Huzurlu Bir Yuva İçin On Altın Kural

BİRBİRİNİZE GEREKSİZ KIRMIZI ÇİZGİLER KOYMAYIN!
Kendi kendinize uydurduğunuz kırmızı çizgilerle, saçma sapan prensiplerle, gereksiz ve yersiz sınırlarla, anlamsız kurallar ve takıntılarla hayatı birbirinize de kendinize de zindan etmeyin. Eşinizden Allah’ın ve Rasulü’nün beklemediği sorumlulukları ve işleri beklemeyin! Dinin yüklemediği ağırlıkları ne kendinize, ne eşinize ne de çocuklarınıza yüklemeyin! Eşinize sürekli vaaz edip durmayın. Onu bıktırmayın, usandırmayın, bezdirmeyin, nefret ettirmeyin. Bunun yerine onunla muhabbet edin, dertleşin ve örnek olun. Çünkü en büyük vaaz örnekliktir. Birbirinize karşı tek bir kırmızı çizginiz, tek bir sınırınız, tek bir prensibiniz olsun, o da İslam olsun.
EŞİNİZE KARŞI ASLA NEFİS YAPMAYIN!
Birbirinize nefis yapmayın. Kin gütmeyin. İntikam almayın. Yıllanmış dosyalar tutmayın. Her kavgada geçmişi karıştırmayın. İlle de benim dediğim olsun diye tutturmayın. İlle de benim sözüm geçsin diye ısrar etmeyin. Evinizde İslam’ın sözü geçtikten sonra eşinizin dediği olsa ne olur, sizin dediğiniz olsa ne olur. Evinizde İslam'ın sözü geçmedikten sonra kimin sözünün geçtiğinin ne önemi vardır… 
EVLERİNİZİ BİR SAVAŞ MEYDANINA ÇEVİRMEYİN! 
Evinizi bir savaş meydanına çevirmeyin. Küçük sorunları büyütüp, büyük tartışmalara ve kavgalara zemin hazırlamayın. Şu koca dünyada küçük bir evin içine hapsolmuş iki küskün olarak hayatınızı birbirinize zehir etmeyin. Ömrünüzü basit meseleler için didişerek geçirmeyin. Tartışmayın, didişmeyin, teslim olun kurtulun… 
KAVGA VE TARTIŞMALARINIZDA GERİ ADIM ATMAKTAN ÇEKİNMEYİN!
Eşinizle anlaşmazlıklarınızda İslam'a aykırı olmamak şartıyla geri adım atmaktan ve yenilmekten çekinmeyin. İslam'a aykırı olmamak şartıyla eşinizin dediğinin olmasına müsaade etmekten korkmayın. Tartışmada haklı bile olsanız eğer İslam'a aykırı değilse sen haklısın deyip eşinizi mutlu edin. Eğer eşinizi seviyorsanız göreceksiniz ki haksız da çıksanız onun mutlu olmasından siz de mutlu olacaksınız. Özür dilemekten, helalleşmekten, gönül almaktan utanmayın! Utanılacak bir şey varsa sırf nefsini yenemediği için yuvasını yıkılmanın eşiğine getirmektir…
Unutmayın! Kendi eşinizi ezerek, onu haksız çıkararak, onu rezil ederek elde ettiğiniz her haklılık ve zafer, size huzursuzluk, kavga, intikam ve büyük bir yenilgi olarak geri dönecektir. İslami çizgiler içerisinde eşinizi haklı çıkararak mutlu etmeniz, sizin haklı çıkarak nefsinizi tatmin etmenizden daha kârlı ve daha Müslümancadır… 
EVİNİZİ MOBİLYALARDAN ÖNCE BEREKETLE SÜSLEYİN!
Küskünlük ve tartışma, evlerinizdeki bereketsizliğin en büyük kaynağıdır. Evinizden bereketi kaçırmayın. Bereket, barıştadır. Bereket, yumuşak huylulukta ve güzel ahlaktadır. Bereket, özür dilemekte ve yeniden başlamadadır. Bereket, büyüklere hürmettedir. Bereket, rızkınıza kanaattedir. Bereket, günahlardan uzak durmadadır. Bereket, misafire ikramdadır. Bereket, helal kazançta ve helal lokmadadır… 
BASİT MESELELERLE HAYATI KENDİNİZE ZİNDAN ETMEYİN!
Büyük davalarla dertlenin ki küçük meselelere ayıracak vaktiniz kalmasın. En büyük davanız ise İslam olsun. Unutmayın! Kim İslam'ın derdiyle dertlenmezse Allah onun derdini, dünyası kılar. Sakın aklınızdan çıkarmayın, herkesin sırtında bir dert küfesi vardır. Siz küfenizi İslam'ın ve ümmetin derdi ile doldurun ki, dünyalık dertlere, geçimsizliğe, kaynana-kayınbaba savaşlarına yer kalmasın. Hayatı yalnızca birbirinizden ibaret görmeyin. Çocuğu amansız bir hastalığa yakalanmış hastane kapısındaki anneleri düşünün, eve ekmek götüremeyen babaları düşünün, yıllardır çocuk hasreti çeken eşleri düşünün. Açların, yetimlerin, mazlumların derdiyle dertlenin ki, hayatı kendi küçük dertlerinizden ibaret görmeyin.
HUZURU İSLAM’DA ARAYIN!
Evinizdeki kavgalara İslam ile son verin. Evinizden huzuru kaçırmayın. Geniş bir eviniz olabilir, yeni mobilyalarınız, perdeleriniz olabilir. Son model beyaz eşyalarınız olabilir. Ama evinizde huzur yoksa bir harabede yaşar gibi mutsuz olursunuz. Huzur İslam'dadır, İslam ise yaşanıldığı zaman huzura dönüşür. Ahlaka, adalete, merhamete, yardımlaşmaya, ana-babaya hürmete, eşe sadakate, akraba ve komşuluk ilişkilerine dönüşmeyen bir İslam’ın size huzur vermeyeceğini asla unutmayın! 
BİRBİRİNİZİN ANNE-BABASINA HÜRMET EDEREK SEVGİNİZİ ARTIRIN!
Aranızdaki sevgi ve muhabbet artsın istiyorsanız ilk önce birbirinizin anne-babasına hürmet edin. Kaynana ve kayınbabalarınızla sürdürdüğünüz küskünlük, kırgınlık ve anlaşmazlıklar kendi hayatınızı bir ömür boyu çekilmez kılmak için yeterlidir. Bu sorunu devam ettirdiğiniz müddetçe koca bir ömrü huzursuz geçirmeniz için başka da bir soruna ihtiyacınız kalmayacaktır… 
ASLA KAYNANA VE KAYINBABA SAVAŞLARINA GİRMEYİN!
Unutmayın! Hayatta kazanılması imkânsız olan savaşların başında kaynana-kayınbaba savaşları gelir. Kazanamayacağınız bir savaşa girişmeyin! Teslim olun, kurtulun. Çünkü teslim olmak büyüklere hürmet etmektir. O da Allah’ın emridir. Çünkü Allah’ımız anne-babalarınıza öf bile demeyin diye emrediyor. Bu savaşta teslim olmazsanız hayatınızın diğer cephelerinde de yenilmeye mahkûm olursunuz. Çünkü Allah, büyüklerine hürmet etmeyenlerin üzerinden yardımını da, bereketini de kaldırır… 
TESLİM OLUN, KURTULUN!
Koca bir hayatı dört duvar arasında sürekli birbirinizle didişerek ve tartışarak heba etmeyin. Elinizdeki nimetleri kavgalar, gürültüler ve küskünlükler arasında zayi etmeyin. Evde barış olmadan sahip olduğunuz nimetlerin afiyetine ve tadına varamayacağınızı asla unutmayın. Evde barışın ki, dışarıda savaşabilesiniz. Evde teslim olun ki, dışarıda teslim alabilesiniz. İslam’ın sınırlarını ihlal etmedikten sonra evdeki her teslimiyet, dışarıda büyük bir zafer demektir…