TÜRKİYEDE 36 İLDE SU SIKINTISI YAŞANACAKTIR!

TÜRKİYEDE 36 İLDE SU SIKINTISI YAŞANACAKTIR!

Sevgili takipçilerim

Dünya nüfus artış projeksiyonu

2000’li yıllarda 6,2 milyar olan dünya nüfusu yapılan projeksiyonlara göre 2025’ yılında 8,5 milyar, 2050 ‘yılında ise 10,5 milyar olması beklenmektedir. Hızlı nüfus artışı, teknoloji , endüstriyel gelişmeler, üretim ve tüketim alışkanlıklarımızdan kaynaklanan  israfı sonucu daha fazla su tüketimine sebep olmaktadır. Ayrıca yağışların azalması, yer altı su kaynaklarının yetersizliği sebebiyle, ülkemizde susuzluk ve kıtlık sinyalleri baş göstermiştir.

Türkiye’de 36 il içme suyu sıkıntısı yaşanacaktır!

Ülkemizde 2023 Yılından sonra,  başta İstanbul ve Ankara olmak üzere 36 ilde içme suyuna erişim riski altında olacaktır. Keza Ülkemizde “ son yıllarda yaşanan meteorolojik kuraklık” sebebiyle, kuru tarım alanlarında  % 60-80 üretim kaybına sebep olduğu resmi verilerle teyit edilmiştir.

Örneğin!

2020 Yılında, Güneydoğu’da yaşanan kuraklık sebebiyle,” Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfa, Şırnak, Siirt ve Batman”  illerinde” buğday ve arpa “rekoltesinde yüzde 80, “mercimekte” ise yüzde 60 ürün rekolte kaybı yaşanmıştır.

Diğer taraftan, Ege Bölgesi’nin can damarı olan ve aktığı bölgelere hayat veren ,Afyonkarahisar'ında içerisine alan, Uşak, Denizli ve Aydın’dan geçerek denize dökülen  büyük menderes nehri suları çekilmiş ve kuruma noktasına gelmiştir.

Türkiye’nin diğer bölgeleri ise durum farklı değildir.

 Kuraklık, tarımı,  sağlığı, sanayiyi, turizmi, eğitimi, hayvancılığı, lojistik sektörünü, sigortacılığı, bankacılığı, gıda ve beslenmemiz risk altına girmek üzeredir.

Küresel ölçekte milyonlarca insan kuraklık nedeniyle mülteci olarak kendilerine daha güvenli barınacak yer arayarak başka ülkelere göç etmek zorunda kalacaklardır. Bu konuda hükümetin, üniversitelerin, akademisyenlerin, bilim adamlarının, siyasi partilerin, sanayicilerin ve yaşamsal değerlere önem veren herkesin liderlik rolünü üstlenmesi gerekmektedir.

Son sözüm olsun

Gelecek nesillerimizi ve insanlık adına sizleri kendi yaşamınızda yapabileceğimiz değişiklikler konusunda düşünmeye ve çalışmaya davet ediyorum. Gıda ve beslenmemizi üretim ve tüketim kaynaklarımızı kısacası hayat tarzımızı kuraklığa uyum sağlayacak şekilde yeniden düzenlememiz bu yönde dönemsel kalkınma plan, proje ve programları hazırlamamız hayati önem taşımaktadır.

Felaketi yavaşlatmak için hala zamanımız var

Ama kaybedecek tek bir dakikamız bile yok !

Sevgilerimle