Aramızdan Ayrılan Kilis’in Düşünürleri

Metin MERCİMEK

 

“Düşünme bir monologdur. Yani insanın kendisiyle konuşmasıdır.” (Büyük Düşünür Platon)

Günlük hayatta yapacağımız işler hakkında bir plan hazırlarken, bu işleri sıralarken, bize sorulan bir sorunun yanıtını verirken ve daha da sayılabilecek sayısız yapıp etmelerde başvurduğumuz şey, düşünmedir.

Düşünme arayışı ile ilgili olarak Kilis’te doğup büyüyen düşünürlerimizi gururla sizlere tanıtmak istiyorum. Gerek medrese eğitimi görerek, gerek kendi imkanlarıyla yetişen bu zatlar, görüş ve düşüncelerini iki ayrı yöntem dahilinde duyurmuşlardır. Birincisi seçkin ve aydın kişilerce “Oda Ekolü” denilen yerde toplanarak karşılıklı tartışmalar düzenlemişler. İkincisi ise görüş ve düşüncelerini manzume yazılarıyla ifade ederek duyurmuşlardır.

Düşüncelerini manzume yazılarıyla ortaya koyan düşünürlerimizin kimi, “Erdemin Güzelliği”, kimi “Afet-i Can Felsefesi”, kimi “Hoşgörü Düşüncesi”, kimi “İnsan sevgisi”ni, kimi “Tasavvuf ilkesi”ni, kimi “Arındırma Metodu”nu, kimi “İç Mutluluk Felsefesi”ni, kimi “Kıyas Metodu”nu, kimi “Letafet-i Beşer Görüşü”nü, kimi “Cemal Perestlik Duygusu”nu, kimi “Sonsuzluk Düşüncesi”ni ele almış ve bunları en güzel bir şekilde işlemişlerdir.

Böylesine çok yönlü düşünceye sahip olan Kilis’in düşünürlerini kısa da olsa tek tek görelim:

Ruhi Efendi: 1720 yılında Kilis’te doğan Ruhi Efendi, Kilis’in ilk şairlerindendir. Büyük Düşünür Platon’a çok ilgi duyan ve Arapça, Farsçayı çok iyi bilen Ruhi Efendi, görüş ve düşüncelerini “Kaderin Önüne Geçilemeyeceği” manzume yazısıyla ortaya koymuştur.

Kilis’in Mantık Alimi Abdullah Enveri Efendi: Abdullah Enveri Efendi,  Kilis’te 17 ve 18 yüzyılın karanlık duvarlarını yıkarak mantık ilmine gönül veren ve bunu medreselerde okutulmasını gerçekleştiren ilim adamı olmuştur. Abdullah Enveri Efendi, Büyük Mantıkçı Aristo’nun “Kıyas Metodu”nu bir rehber olarak benimsemiş ve mantık ilmine bir sistem getirmiştir. Ayrıca bilgi kavramına çok önem veren Abdullah Enveri, “Her ne olursa olsun bir şeyin bilgisi, o şeyi bilmemekten daha güzeldir. Çünkü çirkin bile olsa o bilgiden yararlanabilinir” diye bilgi ve bilim üzerinde çok durmuştur.

Zihni Baba: 1834 yılında Kilis’te dünyaya gelen Zihni Baba, felsefi görüş ve düşüncelerini tasavvuf üzerine oluşturmuştur. “Mutlak Güzellik” ilkesine çok önem veren Zihni Baba, bu düşünceyi Tanrı’da bulmuş ve  “Tanrı kendi güzelliğini yansıtmak ve görmek için evreni yaratmış” görüşünü savunarak bu konuda görüşlerini ortaya koymuştur.

Kilisli Muallim Rıfat Bilge: 1876 Tarihi’nde Kilis’te doğmuş ve İmam Hatip Mektebi’nde felsefe dersleri vermiştir. Rıfat Bilge’nin düşüncesindeki en önemli nokta, “İç Mutluluk” ilkesidir. İç mutluluğa erişmenin ve doğru düşünmenin sırrı, çok çok kitap okumak olduğunu savunmuştur. Rıfat Bilge, “Kilis’te Felsefe İlmi” ile ilgili bir yapıt hazırlamayı düşünmüş, ancak Baytazzade Tekkesi’nde bulunan kitapları temin edemeyince, bu atılımı yarım kalmıştır.

Şeyh Abdullah Sermest Efendi: 1819 yılında Kilis’te doğmuş ve tasavvuf ve müziğe düşkünlüğü ile tanınmıştır. Çok güzel insan anlamına gelen “Afet-İ Can” Felsefesi’ne çok önem vermiş ve Sofist Düşünür Protogoras’ın “Her şeyin ölçüsü insandır” fikrini çok benimsemiştir.

Mehmet Vakıf Tazebay (Şeyh Efendi): 1876 yılında Kilis’te doğan Şeyh Efendi, din ilimleri ve tasavvuftan başka edebiyat alanında kendini yetiştirmiştir. Görüş ve düşüncesinde çok önemli yer alan “Hüsnü’n-ü Ahlak” ve “Arındırma” felsefesini savunmuş, daha önce yalan yanlış günümüze kadar süregelen dini kuralları yeniden ele alarak doğru olanı öğretmiştir.

Sağır Katip: 1784 tarihinde Kilis’te dünyaya gelen Sağır Katip, “Hoşgörü” düşüncesini günlük yaşamının her safhasında göstermiş ve onu bir usul haline getirmiştir. Daha sonra, insanları tanıdıkça “Letafet-İ Beşer” (İnsan Güzelliği) Felsefesi’ne yönelmiş ve düşüncesini bu çizgide devam ettirmiştir.

Kilis’in büyük şairi Seyfettin Başcıllar: Seyfettin Başcıllar, “Kıyısızlık” ismi altında ele aldığı şiirde, sonsuzluk düşüncesini usta bir şekilde ortaya koymuştur. Onun bu düşüncesini ortaya koyan “Kıyısızlık” dörtlüğünü hep birlikte görelim:

 

GÜNLER DAHA BİTMEDEN KARANLIK BAŞLAR
SESLER KESİLİR, SONRA BİR ISLIK BAŞLAR
YOLLAR GEÇİLİRKEN O DENİZ VAKTİNDE
SONSUZ KIYILARDAN KIYISIZLIK BAŞLAR.

 

Hafız Kamil Kıdeyş: Kilis’in divan edebiyatı şairlerinden biri olan Hafız Kamil, 1911 yılında Kilis’te dünyaya gelmiştir. 6 yaşında gözlerini kaybeden Hafız Kamil, Kilis’in her mahallesine kurulan medreselerden ve bu medreselerde okutulan mantık ilmine çok önem vermiştir. Onun mantık ilmine ne kadar değer verdiğini gösteren beytini hep birlikte görelim:

 

NASIL KOŞMUŞLAR? ENVERLER BU MESCİTTE NAMAZ KILMIŞ.
BU MABETTEN ALIP FEYZ EYLEMİŞLER MANTIK-I İZHAR.

 

Görüldüğü üzere, Kilis insanı gerek mantık ilmine, gerekse felsefi düşüncelere çok önem vermiş ve bu konuda bizlere doyulmaz güzellikteki düşüncelerini manzume şeklinde ve “Oda Ekolü” tartışmalarıyla ortaya koymuşlardır.