Tahta kılıçları çıkarmanın vakti geldi
- 27-11-2022 17:03
- 1607
Tahta kılıçları çıkarmanın vakti geldi
Ühbân b. Sayfî el-Gıfârî’nin kızı Udeyse bnt. Ühbân anlatıyor; “Müslümanlar arasında ihtilaflar baş gösterip fitne ve kargaşa çıktığında insanlar babama geldiler ve ondan yardım isteyerek şöyle dediler: ‘Ey Ebû Müslim! Şu insanlara karşı bize yardım etmeyecek misin?’ Ebû Müslim, ‘Elbette edeceğim’ diye cevap verdi ve cariyesinden kılıcını çıkarmasını istedi. Cariye kılıcını çıkardığında onun tahtadan bir kılıç olduğu görüldü. Bunun üzerine şaşırarak, ‘Ama bu kılıç tahtadandır’ dediler. Ebu Müslim şöyle cevap verdi: ‘Resûlullah eğer bir gün Müslümanlar arasında fitne, ayrılık ve ihtilaf çıkarsa asıl kılıcını kır ve tahtadan bir kılıç edin diye benden söz aldı. İşte benim kılıcım budur. Size yardım ederim ancak Müslümanlara karşı benim kılıcım tahtadandır’ dedi. Yine Muhammed b. Mesleme’nin evinde tahtadan bir kılıç asılı olduğunu görenler ona kılıcının neden tahta olduğunu sordular. Muhammed b. Mesleme dedi ki; Rasulullah bana şöyle emretti: “Ya Muhammed b. Mesleme! Müslümanlar içinde fitneler, ayrılmalar ve ihtilâflar olacaktır, böyle olduğu zaman sen kılıcını kır, oklarını parçala” (Taberânî, el-Mu’cemü’l-kebîr, 8: 227; İbn Mâce, Fiten, 10; Tirmizî, Fiten, 33).
Tahtadan kılıçları çıkarmak demek:
Kırk gün boyunca kılıcını bileyerek Hz. Ali’yi öldürmeyi kendisine nasip etmesi için Allah’a dua eden İbni Mülcem gibi din adına, Allah adına, dava adına, hak adına herkesin kendi kardeşinin hakkından gelmek istediği zamanlarda bir Müslüman’ın bile onurunu, haysiyetini, şerefini, izzetini zedelememek için gayret etmek demektir.
Tahtadan kılıçları çıkarmak demek:
Asıl hedeflerin unutulduğu, istişarenin ortadan kalktığı, haklı çıkmanın her şeyden önemli olduğu, herkesin birbirinin ayıbını, açığını, kusurunu, hatasını beklediği ve ilk fırsatta kardeşini harcamak için yanıp tutuştuğu zamanlarda Müslüman ahlâkına uygun Müslüman’ca bir duruş gösterebilmektir.
Tahtadan kılıçları çıkarmak demek:
Müslümanların fikri ayrılıklarının din birlikteliklerinin önüne geçtiği, bireysel hırs, kin, nefret ve düşmanlıkların inancın emir ve direktiflerini gölgede bıraktığı, şahsi çıkarların adaleti saptırdığı, hakkın bir ölçü olmaktan çıktığı zamanlarda adil ve hakkaniyetli bir tutum sergileyebilmektir.
Tahtadan kılıçları çıkarmak demek:
Kulisçiliğin, dedikodunun, karnından konuşmanın, kapalı kapılar ardındayken başka meydandayken başka konuşmanın yaygınlaştığı, kimsenin kimseye güveninin kalmadığı, kimsenin kimseye sırtını dönemediği zamanlarda hiç kimsenin adamı olmadan hakkın adamı olmak için çaba sarf etmek demektir.
Tahtadan kılıçları çıkarmak demek:
Fitne fırtınası dininceye ve ayrılık ateşi sönünceye kadar, ihtilaflar bir rahmete, farklılıklar ise bir zenginliğe dönüşünceye kadar kendini hak ile meşgul etmek, nefse, şeytana, boş işlere, boş sözlere, boş tartışmalara, boş insanlara bir dakika bile zaman bırakmayacak kadar yalnızca hak ile meşgul olmak demektir.
Tahtadan kılıçları çıkarmak demek:
Asli vazifelere geri dönmek, asli hedefler için koşmak, asli gayeler için terlemek ve geçmişte ihmal ettiklerimizden dolayı bugün şikâyet ettiğimiz ne varsa işte o ihmal edilmiş olanların bir nebze de telafi edilmesi için yeniden besmele çekmek demektir.
Tahtadan kılıçları çıkarmak demek:
Kök hücreyi korumak, ruhu muhafaza etmek, kodları ve koordinatları yeni nesillere aktarmak için bitmek bilmeyen bir heyecanla, yorgunluk ve yılgınlıktan uzak bir çabayla, korkaklık ve pısırıklıktan uzak bir cesaretle, laf değil iş üreten bir bilinçle, keskin bir şuurla, üstün bir sabırla, hedefine kilitlenmiş bir mermi gibi ve yayından fırlamış bir ok gibi durmadan dinlenmeden ilerlemektir.
Tahtadan kılıçları çıkarmak demek:
Asla Müslümanların yaptığı hatalara karşı suskun kalmak, onaylamak ya da görmemezlikten gelmek demek değildir. Aksine hakkı onlara da açıkça söylemek ama onlara karşı demirden değil tahtadan bir kılıç kullanır gibi söylemek demektir.
Bu asla bir kenara çekilmek değil aksine közü yeniden harlayıp bir alev haline getirmek için tüm teferruatlardan, tüm tartışmalardan, tüm sahte gündemlerden kurtulup tüm vaktini bu kutlu hedefe ayırmaktır.
Abdülaziz KIRANŞAL