Evlerimiz Emperyalizme Karşı Direniş Karargâhlarımızdır
- 30-07-2023 12:47
- 30-07-2023 12:48
- 1405
Emperyalizmin ve Siyonizm’in bugün yeryüzünde kurduğu zulüm düzeni gibi Hz. Musa’nın peygamber olarak gönderildiği dönemde de yeryüzünde bir zulüm, haksızlık, adaletsizlik ve sapkınlık düzeni kurulmuştu.
Firavun yeryüzündeki siyaseti, Hâman bürokrasiyi, Kârun ekonomiyi, Bel’am ise dini alanı kontrol altına almıştı. O dönemdeki Müslümanların bu zulüm sistemi içerisinde neredeyse kıpırdayacak halleri bile kalmamıştı.
Müslümanlar Allah’tan bir kurtuluş, bir çıkış ve ne yapacaklarına dair bir strateji bekliyorlardı. İşte tam bu dönemde Rabbimiz, Hz. Musa’ya ve kardeşine, “Kavminiz için Mısır’da evler hazırlayın, evlerinizi kıblegâh evler yapın (karargâh, namazgâh, mescit, ibadet mahalli) ve namazlarınızı dosdoğru ikame edin! (Ey Musa!) İnananları (Allah’ın yardımıyla) müjdele” (Yunus, 87) emrini verdi.
Bu emir, direnişin, mücadelenin, başkaldırının ana karargâhının evler olacağını, bu çetin savaşın başkomutanlığını anne ve babaların yapacağını, bu evlerden yetişecek nesillerin ise Firavun’un kurduğu zulüm sistemine karşı mücadeleyi örgütleyecek ana kadrolar olacağını bildiriyordu. İşte Firavun’u, ordusunu ve onun kurduğu zulüm sistemini Kızıldeniz’e gömen ilahi strateji buydu.
O gün Firavun yeryüzünde bir zulüm düzeni kurmuştu. Bugün de emperyalistler ve Siyonistler yeryüzünde bir zulüm düzeni kurdular. O gün yeryüzünün siyasetine Firavun hâkimdi. Bugün ABD, Rusya, Çin, İsrail ve diğer emperyalist devletler aynı zulüm sistemini devam ettiriyorlar.
O gün, bu zulüm sistemini Hâman organize ediyordu. Bugün AB, BM, NATO organize ediyor.
O gün, ekonomik sömürü Kârun eliyle yapılıyordu. Bugün Dünya Bankası, IMF, bankalar, borsalar ve dijital para sistemiyle yapılıyor.
O gün, zulüm sisteminin fetvaları Bel’am tarafından üretiliyordu. Bugün aynı sistem tüm İslam coğrafyasında ruhunu işbirlikçilere satmış ve bozuk düzenlerin ürettiği zulümlere fetva vermek için can atan Bel’amlar tarafından yürütülüyor.
O gün, köleleştirilmiş halkların ne yiyeceğine, nasıl tedavi olacağına Firavun karar veriyordu. Bugün Dünya Gıda ve Tarım Örgütü ve Dünya Sağlık Örgütü karar veriyor.
O gün, yeni doğan çocuklar Firavun tarafından katlediliyor, yaşayanlar ise Firavun’un kültür ve medeniyetini benimsemek zorunda kalıyorlardı. Bugün aynı sistem, UNESCO, UNİCEF, Warner Bros, Marvel ve benzerleri tarafından yapılıyor.
Madem yeryüzündeki düzen aynı zulüm düzeni. O halde Müslümanlar olarak bu düzene karşı Rabbimizin, “Evlerinizi kıblegâh evler yapın ve namazı ikame edin” emri gereği bu emperyalist düzenlere karşı direnişe önce evlerimizden başlamak zorundayız.
Evlerimizi bu zulüm sistemlerine karşı bir eğitim merkezi haline getirip Siyonizm’in ve emperyalizmin kurduğu yenidünya düzenine karşı nesillerimizi eğitmek zorundayız.
Firavun sistemlerinin yeryüzündeki halkları kendilerine köle yapmak için ürettikleri tüm projelere, trans hümanizme ve bir fıtrata müdahale projesi olan çiplere, eşcinselliğe, LGBT’ye, cinsiyetsiz toplum projesine, ailesiz toplum projesine, deizm ve ateizm projesine, yapay et ve genetiği değiştirilmiş gıda projesine, iklim değişikliği, küresel ısınma ve gıda krizi gibi yapay zulüm projelerine, dijital para sisteminden Metaverse’ye ve Starling uydularına kadar Firavun’un modern sihirbazlarına ve modern Sâmirilerine karşı direnişe, bilinçlenmeye ve örgütlenmeye evlerimizden başlamak zorundayız.
Evlerimizi bu zulüm sistemlerine karşı bir eğitim merkezi, bir terbiye merkezi, bir karargâh, bir okul ve bir başkaldırı zemini haline getirmek zorundayız. Bunun ilk adımı ise ayette bildirildiği gibi hakkıyla ikame edilmiş namazlar olmalıdır.
Çünkü gündemine namazın hâkim olduğu evler asla emperyalist sistemlerin kontrolüne girmezler. O evlerden asla batıl düzenlere kölelik yapacak nesiller yetişmez. Çünkü o evlerde modern Firavunlara, Hâmanlara, Kârunlara, Bel’amlara, Sâmirilere, sihirbazlara karşı mücadelenin başkomutanlığını yapacak anne ve babalar vardır.