KİTAP DÜNYASI: TEFSİRDE SPEKÜLATİF YORUM
- 29-11-2021 18:15
- 2416
KİTAP DÜNYASI: TEFSİRDE SPEKÜLATİF YORUM
Son dönemde yayın bolluğu yaşandığından bazı önemli kitaplar gözden kaçabiliyor. Bu nedenle Kur’ân tefsirine/yorumuna dair telif edilen öncelikle alanın uzmanlarına hitap eden sahasında çığır açacak bir eseri tanıtacağız. Tefsirde Spekülatif Yorum adlı kitap arka kapak notunda belirtildiği üzere özetle şu konu ve hedefi taşımakta:
“Apaçık ve anlaşılır bir hitap olarak nazil olan Kur’an’ın, -varoluşsal bir sebebe dayansa gerek- çoğunlukla kapalı yönleri merak edilip araştırılmıştır. Basit ve kolay ulaşılacak şekilde hibe edilenin değeri bilinememiş, ulaşmak için verilen emek sahiplenilmiş, O’nun verdikleri değil “ben”in yaptıkları değerli görülmüş, zamanla kendisi için yola çıkılan maksud unutulup yol hedefleştirilmiştir. Elinizdeki eser, araçların amaçlaştığı bu hengâmda Kur’an’ı anlamayı kolaylaştırma yolunda ortaya konmuş olmasına rağmen zorlaştırmayı sonuç veren spekülatif yorumları Ashâbü’l-karye kıssası özelinde göstermeyi hedeflemektedir. Bu çalışma, tefsir literatüründe spekülatif yorum kavramı hakkında yazılan ilk kitap olma özelliğine sahiptir. Böylelikle tefsir usûlü alanına ve tefsir ıstılahlarına spekülatif yorum kavramı eklenmiş olacaktır. Bunun Kur’ân’ın ana mesajına ve ilk muhataplarında görülen sosyal i’câzına ulaşma yolunda elde edilmiş bir kazanç olması umulmaktadır.”
***
Yukarıda arka kapak yazısını aktardığımız kitap, okunurken bazı Müslüman araştırmacıların hayran olup taklit etmeye (!) uğraştıkları meşhur bir oryantalist Müslüman olmuş, ehl-i sünnet çizgisine sadakatle bir tefsir kitabı yazmış hissini uyandırmakta. Kitabın çoğu sayfasında metin kadar, bazılarında ise daha fazla -metinde aktarılan bilgileri ve ortaya konulan yorumları delillendiren ve açıklayan- dipnotlara yer verilmesi bu kanaati oluşturdu.
Kitap yazılırken 10 farklı dilde yazılmış 400’e yakın birincil kaynaktan istifade edilmesi de aynı kanaati pekiştirmekte. Bu arada kitabın kaynaklarına dair bu bilgileri edindiğimiz “Kaynak Kullanımına Dair Sayılar ve Tablolar” başlığında yer alan tablolar ve istatistiklere -hangi türde, bilim dalında ve dilde yazılmış olduğuna- dair oluşturulan metodoloji, orijinal olmasının yanı sıra tez yazımında çığır açacak nitelikte.
Kur’ân’ı anlamayı kolaylaştırma yolunda ortaya konulmuş olmasına rağmen bunu zorlaştıran spekülatif yorumların teorik olarak ele alındığı bölüm ise tefsire alaka duyan her kişinin okumasını gerektirecek ve gelenekten günümüze tefsire bakışımızı değiştirecek bilgiler barındırmakta.
Kitabı tanıtırken belirttiğimiz Ehl-i Sünnet çizgisi kaydı iki açıdan önemli; birincisi kitapta felsefeden tasavvufa geniş bir yelpazede sırat-ı müstakimden ayrılmadan ifrat ve tefrite düşmeksizin yapılan yorumlar ikincisi de hadis kriterlerine çokça atıfta bulunan ve siyerle yoğrulan tefsire ait bilgilerin oluşturduğu izlenim.
***
Kitabı tanıtırken her ne kadar geleneğe dair kayıt konsa da bu, kitapta özgün yorumların yer almadığı zannına kapı aralayacak şekilde anlaşılmamalı. Yazar, birçok konuda olduğu gibi İsrâiliyat kaynaklı rivayetler hakkında da ezber bozacak orijinal tahlil ve analizler yapmakta.
Hemen her müfessirin tenkit etmeksizin aktardığı kimi rivâyetleri, hadis kriterlerine göre değerlendirip her bir râviyi teker teker ele alarak eleştirmekte.
İsrâiliyat kaynaklı rivayetlerde yer alan bilgileri mesnetsiz iddialarla eleştiren kişileri ise tenkit etmeden neden ve nasıl bir süreç sorularını anlamlı kılan açıklamalarla iddialara yoğunlaşıp onların teker teker sağlamasını yaparak “hakkı verilmiş bir eleştiri nasıl yapılır” göstermekte.
Bu rivayetlerde yer alan bazı bilgilerin ise, Kur’ân’da bulunan anlam inceliklerini tespit için vazgeçilmez olduğunu; Kur’ân’ın Kur’ân’la tefsiri, Kur’ân bütünlüğü ve beyânî tefsir açısından delillendirerek dirayet ve rivayet unsurlarıyla bezenmiş güzel bir tefsir örneği vermekte.
***
Kitap tanıtımını sonuç bölümünün son paragrafını alıntılayarak tamamlayalım:
“Tarihsel eleştiriden anlatı eleştirisine intikal edildiğinde, Kur’ân’ın muhatapları için Ashâbü’l-karye kıssası, tarihe açılan bir pencere değildir. Esas itibariyle kıssa için Kur’ân’ın muhatapları birer aynadır. Bu bilinçteki Kur’ân okuyucusunun önem vermesi gereken; söz konusu aynada (okuyucunun kendisi), inkâr eden karye halkının mı yoksa -Urve b. Mes’ûd es-Sekafî gibi- Habîb en-Neccâr’ın mı yansıdığıdır? Başka bir ifadeyle tefsir klasiklerinin tedvininden asırlar sonraya tekabül eden günümüzde, Kur’ân’ın binlerce örneği verilmiş tefsirine değil bizim kim olduğumuzu açıklayan Kur’ân’ı anlamaya ihtiyacımız vardır. Tefsir, okuyucuya bu hususta yardımcı olmalıdır. Bu yaklaşım kavranmadığı müddetçe, Kur’ân’ı hâlâ ebedî ve edebî bir mûcize olarak elimizde tutacak ancak O’nun 23 senede Mekkeli müşrikleri Ashâb-ı güzîn’e, Câhiliye’yi Asr-ı Saâdet’e dönüştüren sosyal i’câz fonksiyonundan bîhaber, zihinlere girmeyen anlamları ve hançerelere ulaşmayan mesajıyla sayılı ve sınırlı ömrümüzü sonlandırmak zorunda kalacağız.”
(Ahmet Sait Sıcak, Tefsirde Spekülatif Yorum, Ankara: Araştırma Yayınları, 2021). Keyifle okumanız temennisiyle…