İnsanın tüm yaşam çabası, acıları azaltmak, zevkleri arttırmak için uğraşmak ile geçiyor.
Bir çok insan, paranın, malın insanı daha mutlu edeceğinden emin. Ancak batıda yapılan çalışmalar tüketim toplumunun insanları mutlu etmede başarısız kaldığını gösteriyor.
Araştırmalarda ilginç bir detay var. Zengin toplumlarda fazla para, mutluluk getirmez iken, fakir toplumlarda para mutluluğu arttırıyor. Temel ihtiyaçları olan yeme, giyinme, barınma, sağlık giderleri karşılanan bir toplumda, gelir arttıkça mutluluk fazla artmıyor. Ancak temel ihtiyaçları karşılanmamış toplumlarda para , insanları daha fazla mutlu ediyor.
İnsan çevresine fizyolojik olarak uyum sağlayıp alıştığı gibi, bulunduğu imkanlara da psikolojik olarak uyum sağlayan bir varlık. Sahip olduklarımızın bizleri kısa süreli mutlu edip, sonrasında etkisiz kalmasının sebebi bu alışma ve uyum.
Mutlulukta bir başka etken, kendimizi kıyaslama.
İnsan çevre ile etkileşimde olduğu müddetçe, zihni devamlı diğer insanlar ile kendini kıyaslıyor. Bu kıyaslama bireyin kendini değerli veya değersiz hissetme duygularını etkiliyor. Örneğin 1000 lira kazandığınızda mutlu oluyorsunuz, yakınınızda birinin 1500 lira kazandığını duyduğunuzda bu kazancınızın mutluluk oranı düşüyor ya da yok oluyor.
Kendimizi devamlı arkadaşlarımız, komşularımız, tanıdıklarımız ile kıyaslayıp duruyoruz. Sahip olduklarımızdan mutlu olmak bize yetmiyor. Diğerlerinin nelere sahip olduğu ve bizim onlardan eksik ve fazla yönlerimiz zihnimizde mutluluk merkezini etkiliyor.
Diğer tanıdıklarımızın ;sahip olduğu mal, para, mevki, konum, sağlık..vs bizim sahip olduğumuzdan daha az ise ilginç bir şekilde mutlu olma ihtimaliniz artıyor. Bunun tersi de mümkün.
Bilimsel çalışmalar genetiğimizin mutlu olmada yüzde 50 etkili olduğunu gösteriyor. Yüzde 10 yaşam şartları etkiliyor (zengin, fakir, evli,bekar), yüzde 40 elimizde olan bireysel davranışlar etkili.
Bizler genetiğimizi değiştiremeyiz. Çevre şartlarının da etkisi çok sınırlı ancak kendimizi, düşüncelerimizi, bakış açımızı değiştirebiliriz. Gücümüzün yeteceği tek faktör kendi bedenimiz ve zihnimiz görünüyor.
Nasıl mutlu olunur kitabının yazarı Prof. Lyumbomirski bizlere kendimiz ve zihnimizde neleri değiştirir isek daha mutlu olacağımızın önerilerini vermiş.(mutlu beyin , prof bahri karaçay)
Diğer insanlara teşekkür etmek, yardım etmek, sosyalleşmek mutlu olmaya katkı sağlıyor.
Diğer insanlar ile kendinizi ve sahip olduklarınızı karşılaştırmaktan , mümkün olduğu kadar kaçınmak.
Gelecekte başarabileceğiniz bir hedefiniz olması ve bu hedef için emek ve zaman harcamak.
Mutlu insanlar ile zaman geçirip, onların davranışlarını taklit etmek.
Kaliteli ve sevgi dolu bir inanca sahip olmak.
Her gün az veya çok egzersiz ve yürüyüş yapmak.
Geçmişe ve hatalarına çok odaklanan zihinlerde keder ve depresif bir ruh hali etkin oluyor. Gelecek üzerindeki beklentilerine çok odaklanan zihinde anksiyete ve tedirginlik etkin hale geçiyor.
Geçmişe ve geleceğe çok fazla etkimiz olmadığını , ama şimdi yaşanan ana (şimdiki zamana), gerçekten sahip olduğumuzu fark edebilir isek. şimdinin acıları ile baş etmede daha güçlü, mutluluklarını deneyimlemede daha coşkulu bir ruh haline sahip olmamız mümkün olabilir diye düşünüyorum.
Değiştirebileceğimiz tek şey kendimiz ve düşüncelerimizdir.
Dr. Ahmet BULUT