Batı ile doğunun en temel farkı hukukun üstünlüğü ve gücün paylaşımı konusunda oluşuyor. Batılı demokrasilerde hukuk ve yasalar, kişilerin üzerinde ve herkesin uyması gereken bağlayıcı bir güç iken, doğulu yönetimlerde, karizmatik kişiler, krallar, liderler; yasaların üzerinde bir güce sahip olabiliyor. Batılı demokrasilerde kişiler ne kadar güçlü, zengin, başarılı olur ise olsun. Konulmuş yasalara uymalarını sağlayan mekanizmalar mevcut. Doğulu yönetimlerde, gücü ele geçirmiş kişilere özel yasalar ve anayasalar üretilebiliyor. Batılı kaliteli demokrasilerde, kuvvetler ayrılığı ile birbirini denetleyen; güçlü meclis, mahkemeler ve hükümet var iken, doğulu yönetimlerde, gücü kendinde toplayan ve iktidarı diğer ülke siyasiler ile paylaşmayan yapılar mevcut. Putin 20 yıldır iktidarda, kendi koyduğu 2 dönem yasasını çiğniyor ve kendini 15 yıl daha Rusya’nın başkanı yapmanın uğraşısı içerisinde. Çin liderini ölünceye kadar başkan seçtiler. Ortadoğu’da, Afrika’da, Güney Amerika’da liderlerin çoğu ölünceye kadar kral, devlet başkanı. Hiç birinde gerçek anlamda kurumsal bir verimlilik ve üretkenlik yok. Hiç birinde özgür bir medya, özgür bir muhalefet yok. Hiç birinde halkına adil dağılmış bir zenginlik yok. Örneğimiz belli. İskandinav ülkeleri başta olmak üzere, paylaşımcı, katılımcı, eşitlikçi demokrasi. Ülke hepimizin ve birlikte yönetmeliyiz. Servet hepimizin, adil ve ahlaki dağıtmaya çaba göstermeliyiz. Yönetim hepimizin, evrensel ilkeler ile sınırlanmış ve ilkelere bağlı kullanmalıyız. Tüm ekonomi bilim insanlarının kabul ettiği gerçek. Servet ve bilimsel üretim için. Hukukun üstün olduğu ve evrensel demokrasinin etkin olduğu, özgür bir siyasal yapı şart. Ahmet BULUT