<div>BOZUK PARA GİBİ İNSAN HARCIYORUZ</div> <div>Ticaret hayatından İslami çalışmalara, siyasetten aile hayatına kadar her alanda insana verilen kıymetin azaldığı ve adeta bozuk para gibi insan harcandığı bir zamanda imtihan oluyoruz. Kimsenin kimseye tahammülünün kalmadığı, bırakın hata yapanların affedilmesini, hata yapılmasına bile fırsat verilmeden insanların üstünün çizildiği zamanlardan geçiyoruz.</div> <div>Ağzımızı açtığımızda Peygamberimizi dilimizden düşürmüyoruz ancak ne siyasette, ne ticarette, ne ailede, ne de İslami camiada onun insana verdiği kıymetten, ondaki sabır ve merhametinden tek bir eser bile göremiyoruz. Oysa Efendimiz (s.a.s.) bin türlü hataya, eksiğe ve yanlışa şahit olmasına rağmen etrafındaki hiç kimseyi harcamadı, kimsenin üzerini çizmedi, kimsenin hayatını zindana çevirmedi.</div> <div>Bir lider ve Peygamber olmasına rağmen sıradan insanların bile tahammül edemeyeceği durumlarla karşılaştı ama hiç kimseyi kaybetmedi. Cuma günü Cuma namazında ticaret kervanının geldiğini duydular, Rasulullahı (s.a.s.) hutbede ayaktayken bırakıp gidenler oldu. Mescitte sadece on, on iki kişi kaldı. Ayet nazil oldu: “Onlar bir ticaret veya eğlence gördüklerinde ona yönelip seni ayakta bırakıverdiler” (Cuma, 11). Ama o kimseyi harcamadı…</div> <div>Uhud’da bu tepeyi sakın terk etmeyin dedi, tepeyi terk ettiler. Ayet nazil oldu; “…Onları affet, onlar için bağışlanma dile ve onlarla istişare et” (Al-i İmran, 159). Tebük’te sefere çıkın dedi, gelmeyenler ve ağır davrananlar oldu. Ayet nazil oldu; “Ey iman edenler, size ne oluyor ki, Allah yolunda savaşa çıkın denildiği zaman, yerinizde ağırlaşıp kaldınız?” (Tevbe, 38). Huneyn’de savaşın en çetin zamanında etrafından dağılıp gidenler oldu. Ayet nazil oldu; “Onca genişliğine rağmen yeryüzü size dar gelmiş, sonra da gerisin geri dönüp gitmiştiniz” (Tevbe, 25). Hudeybiye’de anlaşmaya itiraz edenler oldu, kalkın kurban kesin dedi, ağır davrananlar oldu. Ama o tüm bunlara rağmen kimseyi harcamadı. Kimsenin üstünü çizmedi…</div> <div>Hanımına iftira atanlar oldu. Ayet nazil oldu; “Bu büyük bir iftiradır demeniz gerekmez miydi” (Nur, 36). Ganimet malından kadife bir kumaş kayboldu, belki o almıştır diyenler oldu. Ayet nazil oldu; “Hiçbir Peygambere, ganimet malına hıyanet etmesi yakışmaz” (Al-i İmran, 161). Ama O yine de kimseyi harcamadı…</div> <div>En yakın adamlarından Hatıb bin ebi Belta Mekke’nin fetih hazırlıklarını Kureyş’e haber vermek istedi ve yakalandı. Ama Rasulullah (s.a.s.), “Bırakın! O Bedir ashabındandır” dedi ve kılına bile dokundurtmadı.</div> <div>En önemli toplantılardan Rasulullah (s.a.s.) konuşurken izinsiz kalkıp gidenler oldu. Ayet nazil oldu; “Müminler o kimselerdir ki, onunla ortak bir iş için toplanmış iken kendisinden izin almadan çekip gitmeyenlerdir” (Nur, 62). Toplantıda kardeşleriniz için yer açın, sıklaşın dedi, gönülsüz davrananlar oldu. Ayet nazil oldu; “…Size, bulunduğunuz toplantılarda ‘yer açın’ dendiğinde yer açın ki Allah da size genişlik versin” (Mücadele, 11). Ama o kimseyi harcamadı…</div> <div>Yeni Müslüman olmuş bedeviler geldiler evinin arkasından, “Muhammed, Muhammed!” diye saygısızca bağırdılar, huzurunda tartıştılar, seslerini yükselttiler, evine izinsiz girdiler, yemek yoktu yemek pişmesini beklediler, yemek yediler, bir türlü kalkıp gitmediler. Müslüman olmalarını onun başına kaktılar. Olmayacak konularda çokça soru sordular. Göreve yolladı, yanlış haber getirenler oldu. Ona saygısızca hitap etmemeleri, evine izinsiz girmemeleri, çok oturmamaları, çokça soru sormamaları, huzurunda seslerini yükseltmemeleri ile ilgili ayetler nazil oldu. (Hucurat, 1-5, 6, 17, Ahzab, 53, Mücadele, 12). Ama o tüm bunlara rağmen kimseyi harcamadı.</div> <div>Rasulullah (s.a.s.) bunları asla bir tarafa not etmedi. Kimseyle ilgili dosya tutmadı. Kimsenin üstünü çizmedi. Kimsenin hayatını karartmadı. Kimseyi harcamadı…</div> <div>Abdülaziz KIRANŞAL</div>