GİDEREK YOKSULLAŞAN TOPLUM

GİDEREK YOKSULLAŞAN TOPLUM

13.07.2021

Demokraside eksen kayması

Türkiye'de mevcut haliyle zaten modası geçmiş olan temsili demokrasi hem kurumsal içeriğinden hem de evrensel içeriğinden saptırılarak, sadece çoğunluğun yönetimi olarak anlaşılmakta ve uygulanmakta, böylece hem insanların temel hak ve özgürlükleri dikkate alınmamakta, hem de kamu yararı kavramı, yağmacı bir çoğunluk tarafından yok edildiği için toplum giderek yoksullaşmaktadır. Bu nedenle çoğulcu ve katılımcı demokrasiye içerik ve işlerlik kazandırılmalıdır.

Sözde demokrasi!

Son yirmi yıldan beri ülkemizde hakkı, hukuku, erdemleri, adaleti, dürüst olmayı sözde savunup, gerçekte ise bencilliği kendine yontmayı, haris olmayı öne çıkaran insan tipi yetişmektedir. Sonuçta suyun başında bulunanlar ondan en büyük payı almayı adeta mubah saymaya başlarlar. Sistem gücünü öne çıkaran, güç ve kudret sahibi olanların rağbet gördüğü bir mekanizma ortaya çıkardığından ve gücün, kudretin önemli sacayaklarından biri de ekonomik güç olarak belirdiğinden, birinci derecedeki siyasi aktörler kamu kaynaklarını kendi çıkarları doğrultusunda sömürerek güç ve kudret sahibi olmak isterler.

Kamu kaynaklarını kullanıp güç devşirmek!

Halkın vergileriyle oluşan bütçeden maaş alan bürokrat öyle bir an gelir ki kendini halkın hizmetinde bir kamu görevlisi olmaktan ziyade liderin ve onun partisinin atadığı bir memuru olarak görmeye başlar. Lider ve parti de genellikle himayesine aldığı bürokratı böyle görür. Dolayısıyla çark bu "karşılıklı psikolojik güvence" ile teminat altına alınmış olur. Görüldüğü gibi yolsuzluk ekonomisinin oluşması için bir üçlü sacayağının oluşması gerekiyor. Tepede siyaset kurumu yolu ile iktidarı ele geçirmiş siyasi aktör, parti organları ve onun öncüleri kısacası "siyaset" yer alır. Karşıda ise yolsuzluk ekonomisinin kaynağını oluşturan sermaye, iş adamı; işini yapmak, yürütmek isteyen kişi ve kurumlar yer alır; arada ise bu işleyişi sağlayan bürokrasi vardır

Bürokrasi iktidarın maşasıdır.

 İktidarlar tarafından atanan bürokratların bir kısmı genellikle iktidarların istek ve dileklerini yerine getirme karşılığında kendileri de rüşvet, torpil, "işi kolaylaştırma komisyonu", kredi, kayırma, atama, yükseltme vs. gibi mekanizmalarla bir düzen oluştururlar. Günümüze baktığımızda, devletin bankalarını soyanların, kamu bankalarını hortumlayanların, rüşvet verip, rüşvet alanların önemli bir yasal engellemeyle (ve ceza ile) karşı karşıya kalmadıklarını görüyoruz.

Turan KAYA

Ekonomist  &Yazar