TARİHİ “SAADET” KONGRESİ
- 27-10-2022 17:55
- 1494
TARİHİ “SAADET” KONGRESİ
Saadet Partisi’nin 6. Olağan Kongresi 30 Ekim Pazar günü Ankara'da yapılacak. Kongreler, siyasi partilerin kendilerini yenileme, programlarını gözden geçirme, yeni hedef belirleme, projelerini ortaya koyma ve geleceğe yönelik perspektif ortaya koyma günleridir. Kongrelerle birlikte parti içindeki eksikler tespit edilerek tamamlanır, yenilenmiş kadrolarla yola devam edilir.
Bin yıllık tarihinden aldığı güçle geçmişinin temsilcisi Milli Görüş hareketi, 55 yıllık birikimiyle, misyonuyla, bu milletin inancını, tarihini, kültürünü ve öz benliğini temsil eden bir parti olarak sahnededir.
Kongrede iç politik konulardan çok geleceğe yönelik stratejiler belirlenerek küresel çapta oynanan oyunlar, İslam aleminin durumu bütünüyle ortaya konacaktır.
Saadet Partisi pusula gibi millete yol gösteren istikamet sahibi bir çizgiye sahiptir. Siyasi hayatının başlangıcından günümüze koalisyonlarla, seçim ittifaklarıyla her kesimle iş birliği yaparak ve oyunun kurallarını kendisinin belirlediği yol ve yöntemlerle yürüyüşüne devam etmiştir.
MİLLİ GÖRÜŞÜN UZLAŞMACI GEÇMİŞİ
Siyasi tarihi boyunca ilkelerinden taviz vermeden başka görüşten insanlarla iş birliğine açık olan Milli Görüş, 1974 yılında Milli Selamet Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi hükümetiyle, ardından 1975’te Milliyetçi Cephe Hükümetleriyle eline geçen bütün fırsatları değerlendirerek iktidarın parçası olmayı başarmış, milletimize maddi ve manevi kalkınma alanında büyük hizmetler yapmıştır.
1980 ihtilaline ulaşan süreçte ülkede kan gövdeyi götürürken, yürüttüğü barışçıl çizgiyle taraftarlarının burnunu dahi kanatmamış, sahili selamete çıkarmıştır.
1983-84 yıllarında yeniden iğne ile kuyu kazarak çalışmalarını sürdürmüş, 1991'de kutsal ittifakla bünyesine MHP ve IDP'yi almış 40 milletvekiliyle gök kubbeyi sarsarcasına yapıcı muhalefetin en güzel örneğini sergilemiştir.
1994 yılında başta Ankara ve İstanbul olmak üzere Türkiye'de önemli belediyeleri kazanarak büyük hizmetler yapmıştır. 1995 yılında sandıktan birinci parti çıkarak DYP ile yaptığı koalisyonla Refahyol hükümetini kurmuştur. 11 ay gibi kısa süre iş başında kalmasına rağmen ekonomik, sosyal, iç ve dış bütün politikaları başarıyla yürütmüştür.
O dönem maruz kaldığı sivil ve askeri bürokratik baskılar ve ülkenin kritik durumuna rağmen işçi, memur, köylü ve emekliye ekonomik bayram yaşatmış, havuz sistemiyle denk bütçe oluşturmuş, ülkede önemli bir kalkınma hamlesi başlatmıştır. Dış politikada ise son yüz yılın en önemli stratejisi olarak D-8'i kurmuş, kısa süre içerisinde güçlü konumdaki 8 Müslüman ülkeyi bir araya getirmiştir.
2002 yılında Milli Görüş’ten ayrılan bir grup iktidara gelmiş, miras olarak başlangıçta “soğuk tandırdan sıcak ekmek” misali, eskinin birikimiyle kısmi hizmetler yapmış olsalar da bir süre sonra üzerlerindeki Milli Görüş gömleğini çıkararak taşıdıkları kimliği kaybetmişler ve sıradan bir parti oluvermişlerdir.
İTTİFAK MÜZAKERELERİ
Saadet, oy oranı ne olursa olsun siyasette belirleyici aktör olmayı hemen her dönem sürdürmüştür. 2007 yılında cumhurbaşkanlığı kriziyle seçime gidilmiş, 2011’de liderinin hayatta olduğu son seçimde Demokrat Parti ve bir kısım muhalefetle sürdürülen ittifak müzakereleri bazı gerekçelerle olumsuz sonuçlanmıştır.
2015'te BBP ile Saadet Partisi arasında Milli İttifak kurulmuş, aynı yıl yenilenen seçimlerde AK Parti ile seçim ittifakı çalışmaları yürütülmüş ama son anda akamete uğramıştır. Dönemin Başbakanı Sn. Ahmet Davudoğlu ile mutabakata varılmış, imza aşamasındayken gizli bir elin devreye girmesiyle AK Parti ile yapılan anlaşma başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
2018'de Saadet Partisi, AK Parti ile tekrar görüşmelere başlamış ne var ki dilenci muamelesine maruz bırakılarak, “Size üç vekil verelim sesinizi çıkarmayın, bir şeye karışmayın” mesajı verilmiştir. Hatta protokol metninde “Saadet Partisi tarafından AK Parti listelerinden aday gösterilecek isimler komisyonca belirlenir” maddesi eklenerek, “İstediğiniz kişiyi değil bizim sizden seçtiklerimiz/dayatacağımız isimleri listeye alırız” şeklinde bir muameleye maruz bırakılmıştır.
Bu şartlar üzerine ülkeye giydirilen bir nevi deli gömleği olarak Başkanlık Sistemi ve yeni çıkarılan seçim yasasıyla da ittifaklar zorunlu hale gelmiştir. Böylece ortaya çıkan Millet İttifakında da Saadet Partisi rengini, varlığını ve kimliğini göstermiş, ittifakın ana umdesi olarak kendisinden oy oranı fazla olan iki parti arasında denge unsuru olarak iş birliği sağlamıştır.
ÇOK ADAYLI KONGRELER VE SONUÇLARI
Siyasi partilerde çok adaylı kongreler dışarıdan kulağa hoş gelebilir, demokratik teamüllerin işlediğinden, özgür ortamdan dem vurulur, rekabetin başarı getireceği söylenir.
Ancak Milli Görüş hareketinin mazisine baktığımızda birden fazla aday çıkan tüm kongreler bölünmeyle sonuçlanmıştır. Bunun hiçbir istisnası olmamıştır.
Birincisi, 1976 yılında yapılan Milli Selamet Partisi kongresinde Sn. Korkut Özal ve arkadaşları ayrı liste çıkarmış sonucunda Anavatan Partisi kurulmuştur.
1999 Fazilet Kongresinde Sn. Abdullah Gül, yenilikçi hareketin adayı olarak çıkmış bu kongre sonrası AK Parti kurulmuştur.
2009 kongresinde de Sn. Numan Kurtulmuş -lidere rağmen- aday olarak çıkmış ardından HAS Parti kurulmuştur.
2014 yılında Sn. Fatih Erbakan’ın Genel Başkan adayı olduğu kongre sonrasında da Yeniden Refah Partisi kurulmuştur.
Bugün de Saadet Partisinin tek liste ile kongreye gitmesinin hayati öneme haiz olduğu gayet açıktır. Bu tür olumsuz girişimler başlangıçta sadece bazı şahıslara karşıymış gibi gösterilse de fiili durum böyle olmamakta, her liste yeni bir bölünmeyi getirmektedir. Partinin yükünü omuzlayan ve bütün işleri yapanlara karşı çıkma girişimi de esasen makul değildir.
SEÇİME DOĞRU TAKIM RUHU
Geçmişte Erbakan hocamız için “Hoca iyi, çevresi kötü” denilerek işi omuzlayan büyüklerimize karşı sürdürülen tavır, bugün de aynı biçimde karalama kampanyasına dönüştürülmemelidir.
Tüm zorluklara rağmen işin en zor boyutlarından biri olan mali çalışmaları üstlenenlere; çalıştaylarla ortaya konan politikalara katkı sağlayanlara; ikili görüşmeler konusunda bir diplomat edasıyla başarılı sonuçlar elde edenlere; seçim yasası, ittifaklar, kongreler, delege vs. teşkilatçılık alanında uzmanlıklarıyla öne çıkanlara; tanıtma ve sosyal medya alanındaki başarılarıyla imkansızlıklara rağmen partiyi rakipleriyle yarıştıranlara niye karşı gelinir ki? Devasa binayı taşıyan birkaç ana kolon gibi ağır yükleri omuzlayanlar olsa olsa taltif edilmelidir.
Nefsi heva ve hevesleri uğruna beklentilerle siyaset yapan, kendi kaprislerine yenik düşen, benlik egolarını tatmin etmeye çalışan, isminin olmadığı yerde durmayanlara bu teşkilat hiçbir zaman fırsat vermemiştir. Kısa ve uzun vadedeki beklentilerle hareket edenlerin, önyargılarla yapılan saldırıların kimseye faydası olmayacağı açıktır.
2023 seçimlerine girerken Saadet Partisi’nin kongresi hayati önem arz etmektedir. Çünkü, seferberlikte yedekler karargaha çağrılarak silah altına alınır. Umuyoruz ki bu kongre ülkemiz ve İslam alemi için birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhunun sağlandığı bir kongre olarak tarihe geçer.