10 Aralık Toprak Ana Haftası Kutlu Olsun

Metin MERCİMEK

 

“Büyük Ozanımız Aşık Veysel, toprak ile ilgili olarak “Bir Çekirdek Verdim, Dört Bostan Verdi. Başın Yardım Tırmık İle Bel İle, Beni Karşıladı Gül İle…” diye ne güzel söylemiş. Toprak, hava ve su gibi canlıların yaşaması için vazgeçilmez bir unsurdur. Toprak binlerce yıl hatta milyonlarca yılda oluşmakta ve insan ömrüyle kıyaslandığında, muazzam bir süreci işaret etmektedir. Yaşam kaynağı olan toprağın önemini vurgulamak ve kamuoyunda farkındalık yaratmak amacıyla her yıl toprak haftası ve toprak bayramı etkinlikleri düzenlemek gerekmektedir. Kilis Vakfı Yönetim kurulu üyeleri olarak bizler de toprağın insan üzerindeki faydalarını ve yaşamın vazgeçilmez kaynağı olduğunu görerek 10 Aralık Toprak Ana  Haftasını candan kutluyoruz.”

Abdülkadir ÇOPUR

İstanbul Kilis Vakfı Başkan Yardımcısı

          

Aralık ayına bir göz attığımız zaman, diğer aylardan çok farklı olduğunu ve hemen hemen her gününün bir özelliği olduğunu görürüz. Yılın hem son ayı hem de kışın başlangıcı olarak bilinen Aralık ayı, kışın tüm soğuklarını, fırtınalarını, yağışlarını bizlere ayrı ayrı yaşatır. Örneğin, 9 Aralıkta karakış başlangıcını, 12 Aralık’ta karakış fırtınasını gösterir. Ayrıca 10-20 Aralık en uzun gecelerin başlangıcıdır. 21 Aralık ise en uzun gece olup, 25 Aralık’ta tekrar günler uzamaya başlar.

İşte Aralık ayının özenli günlerinden biri de “10 Aralık Toprak Ana Haftası” kutlanmasına ayrılmıştır. Toprak Ana Haftası, Uluslararası Slow Food Hareketi önderliğinde ortaya çıkmış ve 2009 yılından bu yana her Aralık ayında dünyada ve ülkemizde çeşitli etkinlikler eşliğinde kutlanmıştır.

Toprak Ana Haftası hangi düşünceyi ortaya koymuştur? Toprak Günü doğayı, toprağı ve çiftçiyi baş tacı eden bir düşüncedir. Bu düşünceyi ortaya koymak için, gıda toplulukları ile üretim geleneklerinin varlığını ve çalışmalarını takip etmek ve görmek gerekir. Bunun için de gelecek nesillere daha sağlıklı beslenme alışkanlığını kazandırmak amacıyla etkinlikler düzenlenmektedir.

Son yıllarda topraklarımızın bir iklim yıkımı gerçeği ile karşı karşıya kaldığını görmekteyiz. Çünkü biz insanlar, toprak anayı öylesine yorduk ki, onu hep sömürdük. Bizlere sunulan her karış toprağı, var olan suyu, bitmeyen bir kaynak olarak gördük ve bunları bilinçsizce kullandık. Dengesiz bir şekilde akıtmış olduğumuz sular ve kıymetini bilmediğimiz topraklar, doğanın ekolojik dengesini alt üst etti. Özellikle yer altı ve yer üstü sularımızı kirlettik ve tükettik. Böylece susuzluk olayı, verimli toprakların küçülmesine ve çok zayıflamasına neden oldu. Bu tutum ve gidişle, yakın bir zamanda dünya üzerinde milyonlarca insan susuzluk, açlık durumunu yaşayacak ve de bulunduğu toprakları terk etmek zorunda kalacaktır.

Bu nedenle mevcut topraklarımıza, sularımıza sahip çıkalım ve özen gösterelim. Bilhassa toprağı kendimiz işlersek, suyu kendimiz kullanırsak, her ikisinin de kıymetini daha iyi biliriz. Elden geldiğince gıdalarımızı bahçemizde, balkonumuzda bizler yetiştirelim. Hatta üreticiden yok pahasına aldıkları ürünleri, yüksek fiyatlarla bizlere ulaştıran aracıları aradan çıkarıp, doğrudan küçük üreticilerden satın alalım ve taban ekonomisini oluşturalım.

Görüldüğü üzere, bizleri besleyen, verici olan, üreten, tüm canlılara hayat veren toprak ananın gerçek bir ana olduğunu içtenlikle benimsiyor ve Vakfımız Yönetim kurulu üyeleri olarak 10 Aralık Toprak Ana Haftası Günü’nüzü candan kutluyoruz.