Tek dünya, tek aile ve tek gelecek üzerine Müslümanca sorular

TEK DÜNYA:
Bu dünya, tevhidin hâkim olduğu bir dünya mı olacak, yoksa şirkin ve küfrün hâkim olduğu bir dünya mı olacak? Tüm siyasi, ekonomik, hukuki ve askeri gücün tek elde toplanacağı bu Yeni Dünya Düzenini kim yönetecek? Müslümanlar mı? Kâfirler mi?
Bu düzenin Müslümanların hayrına olduğuna kim karar verdi? İslam İşbirliği Teşkilatına üye olan 57 İslam ülkesi bu konuda neden tek bir ses bile çıkaramıyor? Bu ülkeler ve yöneticileri bu sürece neden ve nasıl razı oldular? Bu ülkelerde var olan hocaların, âlimlerin, şeyhlerin, cemaatlerin, tarikatların bu konuda söyleyecek sözleri ve itirazları yok mu? Kur’an ve sünnet bu konuda hiç mi bir şey demiyor?
Tek dünya dedikleri, aslında cinsiyetsiz, dinsiz, geleneksiz, mülkiyetsiz, ahlaksız ve ailesiz bir dünya değil midir?
Salgın hastalıklar, virüsler, iklim değişikliği, dünya dışı varlıkların tehdidi, kuraklık, küresel ısınma, su ve gıda kıtlığı gibi son dönemde sürekli gündeme getirilen başlıklar, aslında ortak düşman algısıyla insanlığı tek dünya devletine razı etmek için üretilmiş ya da abartılmış Siyonist projeler değil midir?
TEK GELECEK:
Bu gelecekte dünyadaki su ve gıda, tek dünya devleti hükümetinin kontrolünde olmayacak mı? Tarım ve hayvancılık, tek dünya hükümetinin gıda ve tarım örgütüne ve onun vereceği izne bağlı olmayacak mı? Hastalıkların tanımlarına, teşhislerine ve tedavilerine tek dünya devleti hükümetinin sağlık örgütü karar vermeyecek mi? Ülkelerin ekonomileri, yeraltı ve yerüstü kaynakları, madenleri ve tüm milli servetleri tek dünya devleti hükümetinin kontrolünde olmayacak mı? Tüm insanlık, tek dünya hükümetinin belirleyeceği başta karbon vergisi olmak üzere uluslararası vergileri ödemek zorunda kalmayacak mı?
Eğer böyle olmayacaksa tek dünya devleti ne işe yarayacak?
Tüm insanlığın geleceği, Siyonizm’in her şeyi gören göz ve her şeyi bilen bilinç olarak tanımladığı ve tanrılaştırdığı yapay zekânın vereceği kararlara terk edilmeyecek mi?
TEK AİLE:
Tek aile dedikleri, evliliğin ve aile kurumunun ortadan kalktığı, çocukların kendi cinsiyetlerine karar verebilme haklarının olduğu, cinsiyetsizliğin ve LGBT’nin hâkim olduğu ve tüm bunların uluslararası kanunlarla koruma altına alındığı bir insanlık ailesi değil midir? Asıl hedef, insan neslinin çoğalamaz hale geldiği sapkın bir dünya değil midir?  
DÖNÜŞÜMÜN SON ADIMI G-20 KARARLARI:
G-20 zirvesinde alınan kararlar, Siyonizm’in uzun yıllardır uyguladığı dönüşüm projesinin artık son aşamaya geldiğinin ilanı değil midir? Bu projeye göre tüm dünya, Siyonizm’in tek dünya devleti projesine hazır hale getirmek için büyük bir dönüşüme tabi tutulmuyor mu?
İnsanlar; transhümanizmle ve çiplerle dönüştürülmüyor mu? Gıdalar; yapay et ve GDO ile dönüştürülmüyor mu? Hayvanlar; yemler, klonlama ve gen teknolojisiyle dönüştürülmüyor mu? Aileler; cinsiyetsizlik, LGBT ve aile yasalarıyla dönüştürülmüyor mu? Toprak, hava ve su; iklim anlaşmaları, karbonsuz dünya projesi ve yapay felaketlerle dönüştürülmüyor mu? Ahlak, sinema, dizi, spor ve sanatla dönüştürülmüyor mu? Ekonomi; Bitcoin ve dijital para sistemi ile dönüştürülmüyor mu? Düşünce ve bilinç; yapay zekâ ile dönüştürülmüyor mu?
Tüm bu dönüşümler, G-20’de ilan edilen tek dünya, tek aile ve tek gelecek hedefi doğrultusunda çıkarılacak uluslararası hukuk sistemi ve yasalar eliyle tamamlanmayacak mı?
Yapay bir şekilde oluşturulan ve ardı arkası kesilmeyen felaketler, depremler, seller, hastalıklar, kuraklık, kıtlık, savaşlar ve ekonomik krizlerle tüm insanlık bir inançsızlık uçurumuna sürüklenmek istenmiyor mu? Bu şekilde Siyonizm’in en büyük hedefi olan Tek Din projesini hayata geçirmek hedeflenmiyor mu?
Tüm bu yaşadıklarımız basit bir komplo teorisinden mi ibaret?
Başta Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın kırk sene anlattığı tüm bu Siyonist projelerin teker teker hayata geçirildiğine hepimiz şahit olmadık mı? Pandemi döneminde bütün dünyada aslında tüm bu anlatılanların küçük bir tatbikatının yapıldığını hepimiz açıkça görmedik mi?
57 İslam ülkesinin yöneticilerinin, Müslüman siyasetçilerin, ilim adamlarının, akademisyenlerin, STK’ların tüm bu olup bitenlere ve dayatılan projelere karşı söyleyecek bir sözü ve bir teklifi yok mu?
O halde uyanış ve direniş için Erbakan Hocamızın şu sözünü tekrar hatırlatmakta fayda var!
"Siz namaz kılacaksınız, oruç tutacaksınız fakat ırkçı emperyalizmin kurduğu bu dünya düzenine karşı çıkmayacaksınız. Bunlar dünyanın hâkimi olacak, efendi olacak! Siz de köle olacaksınız. Müslümanlık, kölelik kabul etmez. Herkes bilsin ki, biz asla namaz kılan köleler olmayacağız."
Dr. Abdülaziz Kıranşal