Davetçi Müslüman Hanım Şahsiyetlere…

Davetçi Müslüman Hanım Şahsiyetlere…

Önce haramları terk edin!

Yapacağınız ilk hayır, haramı terk etmek olsun! Çünkü sözünüzün tesirinin, çağrınızın bereketinin ve davetinizin etkisinin önündeki en büyük engel, işlediğiniz haramlardır. Haramlar, manevi gelişim yolunda omuzlarınızdaki yük, ellerinizdeki zincir ve ayaklarınızdaki prangalar gibidir. Onlardan kurtulmadan ne bir adım atabilirsiniz ne de manevi bir merhale kazanabilirsiniz.

Unutmayın! Haramı terk etmek, her türlü nimetin kapılarının size ardına kadar açılması için yeterli bir sebeptir.  Çünkü Efendimiz (S.A.S.) buyuruyor ki: “Bir kul Allah için, ama sadece Allah için bir şeyi terk ederse, Allah mutlaka ona terk ettiği şeyin daha hayırlısını verir”

(Camiu’s-sağir, 7870)

Kur’an’sız bir gününüz geçmesin!

Davet yolunda harekete geçmek için ilk önce imanınızı harekete geçirin. Çünkü iman harekete geçmezse ne hayırlı davranışlara yönelebilirsiniz ne de şerlerden uzak durabilirsiniz. İman harekete geçmezse, ne tembellikten, gafletten ve ertelemekten kurtulabilirsiniz ne de istikrarı, sabrı ve sebatı elde edebilirsiniz.

İmanınızı harekete geçirecek en büyük imkânınız ise günlük Kur’an okumalarınız olacaktır. Çünkü Kur’an, hayırlı duyguları canlandırır, heyecanı tazeler, kimliği hatırlatır ve ruhu korur. Efendimiz (S.A.S.) buyuruyor ki, “(İstikrarlı bir şekilde) Kur’an okumaktan gafil olmayın! Çünkü Kur’an ölü kalbe hayat verir, kötü ve çirkin şeylerden bir de haddi aşmaktan korur.’’

(Deylemi, 2/377)

Şahsiyetinizi sünnetle koruyun!

Birini iyi tanıyacaksanız önce Peygamberinizi iyi tanıyın! Birini sevecekseniz önce Peygamberinizi sevin! Birini örnek alacaksanız önce Peygamberinizi örnek alın! Eğer tanınacaksanız da Peygamberinize olan sevginiz ve onun sünnetine olan bağlılığınızla tanının! Peygamberi tanıtan bir kitap gibi yaşayın! İnsanlar size baktıklarında her davranışınızda, oturmanızda, kalkmanızda, yemenizde, içmenizde bir hadis okuyor gibi olsunlar.

Unutmayın! Efendimiz (S.A.S.) buyuruyor ki, “Sünnetimi yaşatan beni sevmiştir. Beni seven de cennette benimle beraberdir.”

(Camiu’s-sağir, 8346)

Günahlarınızdan ve onların hayatınızdaki izlerinden kurtulun!

Unutmayın! Her günahın hayatınıza muhakkak bir etkisi olacaktır. Çünkü günahlar, bazen bela ve musibetleri çeker, bazen de elinizdeki nimetleri sizden uzaklaştırır. Efendimiz buyuruyor ki, “Günah işleyerek size verilen nimetleri elinizden kaçırmayın. Çünkü (günah sebebiyle) elden kaçan nimet, nadiren geri gelir”

(Camiu’s-sağir 255)

Davetçi bir şahsiyet olmak, İslam’ı dert edinmek ve bu yolda fedakârlık yapmak Allah’ın her kula nasip etmeyeceği büyük bir nimettir. Davet yolunda bereketinizi, heyecanınızı, istikrarınızı ve tesirinizi kaybetmek günahlarınızın sizden alacağı ilk nimetlerden olacaktır. İşte bu nedenle günahlardan mümkün olduğu kadar uzak durduğunuz gibi, günahların hayatınızdaki ve kalbinizdeki izlerini de sürekli istiğfar, salih amel, sadaka ve özellikle de anne-babalarınıza yapacağınız iyiliklerle silmeye gayret edin!

Kendinizi kandırmayın!

İslami ölçülere uymayan fakat nefse hoş gelen işlerin İslami birer çalışma, davet veya cihat olduğuna inanmak kendini kandırmaktır. Müslümanların gerçek ve acil sorunları yerine reyting alan, takipçi kazandıran, Allah’ın rızasından ziyade insanların beğenisini kazandıran işlerle zaman tüketmek kendini kandırmaktır. Size bile fayda etmeyen, ahlakınızı güzelleştiremeyen, ibadetlerinizi iyileştirmeyen, sizi bile namaza, Kur’an’a, iffete ve Allah’a yönlendirmeyen, sizi bile iyi bir Müslüman haline getirmeyen faaliyetlerle vakit öldürmek kendini kandırmaktır.

İşte bu nedenle kadın erkek münasebetlerinde ölçülerin aşıldığı, haremlik-selamlık ve mahremiyet prensiplerinin dikkate alınmadığı, ihlas ve samimiyetin önemsenmediği, ümmet bilincinin değil taassubun hâkim olduğu, dinin direği olan namazın önemsenmediği zeminlerden uzak durun.

Ölçülerinizden taviz vermeyin!

Sizi gevşeten, sıradanlaştıran, basitleştiren, hafifleştiren, izzet ve vakarınızı kaybettiren işlerden ve şahıslardan uzak durun. Kim ne derse desin, kim fetva verirse versin ölçülerinizi koruyun! Mevziinizi koruyun!  Ciddiyetinizi koruyun! Şahsiyetinizi koruyun!

Başkalarının dünyası için kendi ahiretinizi yakmayın! Bir mecliste birisi, Ömer b. Abdülaziz’e insanların en ahmağı, dünyası için ahiretini yakandır, der. Ömer b. Abdülaziz, hayır, ben daha ahmağını biliyorum, der. Daha ahmak olan, başkalarının dünyası için kendi ahiretini yakandır, demiştir. O nedenle başkalarını razı etmek için, başkalarının gönlünü ve beğenisini kazanmak için, başkalarını bir yerlere taşımak için sakın kendi dininizden, değerlerinizden ve ölçülerinizden taviz vermeyin.

Abdülaziz KIRANŞAL