uhdesine yüklemek  pek mantıklı görünmüyor.Bu arada camilerin ısınma giderlerinin genel bütçeden ödenmesine karşı çıkan laik bir kesim de var.Onlara göre her din mensubu kendi ibadethaneleri nin giderlerini kendileri karşılamalı..

 Bize göre bu işin çözümü şu şekilde olmalıdır:

1- Camilerin bir defaya mahsus elektrik borçları silinmelidir

 2- Her caminin metrekaresine göre bir limit belirlenmeli ve o kadarlık bölümü devlet bütçesinden ödenmelidir.

 3- Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne bağlı binlerce gelir getiren akarların, camilerin genel giderleri için harcanabilmesinin önü açılmalıdır.Sözgelimi bir camiye ait 8-10 adet  vakfedilmiş  dükkan veya akar var.Ancak gelirler genel bütçeye dahil edildiği için ne o camiye ne de diğer camilere  1 lira bile harcanamamaktadır.

Birkaç yıldır çözümsüz bırakılan bu konunun hükümet tarafından acilen ele alınarak olumlu bir neticeyle sonuçlandırılması gerekmektedir

Kalın sağlıcakla...

Cahit Faruk İslamoğlu