Taşeron Ordular Çağı
- 25-06-2023 12:14
- 1615
Taşeron Ordular Çağı
Rusya’da uzun zamandır ayak sesleri duyulan Wagner ile Rusya Savunma Bakanlığı arasındaki sorun, beklenmedik bir aşamaya ulaşmış durumda. Cuma gecesi itibarıyla Rus paralı asker grubunun başındaki isim olan Yevgeniy Prigojin önce darbe anlamına gelen çıkışından sonra, "Bu bir adalet yürüyüşü. Ülkenin askeri liderliğinin getirdiği kötülük durdurulmalı" açıklaması ile olanlara yeni bir boyut ilave etmiş oldu.
Rusya’nın önemli bir askeri deha olarak lanse ettiği, paralı asker grubu olan Wagner’in bu tutumu işleri iyice karıştırmışa benziyor. Rusya önce Wagner ile olan ilişkisini reddetmiş, Libya’da, Suriye’de, bazı Afrika ülkelerinde, son olarak da Ukrayna’da bu grubu kullanmış ve gelinen nokta itibarıyla Rusya Wagner ile arasındaki iş birliğini kabul etmek zorunda kalmıştı.
Peki, Rusya neden böyle bir grubu kullanma ihtiyacı hissetmişti?
Çünkü bunların kaybı Rusya’nın hanesine yazılmıyor ve dolayısıyla Rusya kayıplarını böylece gizleme yoluna gidiyordu. Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı da nasılsa bunlar paralı asker diyerek en riskli çatışma ve savaş alanlarına Wagner’i sürüyordu. Prigojin de kendi adamlarının öldürülmesinin nedenini alınan yanlış kararlara bağlamıştı. Rusya Savunma Bakanlığı ise Prigojin'in suçlamalarının 'gerçeğe uymadığını ve bir provokasyon olduğunu' açıklayarak kendince cevap verme yoluna gitti.
Bir de şöyle ilginç bir bilgiyi paylaşmakta fayda var; Wagner adına savaşan kişilerin çoğunluğu mahkûmlardan oluşuyor. Prigojin geçen yıl, “Ben cezaevinde olsaydım Wagner Grubu’na katılıp anavatanıma borcumu ödemeyi hayal ediyor olurdum” ifadelerini kullanmıştı. Wagner’in varlığına itiraz edenlere, yaptıklarını sorgulayanlara da “Ya özel askeri şirketler ve mahkûmlar savaşacak ya da onlar olmazsa sizin çocuklarınız savaşa gidecek. Kendiniz karar verin” dediği iddia edilmişti. Mahkûmlara özgürlük vaat etmiş ve özgürlüğün yolunun Wagner için savaşmaktan geçtiğini söylemişti. Şimdi Prigojin işte kendini bu mahkûmların gözünde onlar için Rusya gibi önemli bir ekonomik ve askeri güce kafa tutan “lider” konumuna yerleştirmiş oluyor.
Acaba Wagner’in bu çıkışı Rusya tarafından çeşitli yollarla cesaretlendirilmiş olabilir mi? Rusya bu şekilde Wagner sorununu daha da büyümeden önünü almayı hedeflemiş midir sorusu dile getiriliyor. Bu ihtimal şimdilik biraz zayıf. Çünkü halihazırda Ukrayna’da devam eden savaş ve orada Wagner’in doldurduğu alan düşünüldüğünde bu kriz Rus devlet aklının isteyeceği bir şey gibi durmuyor. Çünkü gelinen durum Rusya’nın askeri gücünü ve mevcut şartlarını sorgulatır. Zarar verir. Halk nezdinde güvensizlik oluşturur. Yabancı istihbarat örgütleri için münbit bir arazi sunar. O yüzden bu durum bilindiği şekliyle Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Genelkurmay Başkanı V. Vasilyeviç Gerasimov ile Prigojin arasında devam eden çatışmanın su yüzüne çıkmış hali gibi duruyor.
Elinde karada savaşacak bir gruptan başka hava vesair gücü olmayan Wagner’in bir sonuç elde etme ihtimali yok. Ancak zarar vereceği de muhakkak. Prigojin, askerlerinin Ukrayna sınırını geçerek Rusya’ya girdiğini, kendisinin de başkent Moskova’ya yaklaşık 1100 km mesafede olan Rostov’da olduğunu ve gerekirse Moskova’ya yürüyeceğini söyledi. Bu söylem teknik olarak sahada karşılığı yok, yani mümkün değil. O da bunun farkında olacak ki söylemini “adalet yürüyüşü” olarak değiştirdi.
Dün sabah Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yaptığı açıklamada olayı “terör” olarak tanımladı. İlk kurulduğunda varlığını reddettiği Wagner’in bu girişimini “arkadan hançerlenmek” olarak tanımlayarak en üst düzeyde Rusya ile Wagner arasındaki ilişkiyi de kabul etmiş oldu. Prigojin’in bu çıkışını “vatan hainliği” olarak tarif etti. “Devletimizi savunmaya hazırız” ifadesiyle aslında belki de yaşanan tehdidin büyüklüğünü ortaya koymaya çalıştı. Şayet bu bir taktik değilse, Wagner’in çıkışı gerçekten Rusya’da taşları yerinden oynatmış gibi duruyor. Çünkü Putin, şimdiye kadar sorunu büyüterek değil, küçük göstererek ve yok sayarak mücadele etmeye çalışan bir lider profili çizdi. Putin, muhtemelen Wagner krizini çözdükten sonra olası halk desteğini engellemek için Prigojin’in öne çıkardığı gerekçeleri zaman içinde ortadan kaldırmaya çalışacaktır.
Bu türden taşeron orduların kullanımı, daha çok yeni. Sudan’da yaşananlar da aslında oradaki paralı askerlerin ayaklanmasıdır. Hızlı Destek Kuvvetleri de (RSF) Sudan Hükümeti tarafından işletilen paramiliter güçlerdi. Şimdi Sudan ordusuyla çatışıyorlar. Yani Wagner gibi zaman içinde güçlenen yapıların geldiği son nokta işte böyle isyan girişimleri olabiliyor.
Rusya’nın kendi elleriyle besleyip, büyüttüğü, finans kaynakları ile desteklediği Wagner’in ulaştığı güç şimdi “paralel ordular” ile ilgili yaklaşımların yeniden masaya yatırılmasına sebep olacaktır. Bundan sonra düzenli ordular yeni nesil pozisyon arayışına girebilirler. Terör örgütleri vesayet savaşlarının önemli aygıtları ama her an çıkar hesabıyla başkaları adına iş tutma potansiyeli taşıdıkları için uzun vadeli iş birliği genelde olamıyor. O yüzden paralı askerler bu açığı kapatmak için kullanıldı ama Wagner ile birlikte bu plan da yakın zamanda değişecek gibi görünüyor.