SİYASET KURUMU & MAFYA İLİŞKİSİ
- 15-07-2021 18:10
- 2478
SİYASET KURUMU & MAFYA İLİŞKİSİ
12.07.2021
Mafya ekonomisi!
Türkiye’de Mafya –Hükümet ilişkileri, dünya çapında önemli bir merkez haline gelmiş bulunuyor. Son yıllarda Türkiye’de 40 bin üyesi ve yıllık 30 milyar dolar geliri ile 100 bin üyesi olan ve yıllık geliri 70 milyar dolar olan İtalyan mafyasının birincilik tahtını zorlamış bulunuyor.
İtalya mafyasının denetimindeki ülkeler!
İtalyan mafyası, İtalya başta olmak üzere Lübnan, Arnavutluk, Yugoslavya, Macaristan, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Almanya, Belçika, Hollanda, İspanya ve Portekiz gibi ülkelerde etkindir; Kıbrıs, Malta, İsviçre, Monako, Fransa ve Andora'da ise para aklayıp yatırım yapmaktadır.
Türk mafyasının denetimindeki ülkeler!
Türk mafyası, Türkiye, Kıbrıs, Arnavutluk, Makedonya, Yugoslavya, Almanya, Bulgaristan, Belçika, Hollanda, İngiltere ve İspanya'da etkin olup Kıbrıs, Lübnan, İsrail, İsviçre, Fransa ve Cebelitarık'ta para aklıyor ve yatırım yapıyor.
Rus mafyasının denetimindeki ülkeler.
Üçüncü sıradaki, Rus mafyası 100 bin üyesi ve yıllık 15 milyar dolar geliri ile diğer önemli bir mafya örgütüdür. Rus mafyası ise Rusya, Doğu Avrupa ülkeleri, SSCB'den ayrılan ülkeler başta olmak üzere, Yugoslavya, Lübnan, Avusturya, Almanya, Belçika, Hollanda ve Fransa'da etkin olup, Hırvatistan, Malta, Kıbrıs, Lübnan, İsrail, İsviçre, Monako, Lüksembourg, Andora ve Fransa'da para aklıyor ve yatırım yapıyor.
Türk mafyasının yıllık geliri olduğu ileri sürülen 30-40 milyar dolar Türkiye bütçesinin önemli bir kısmı kadardır. Üstelik mafya yurtdışında hem organizasyonlarını yönettiği merkezlere sahip hem de oralarda para aklayıp yatırım yapabiliyor. Anlaşılan odur ki, mafyanın denetimindeki parasal güç, yurt dışına kaçırılan kara para ile yolsuzluk ekonomisi içinde dönen paraların toplamı önemli boyutlara ulaşıyor. Buna kayıt dışı ekonominin rakamları da eklendiğinde neredeyse bir başka Türkiye bütçesi ortaya çıkıyor. Bu da hiçbir yoruma yer bırakmayacak biçimde durumun vahametini ortaya koyuyor.
Son olayda ortaya çıkan ilişkiler ağı birkaç bakımdan irdelenebilir: Öncelikle ileri sürülen iddialara bakılırsa siyaset kurumu ile mafyanın uzunca bir süredir iç dışlı olduğunu görüyoruz. Karşılıklı bir kollama birbirini besleme söz konusu. İkinci olarak mafyanın siyaset kurumu tarafından nasıl korunduğuna şahit oluyoruz.
Bu gerçek bize şunu söylüyor!
Bir ülkede iktidarı arkasına almayan hiçbir çetenin, mafyanın büyüyemeyeceğini, ülkede cirit atamayacağını gösteriyor. Üçüncü olarak devleti arkasına alan, devlet için iş yapan eski yeni siyasetçi ve bürokratların devleti kullanarak kendi adlarına mafyacılık çetecilik yaptığını görüyoruz. Bu iddialar araştırılmalı, doğruysa derhal gereği yapılmalıdır.
İşin ucunun nereye uzanacağı da belli değil!
Birtakım yerlere sanki devlet ve hukuk yokmuş gibi kendileri kendi yasadışı hukuklarını oluşturarak onların tabiri ve ifşası ile "çöktüklerini" görüyoruz. İşin içine cinayetlerin, baz morfin kaçakçılığı, adam öldürme, zengin insanları devlet gücüyle korkutarak mal mülk para elde etme, hapse atma, hatta ve hatta uluslararası petrol kuruluşlarının taşeronluğunu yapmak gibi iddialar söz konusu.
Sonuç!
Burada ibret verici asıl soru ve sorun şu: Nasıl oluyor da bütün bu iddialar ortalığa saçılmışken bir şey yapılmıyor. İlgili bir istifanın olmaması, bir tutuklamanın gerçekleşmemesi, mecliste araştırma soruşturma komisyonun kurulmasının engellenmesi ve daha da garibi savcıların harekete geçmemesidir.