<div>2022 YILI BİTERKEN</div> <div>Hayat su gibi akıp gidiyor, 2022 yılı da sona eriyor. Her yılın sonunda genel bir değerlendirme yapılır. 2022 yılı özetle hem dünya hem de ülkemiz açısından hiç de iç açıcıdeğildi. Pandemi sonrası hayatın normalleşmesini beklerken daha gergin ortamlara maruz kaldık.</div> <div>Ülkemizde, 2022’nin en başarılı yönü nedir derseniz “algı kontrolü” denilebilir. Öncelikle ekonomi alanında enflasyonun 20 yıl sonra 2000'li yılların öncesine döndüğünü gördük. Devletin resmi araştırma kurumu TÜİK ile bağımsız araştırmacıların enflasyon oranlarındaki fark kıyas bileedilemeyecek düzeye çıktı. Çarşı-pazar fiyatlarıyla ekranlara yansıyan rakamlar arasında derin uçurumlar oluştu.</div> <div>2022 yılında TÜİK, ülkenin en tartışmalı kurumlarından birisi oldu. Başkanı, başkan yardımcıları sürekli değişti. Kamuoyunu sarsacak manipülasyonlara imza attılar.</div> <div>Bugün sadece 20 yıl öncesine dönmedik. 20 yıl önce enflasyon vardı ama kamu kuruluşları da kamuya aitti.Şimdi dev tesisler, KİT'ler satıldı. Geleceğin teminatı, ekonominin bel kemiği olan yapılar elden çıkarıldı.</div> <div>Rusya, Ukrayna saldırısında dış politika açısından İHA ve SİHA'larla iki ülke arasında kısmen arabuluculuk rolünün üstlenilmesi gibi görüntüyle başarılı olduğu söylenebilir. Ancak bütünüyle dışa bağımlı bir ülke olduğumuzdan tahıl koridoru açılıncaya kadar savaş sanki ülkemizde oluyor, bombalar tepemizde patlıyormuş gibi ekonomik sarsıntıyı/acıyı hissettik.</div> <div>Marketlerde-raflarda yağ yağmalanmasına şahit olduk. Paramızın aşırı değer kaybetmesiyle komşu ülkelerin vatandaşlarının market ve pazar alışverişlerini ülkemizden yapmasıyla avunur olduk. Tarım ve hayvancılıkta hayli geriledik. Yem ve gübre fiyatları fırladı, süt hayvanı masrafları karşılanamadığı için kesime gitti. Süt fiyatları da astronomik derecede yükseldi. Ülke tarihinde belki ilk defa peynir fiyatı, eti geçti.</div> <div>DIŞ POLİTİKA</div> <div>Algı, her alanda olduğu gibi dış politikada da hayli yoğun geçti. Uzunca bir süre Yunanistan'a savaş salvolarına şahit olduk. “Bir gece ansızın gelebiliriz” tehditlerini duyduk.Duyan gören de sanki her an Yunanistan'ı tarih sahnesinden silecek bir operasyon başlayacak sandı. Dışpolitikamıztamamen hamaset üzerine kuruldu/dönüştürüldü.</div> <div> Yunanistan'dan netice alınamayınca Suriye'ye yöneldik. Suriye'de yapılacak operasyonla “herkese kafa tutan herkese savaş açan” bir psikoloji ile başıboşluk içerisinde bir yönetime şahit olduk. Nerdeyse her ay bir ülkeye savaş tehdidine alıştık. İlk önceleri tüm dünya bizi ciddiyetle takip ederken sonrasında savrulan tehditlerin boş olduğunu görünce onlarda takmaz oldular.</div> <div> Gündem hızlı değişti. İş başındakiler başarısızlıklarını örtbas etmek için yapmadıkları atraksiyon kalmadı. Hele de kontrollerindeki yandaş iletişim mecralarıyla ve havuz medyasıylaher geçen gün akla hayale gelmeyecek farklı algı operasyonları yaptılar.</div> <div>EKONOMİ</div> <div>Ekonomideki büyük sıkıntılara rağmen sağlıklı karar almamaya, israfa-şatafata, yolsuzluğa, beton ekonomisine, uçuş garantili havaalanı, geçiş garantili köprü, araç garantili yol, hasta garantili hastane yerine fatura yalnızca üç harflilere yıkılarak işin içinden sıyrılmaya çalıştık.Hemen her alanda olduğu gibibuyılda ekonomik istatistikler tamamen algı üzerine kuruluydu.</div> <div>Ekonomi uzmanıyım diyerek tüm dünyada alınan kararların tersine politikalar uygulandı. Söz dinlemeyenler görevlerden alındı. Tüm uyarılara kulak tıkandı. Hatta bazı ekonomistlere yaptıkları açıklamalarından dolayı davalar açıldı, troller tarafında sosyal medyada linç kampanyalarına maruz bırakıldılar. Katar’dan, Rusya'dan, Çin'den, Suudi Arabistan'dan, Birleşik Arap Emirliklerinden ve hemen her yerden çok ciddi oranda borçlanma ve beraberindeki karanlık ilişkiler hayli yükseldi.</div> <div>GAZ</div> <div> Yıl boyunca hemen her hafta yeni bir kaynak müjdesi ve gaz çıkarma haberi aldık. Bu haberler artık o kadar ileri gitti ki inandırıcılığını yitirdi, hatta alay konusu oldu. Çünkü her müjdeden sonra değişen bir şey olmaması bir yana bazı ürünlere zam geldi. Her seferinde keşfedilen rezervler bir öncekini birkaç kat katlayacak büyüklükteydi. Şu kadar milyar metreküp doğal gaz daha bulundu. Dünyada bu kalitede başka gaz-petrol yok manşetleri atıldı. İnandık!</div> <div>Ortaya atılan rakamları doğru kabul ettiğimizde bile gazı bulmak, çıkarmak güzel de asıl önemli olan bu kaynakları doğru kullanmak. Nitekim petrol devi Venezuela'nın yaşadığı zorluklar ortada. Dünyanın en değerli madenlerini barındıran Afrika ülkelerinin durumu hiçte iç açıcı değil. Önemli olan madenleri kimin işleteceği ve üretimin hazineye katkısının ne olacağıdır.</div> <div>GÖÇ</div> <div>Ülke tarihinde olmadığı kadar göç gündemimizde bir şekilde yer aldı. Geçtiğimiz yıllarda savaşın etkisiyle tepemize bombalar yağarken yaşanan göç, halkı bu kadar gündeminde değildi.Ancak bu yıl Afganistan-İran hattındansosyal medyada yer alan görüntüler halkı hayli tedirgin etti. Bir yandan da yabancı düşmanlığı körüklendi.Toplum psikolojik olarak pimi çekilmiş her an patlamaya hazır bir bomba haline büründü.</div> <div>Bugün sınır güvenliği hususunda tarihin en zayıf noktasındayız. 2022 yılı sınır güvenliğinin bütünüyle iğfal edildiği bir yıl olarak güvensiz sene olarak tarihe geçti. Göç konusundakarnemiz bayağı zayıf çıktı. Dış politikadaki zikzaklar aynendevam etti.</div> <div>AK Partinin -son birkaç yıldır-adeta “beka”sı haline gelen Rabia işareti yerle bir oldu. Katar'daki futbol maçında Mısır’ın darbeci Cumhurbaşkanı Sisi ile sürpriz el sıkışma pozu tüm dünyaya servis edildi. Artık Mısır'da yaşanan trajedi, sessiz çığlıklar, katliamlar, idamlar,yerini Sisi ile el sıkışan kareye bıraktı. Kaşıkçı cinayetiyle donan Suudi Arabistan'la ilişkilernormalleşme sürecine dönüştü. Beşar Esad ise Türkiye ile görüşmeyi kabul etmediğinden şimdilik -dış politikadaki başarılı hamleler!-askıya alındı.</div> <div>Evet özetle 2022 yılı pek çok alanda başarısız bir sosyal felaketler yılı olarak tarihe geçti. 2023 yılı ise en az 2022’i kadar hareketli geçecek gibi gözüküyor. İlk yarısında seçim yapılacağından çok daha fazla tedirgin dönemin olacağı aşikâr. Umarız gelen gideni aratmaz. Önümüzdeki dönem mutlu, aydınlık yarınlara açılan bir yıl olur.</div> <div>Doç. Dr. Necmettin Çalışkan 29.12.22</div> <div> </div>