Yunanistan’ın hedefi ne?

Yunanistan’ın hedefi ne?

Kıta sahanlığı tartışmalarının merkezde olduğu krizde tansiyon sürekli artıyor. Yunanistan, kendisine ait adaları sınır kabul ederek, hakkaniyete aykırı bir şekilde dayatmalara girişiyor. Mesela Meis gibi Türkiye’ye 2 km, Yunanistan’a 580 km uzaklıkta olan bir adaya ana kara muamelesi yaparak kendince Türkiye’yi köşeye sıkıştırmaya çalışıyor. Yunanistan Genelkurmay Başkanı Konstantinos Floros, Ege’deki adalarda askeri birlikleri ziyaret ederek fotoğraf paylaşıyor. Son olarak da İpsala Sınır Kapısı’nın karşısından Meriç Nehri üzerinde görüntü verdi. Sonunda söyleyeceğimizi başta ifade edelim; Yunanistan’ın 12 mil çıkışına onay vermek, bu duruma evet demek Ankara’nın anahtarını Yunanistan’a altın tepside sunmak demektir. Bu talep farklı bir boyutuyla Sevr’in tekrar gündeme getirilmesidir. Tası tarağı toplayıp kenara çekilmek anlamını taşır. Bu sonuç önce Anadolu coğrafyasına sıkıştırılmak, sonra da burada hedef haline gelmek gibi bir sürecin başlangıcı olarak anlaşılır.

Daha önceki yıllarda da Yunanistan ile bu türden atışmalar olur ama belli bir noktaya geldiğinde sular durulurdu. Genellikle Yunanistan’ın seçim dönemleri bu tartışmalarda belirleyici olurdu. Şimdi durum farklı. Yunanistan’ın yapmaya çalıştığı bir şeyler var ve bunları kendi aklıyla da yapmıyor.

Peki, Yunanistan’ı bu denli cesaretlendiren gelişmeler nedir? Neden bu kadar cesaretli davranıyor? Öncelikle Türkiye’nin bu iktidar işbaşına geldiği andan itibaren başta Kıbrıs meselesindeki tavrı, sonrasında Avrupa Birliği (AB) birbiriyle taban tabana zıt olan ilişki yürütme biçimi Yunanistan’a AB nezdinde ayrı bir güç kazandırdı. Daha önce yazdığımız gibi Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, “Türkiye ile aramızdaki sorunları AB’nin sorunları haline getirmeyi başardık” demişti. İşte kritik cümle bu. Yunanistan, geldiğini sandığı bu durum ile Türkiye’ye karşı söylemlerini dikleştirmeye başladı. Yani Türkiye ile yaşanan düşük yoğunluklu da olsa bir savaş ihtimalinde yalnız kalmayacaklarına dair bir inançla hareket ediyorlar. Ayrıca son yıllarda Amerika Birleşik Devletleri’nin ( ABD) Yunanistan’a gösterdiği özel ilgi de onlar için ayrı bir güvence kaynağı oldu. ABD’nin İncirlik’i resmen değil ama fiili olarak Dedeağaç’a taşıması da Yunanistan’ı cesaretlendiren bir diğer gelişmedir. Türkiye sınırına sadece 40 km uzaklıkta olan Dedeağaç, bugün ABD-Yunanistan birlikteliğinin zirve noktası haline geldi. Gayri askeri statüdeki adalara Amerika’nın Yunanistan’a hibe ettiği silahlar taşınıyor. NATO çerçevesinde görev yapan Türk F-16’larına Yunan uçakları radar kilidi atıyor ve ABD, bunu sıradan bir olay gibi karşılıyor. ABD, NATO üyesi iki ülke arasında tercihini Yunanistan’dan yana kullanacağına dair net işaretler veriyor.

Ayrıca Türkiye ile Suriye arasındaki yakınlaşma çabalarının da Yunanistan’ı tedirgin ettiği görülüyor. Türkiye ile Suriye arasında “Deniz Yan Hukuku Anlaşmasının” henüz imzalanmamış olması ve eğer bu yakınlaşma girişimlerinin sonucunda böyle bir anlaşma imkânı olursa bunun da Yunanistan’ı sıkıntıya sokacağına dair bir algıya sahipler.

Bundan sonra Yunanistan’a sorunun ciddiyetini göstermeye devam etmek gerekir. Türkiye, kıta sahanlığı ile ilgili yerinde olan tepkilerini, gayri askeri statüdeki adalar ve sonradan işgal edilen adalar konusunda da aynı oranda göstermeliydi. Oralardaki tepkisizlik maalesef Yunanistan’ı bugünlerde daha da cesaretlendirdi.

Türkiye dış politikasında “değerli yalnızlık” gibi duygu yoğunluklu politikaların ülkeyi Yunanistan’la bile getirdiği nokta işte burasıdır. Dış politikayı iç politikaya malzeme yapmanın Türkiye’yi bölgede karşı karşıya bıraktığı risk alanı işte bu durumdur. Yakında sıcak bir çatışma ihtimali artık birçok kimse tarafından dile getirilir oldu. Umarız herhangi bir savaş durumu ortaya çıkmaz. Öncekilerde olduğu gibi diplomasi devreye girer ve Yunanistan makul bir noktaya gelir. On yıllardır sorunlarla yaşamayı öğrendik. Bundan sonra da en azından bunu devam ettirmeliyiz. Aksi takdirde Türkiye, son tahlilde kendi hak ve hukukunu korumak adına her şeyi ama her şeyi göze alır.

Mustafa KAYA