2 Artı 2 Beş Eder

Dünya hayatında hiçbir şey göründüğü gibi olmayıp yine de matematikle ve bilimle izahatı yapılıp anlaşılmaya çalışılmaktadır. Bu bizim mevcut teknoloji, tıp, mühendislik, bilişim…vb alanlarda gelişmemizi sağlayan vazgeçilmez bir gerçekliktir. Tüm hesaplamalar uçaklar, uzay seyahatleri, bilişim, teknoloji, iletişim…vb bilimsel alanlarda gelişmemiz ve var olmamız için gereklidir. Bu açıdan mevcut hesap sistemine göre 2 artı 2 dört etmektedir. Bunu hepimiz kabul edip bilmek zorundayız ve bu hesabın gerçekliği mantığına göre çok çalışmalı ve var olmaya çalışmalıyız. Bunu yapmazsak mantık olarak Afrika’da karın tokluğuna yaşamaya çalışan kabilelerden, çölde çadırında güneşin sönmesini bekleyen bedeviden bir farkımız kalmaz.

Ama siz şuan Orta Doğu’da bulunan, üç kıtanın köprüsü olan bir dünya imparatorluğunun, gelişmiş bir medeniyetin varisi iseniz, islam coğrafyasının hamiliğini ve liderliğini yapmış bir ecdadın evladıysanız, ümmetin umudu ve mazlumun duasıysanız, Orta Asya’dan kök salıp 3 kıtada hüküm, nizam ve adalet getirmiş bir imparatorluk bakiyesinin farklıdaysanız sizin hesabınız biraz farklı olmalı.

İsmet Özel’in iddialı bir tanımı vardır. Bunu Avrupa’da onaltının üzerinde ülke ama özellikle balkanlarda yaptığım ziyaretlerimde hep düşündüm ve gözlemledim. Balkanlarda Boşnak, Arnavut…. Farketmez eğer Müslümansanız Türk diyorlardı. Şimdi o iddialı sözü hatırlatmak isterim sizlere. "Kafirle çatışmayı göze alan Müslümana Türk denir. Bu bir millet için söylenecek ne güzel bir kelamdır.

Şimdi size 2 Artı 2 Beşde eder diyenlerin kimler olduğunu örneklerle tanımlamaya çalışayım.

Yer Çanakkale,Sakarya, Yemen, Kafkaslar, Galiçya, Filistin, Irak… Cephede düşman kurşunlar yağdırıyor, arkadaşları göğüs göğüse vatanını savunurken elinde sancak şehadete koşan Mehmetçik bilir ki o kurşun onu isabet edince onu öldürecek ve nefesini kesecek yani 2 artı 2 , 4 edecek ama o ölümün onun için bir son olmadığını inanır ve bilir. “Vatan sevgisi imandandır.” Bizim için.

Bir muhtaca yardım eden, gözleyen, ona aş veren, derdine merhem olan kişi maddi manevi kaybının olacağını bilir yani 2 artı 2 , 4 edecektir. Ama bir yerlerde bu hesabın 5 ettiğini de bilir ,inanır.

Bu topraklarda doğmuş büyümüş okumuş bir akademisyen yurt dışına gider,kendini tüm dünyaya ispat eder, iyi pozisyonlara gelmiştir. Bir gün geri dönmesi istenmiştir. Bir an tereddüt etmez. Belki geri dönmesinin kendisi için maddi olarak zararı olacaktır yani 2 artı 2 , 4 edecektir. Ama vefasını gönlündeki vatan sevgisini önüne katar, 2 artı 2 , 5 ettiğini de bilir, gelir memleketine hizmet eder.

Kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim Ali İmran suresi 139. Ayette “ Eğer gerçekten inanıyorsanız, mutlaka üstün geleceksizsiniz” denmektedir. İnanmak matematikle izah edilemeyecek birşeydir. 2 artı 2 mutlak dört diyenler bunu anlayamazlar.

Bizler inanmak zorundayız “Müslüman iman edendir” yoksa Müslüman olamayız. Ama bu çalışmamak demek değildir, rızkını aramamak değildir, bu gece gündüz sadece teslim olmak değildir. En iyi matematiği, fen bilimlerini biz bileceğiz, en çok biz okuyacağız. 1 lisan değil 5 lisan bilip entelektüel bakacağız, dağlardan yol, göklerden ufuklar açacağız. Ama söz konusu vatan, bayrak, din, millet ,devlet olunca dimdik ayağa kalkıp modern hesaplamaları bırakıp “ 2 Artı 2 Beş Eder” diyenlerden olacağız.

Biz kadim bir milletin, Kadim bir devlet kültürünün şanlı neferleri olarak İslam ile onurlandırılmış ve bunu en iyi şekilde temsil etmeye çalışmışız. Bu nedenle her birimizim ortak bir yükü var. Biz çok çalışacağız, çok koşacağız, çok hayal edeceğiz. Her hayalimiz gerçek olana kadar pes etmeyeceğiz. Cihana yeniden nizam ve adalet verecek güce sahip olmak olacak ortak hayalimiz.

Bizim 4’ü en iyi bilip, yorumlayıp 5’i en iyi hazmetmiş nesillere ihtiyacımız var. İnanın gençler nereye giderseniz, gidin nerede okursanız çalışırsanız çalışın siz Türk ve Müslüman olarak bu toprakların ve bu milletin borcunu asla ödeyemezsiniz. Bazıları doğuştan alacaklı gibi yaşar her şeyi ister ve hakkı olduğunu iddia eder. Bu coğrafyada doğan her nesil geçmişine borçlu doğar ve borcunu ödemeyen her nesil gelecek nesillerine ihanet etmiştir demektir. Bu devlete, millete ve ümmete olan borçlarımızı ödemenin tek yolu çok ama çok çalışmak, bizi bu günlere taşıyan şehitlerimize, kahramanlarımıza, Yunuslara, Mevlanalara… tüm geçmişimize, kültürümüze, örf ve adetlerimize sahip çıkmak ve birbirimizi çok sevmektir.

Mahmut SELÇUK

Eğitimci-Yazar