İsrail Tüm Zamanların Sorunudur

Karın boşluğuna darbe alıp nefessiz kalmış bir boksörün ringte donmuş yüz kasları ile bir sonraki darbeyi nereye alacağını hesaplayarak geçirdiği zamanı geçiriyor gibiyim günlerdir..
Akdeniz'in insafı ile İsrail'in merhameti arasına sıkışmış bir coğrafyanın çocukları, bir kefen bezini parçalayıp celladına saldırır gibi yumruğunu uzatalı çok olmadı. 
Canlı canlı toprağa gömüp ölmesini beklediği kurbanının tekrar hayat emaresi göstermesi üzerine daha sert darbeler ile karanlığa gömmeye çalışıyor şimdi cellat.  
Bir kaç yüzyıl önceye kadar, başlarına kırmızı külahlar takıp, şehir dışında banliyölerde gece dışarı çıkmasını yasakladığı, ticaret yapmasını men ettiği, her fırsatta yüzüne "Pis yahudi" diyerek tükürüp, yetmeyip soykırıma uğratmaya çalışan modern dünya, bu kez meşru müdaafa gerekçesi ile olanlara göz yumuyor. 
Olanları biraz minimize ederek anlatmakta fayda var. 
Düşünün..
Tüm ülkeler bir apartmanda yaşıyor. Düne kadar apartmanın kömürlüğüne itilen, hor görülen, yok edilmeye çalışan bir topluluk ülke olmak ve bir dairede yaşamak isteyerek harekete geçiyor. İki bin yıldır bir ülkesi olmadan çeşitli dairelerde konaklayan ve en sonunda bodrum katta bir köşede yaşamaktan bıkarak harekete geçen bu topluluk diğer ülkelerinde desteği ile 1948 yılında zemin kattaki bir dairenin bir odasına yerleşiyor. 
Bulunduğu odanın kendisine yetmeyeceğini açıklayarak önce bulunduğu daireyi sonra diğer komşu daireleri ele geçirmeyi planlayan bu topluluk, zaman içerisinde evine yerleştiği topluluğu diğer tüm odalardan kovarak evin en havasız, en güneş görmez odasına itip tüm daireyi ele geçirerek evini gasp ettiği topluluğun dış dünya ile tüm bağlantısını kesip kendine muhtaç bir hale getiriyor. Bunu yaparken ne evdeki çocuklar, ne yaşlılar, ne kadınlar kimse umurunda olmadan her türlü barbarlığı kendine meşru görüyor. 
Üst dairelerde oturanlar, zemin kattaki bu duruma kayıtsız kalarak dairenin tamamını ele geçirsin ve zemin kattaki hakimiyetimizi onun üzerinden sağlayalım diyerek yaşanan bu trajediye göz yumuyor. 
Biz sadece bir üst kattayız..
Bunu zemin kattakilerin sorunu bizi ilgilendirmiyor diyerek görmeye devam edersek, zemin katta hakimiyet sağlayan bu topluluğun bir sonraki hedefi haline gelebiliriz.
Zemin katta düne kadar biz hakimdik. Tekrar aşağıya inip hakimiyet kurmak riskli geliyor ise, zemin kattadaki diğer toplulukların bu topluluğu def etmesi için gereken tüm desteği sağlamalı ve dahada yukarıdakileri bu konuda harekete geçirerek bir şeyler yapmaya zorlamalıyız.
Filistin bugünün sorunu ise yayılmacı ve işgalci bir İsrail tüm zamanların sorunudur.
Kalın sağlıcakla...
A. Haşim Özyurt