KORKU İKLİMİNİN AYAK SESLERİ
- 23-10-2022 11:22
- 1320
KORKU İKLİMİNİN AYAK SESLERİ
Sevgili takipçilerim
Yaklaşan Haziran 2023 seçimleri için resmen değilse bile fiili olarak yarış başlamış durumdadır. Muhalefetin ve toplumun bazı kesimlerinin itirazlarına rağmen devletin zirvesini Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na taşıyan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Yeni Türkiye”, “Yeni Anayasa” gündemi iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisinin seçim kampanya teması olacağı belli oldu. Bu nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan fiili olarak AKP’nin seçim kampanyasını yürüttüğü izlenimi vermektedir.
Korku ikliminin ayak sesleri……
İktidar sahiplerince bir grubun hedef gösterilmesi ötekileştirilmesi çabaları da korku ikliminin koyulaşmasına sebep olmaktadır. Arzu edilen kendisi gibi düşünmeyen , aynı fikir ve siyasi boylamında olmayan aydın, akademisyen ve gazetecilerin baskı altında tutulması ve ötekileştirilmesi eşitlik, serbest toplum, özgür irade ilkelerine , fikir hürriyeti, çok sesli toplum kavramlarıyla bağdaşmamaktadır. Nefret söylemi, ötekileştirme, ayrımcılık ve hedef gösterme gayretleri ciddi demokrasi ve insanlık suçlarıdır.
Bunu adı demokrasi değildir……
Gösteri ve yürüyüş yapma ifade özgürlüğünün temel öğelerindendir. Bu hakkın Anayasa Mahkemesi önünde bile engellenmeye çalışılması, şiddet içermeyen gösteri hakkının tazyikli su, biber gazı ve orantısız devlet gücü şiddetiyle baskılanması ne demokrasiyle ne de demokrasinin temel direklerinden ifade özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü ilkeleriyle bağdaşmamıştır. 12 yaşında çocukların kafalarına kurşun veya gaz bombası kapsülü isabet ederek hayatlarını kaybetmesi, sakat kalması “normal adi olay "olarak nitelendirilemez. Nitelendirilirse bunun adı demokrasi olmaz
Zaman doğru tespit yapma zamanıdır……
Türkiye’nin sağlam bir gelecek inşa edebilmesi için her şeyden önce kendisini iyi tanıması, bugün bulunduğu yerin muhasebesini yapması ve sahip olduğu değerleri doğru tespit etmesi gerekmektedir. Başkaları kendi programlarına ve gelecek planlarına göre gündemi tespit ederken, biz onları takip etmekten, onların oluşturdukları sorunlara cevap bulmaya çalışmaktan kendi gündemimizi ve programımızı bir türlü oluşturamıyoruz
Başörtüsü yerine, halkın bakıp alamayan boş cüzdanına bakmak lazım…..
Kendi toplumsal sorunlarımızı konuşup tartışmak ne kadar doğru ise, başkalarını kendi ana değerlerimizi zedelemeden ve aşağılamadan ifade etmek ve bu değerlere düşman olanların değirmenine su taşımayacak bir tarzda gündeme getirmek de o kadar doğrudur. Başka bir deyişle, bu meseleleri sanki sorunları tespit edip dinî değerleri savunuyorum adına gündeme getirmek, kendine ve değerlerine aykırı düşünen insanlara malzeme taşımak, onların saldırılarına müsait atmosfer oluşturmak anlamına gelir ki bu husus hiç de doğru bir yöntem değildir