ALAY EDER GİBİ

ALAY EDER GİBİ

Geçen hafta TBMM’de bir tezkere kabul edildi.

Yurdumuzu tehdit eden terör unsurlarının, silahlı kuvvetlerimiz tarafından sınır ötesinde de takip ve gereğinin yapılmasına imkân veren bir tezkereydi. Bu tezkere o haliyle elbette kabul edilmeliydi. Ama bazı tuhaflıklar vardı bu tezkerenin gerekçesinde.

Bir kere böyle tezkereler 6 ay veya 1 yıllık zamanı kapsarken, bu defa 2 yıllık süreyi öngörmüşlerdi. Hadi dersiniz ki böyle olması gerekiyordu da onun için. Mümkündür. Ama araya sıkıştırılan bir cümlecikle, “Yabancı askeri varlıkların da yurda kabulü” için yetki isteniyor.

Ülkemizi ve Ortadoğu’yu yıllarca karıştıran ve Erbakan Hükümeti’nce sınır dışı edilen, Amerikan Çekiç Güç’ü belasının izleri hâlâ taze iken, 18 yıl önce 1 Mart tezkeresi diye AKP iktidarınca TBMM’ye getirilen tezkerede, onbinlerce askerden oluşan ABD silahlı kuvvetlerinin yurda kabulünü öngörmesi kıyameti koparmıştı. Erbakan Hoca’mız ve Milli Görüşçülerin olağanüstü çabaları ile bu tezkerenin TBMM’den geçmesi engellenmişti. 2014 yılındaki tezkerede de IŞİD ile mücadele bahanesi ile yabancı askerlerin yurda kabulü emrivakisi neticesinde, gelen bu askeri varlıkların başımıza nasıl dertler açtığı unutulamaz. Örneğin Alman askeri varlığının Konya’ya kaydırılmak zorunda kalınması olayı.

Geçen hafta Meclis’ten geçen 26 Ekim 2021 tarihli tezkerede yabancı askerlerin yurda getirilmesinin önünün açılması, milletle alay edilmesi gibi bir olaydır. Yurda sokulması istenen askeri varlık için, mesela muz cumhuriyetlerinin askeri varlığı kastedilmiştir, gibi bir izah yapılamaz, zira gülünç olur. Elbette ABD askeri varlığı kastedilmiştir. Bu trajikomik bir olay değil midir?

Bundan daha trajikomiği de var:

AKP gelmekte olan “erken seçimi” kazanmak için bir taktik söylem geliştirmiş. Sosyal medyaya ve vatandaşlara göndermeye başladıkları özel ve çok önemli başlığı ile bir mesajları var. Bize de geldi. Özet olarak deniyor ki:

“ABD ülkemizin çevresine askeri yığınak yapıyor. Türkiye’yi üç parçaya bölüp ‘Büyük İsrail’i’ kuracak. Bölünmüş Türkiye haritasını şu kadar sene önceden beri milletlerarası platformlarda dolaştırıyor. Bu sefer iş çok ciddi. ABD’ye karşı ancak biz iktidarda olursak mücadele edebiliriz. Partinizi, görüşünüzü, gurubunuzu yine muhafaza edin ama önce ülkenizi düşünerek davranın. Bu bir seçim değil, savaştır.”

Bu resmen alay etmek değil de nedir Allah aşkına?

Türkiye’nin çepeçevre ABD askeri varlığınca kuşatıldığı gerçeğini yıllardır üst perdeden haykıran Saadet Partisi’ni duymazdan, görmezden geleceksiniz. “ABD bizim stratejik ortağımız ve müttefikimizdir, beraber yapacağımız daha çok işler vardır” diyerek sarmaş dolaş yürüyeceksiniz, Türkiye’nin bölünmesini öngören BOP’a eşbaşkanlık yapacaksınız, tazece TBMM’de ABD askeri varlığının harimi ismetimize sokulmasının önünü açacaksınız, eşzamanlı olarak da ABD bizi bölecek, hepiniz bize oy vermeye mecbursunuz, diye kampanya geliştireceksiniz!

Bunlar milletle alay mı ediyorlar Allah aşkına?

Şimdi açıklık getirmek gerek:

Amerika bizim neyimiz olur?

Dostumuz mu?

Stratejik ortağımız mı?

Evlilik bağı gibi bağlarla bağlandığımız bir ortak mı?

Partnerimiz mi?

BOP’a başkan olmuş, bize eşbaşkanlık vermiş bir devlet mi?

Müslüman devletleri işgal etmiş bizim de etrafımızı kuşatmaya almış, ekonomimizi baltalamaya çalışan bir düşman mı?

Bize borç para vermekte olan bir yardımcımız mı?

İkide bir bizi tehdit eden, küstahça hakaretler eden, parası verilmiş silahlarımıza ve paralarımıza el koyan bir zorba mı?

İçimizden birilerine seçim kazandırtmak için danışıklı dövüş ve kayıkçı kavgası yaptığımız sırdaşımız mı?

Milli Görüş’ün hedeflerini baltalamak için iş tuttuğumuz belalımız mı?

ABD bizim neyimiz olur?

KISA KISA

Trajikomik haller var havada,

Bir ikisini yazdık kısa kısa;

Tepkisiz kalmışız öz yuvada,

Susturdular sesimizi kısa kısa!

Ekrem ŞAMA