Darbeler Serisi, Afrika ve Özgürlük

Afrika'da Burkina Faso, Mali ve Nijer'in ardından şimdi de Gabon'da bir darbe yaşandı. İktidarı ele geçiren cuntanın açıklamaları, tıpkı diğer darbe yaşanan Afrika ülkelerinde olduğu gibiydi. Üniformalı askerler, ellerinde tuttukları kâğıtlarda "özgürlük, refah, sömürüye başkaldırı" gibi cümleler içeren dövizler taşıyorlardı. Kaderi savaş ve sömürüden ibaret olan Afrika için bunlar klişeleşmiş cümlelerdi.
Gabon’da yönetime el koyan ordu, ilk olarak yüzyıllardır ülkelerini sömüren Fransa'dan dert yandı. (Her ne kadar Gabon 1960'ta resmen bağımsız olsa da Fransa, ülkenin doğal zenginliklerini sömürmeye ve kültürel iktidarını korumaya devam etti.) Ordunun Fransa'dan sonraki hedefi ise yozlaşmış ve işbirlikçi iktidar oldu. Tıpkı Arap Baharı'nda olduğu gibi eski liderin sarayında valizler dolusu para bulundu. Nijer'de olduğu gibi Gabon'da da halk, darbeyi sevinçle karşıladı ve sokaklarda şimdilerde bahar havası esiyor. Lakin "Bahar havası ne kadar esecek?" ve "Kalıcı bir bahar gelecek mi?" Bugün Gabonluların da düşündüğü soruların başında geliyor.
Çünkü Afrika'da darbelerle gelen bahar havası maalesef yerini her zaman sert bir kış ayazına bıraktı. Afrika'nın bir dönem darbeyle iktidara gelen sembol isimleri Mısır lideri Cemal Abdülnasır, Burkina Faso lideri eylemleriyle "Afrika'nın Che Guevara'sı" olarak anılan Thomas Sankara, Libya lideri Muammer Kaddafi gibi isimler, kısa zamanda vaat ettiklerinin tersi bir yönetim sergilediler. İçlerinde en iyi niyetlisi ve halk için yaptıklarıyla zihinlere kazınan Sankara, kendisinden sonra Burkina Faso'da hiç bitmeyen darbeler serisini başlattı. İngiliz zulmünün ve kral istibdadının en katı aleyhtarı Nasır, iktidara gelir gelmez zulümde İngilizleri, istibdatta kralı gölgede bıraktı. Kendine rakip olarak gördüğü Müslüman Kardeşler'e, milliyetçilere, sosyalistlere hatta kendisiyle beraber darbe yapan askerlere karşı terör estirdi. On binlerce kişiyi hapse attırdı, yüzlerce kişi onun zamanında faili meçhul cinayetlere kurban gitti. Filistin davasını şahsi hırslarına alet etti. Aşırı özgüven, daha fazla popüler olma isteği ve denetimsizlik yüzünden 1967'de aldığı yenilgiyle İsrail'e, rüyasında bile göremeyeceği bir zaferi tattırdı. Ve Mısır'da 1 yıllık merhum Muhammed Mursi dönemi hariç halen devam eden askeri cunta iktidarları dönemini başlattı.
Bir diğer popüler isim Kaddafi de diğerlerinden geri kalmadı. İktidarının ilk yıllarında birçok müsbet adımlar atsa da bir süre sonra iktidarda daha fazla kalabilmek için çeşitli oyunların içinde yer aldı. Halkın parasını iktidarı için kullandı, yozlaştı, tüm farklı sesleri kesti. Sömürü düşmanı olarak kendini gösterse de devrildikten sonra Afrika'da sömürü çarkının patronu olan Fransa'nın cumhurbaşkanı Sarkozy'ye milyonlarca avro aktardığı ortaya çıktı.
Sankara, Nasır ve Kaddafi gibi daha nice örnekler gösterilebilir maalesef.
Peki sorun Afrika'da mı? Sadece Afrika’da mı cuntacılar devirdiklerinden daha zalim hale geliyor? Elbette hayır, yerler ve tarihler değil sistemler önemli. Afrika, on yıllardır zalimleri deviriyor ve süreç yeni zalimleri doğuruyor. Şimdi Nijer ve Gabon yıllar önce komşularının kötü not aldığı sınavı verecek. Ya her iki ülkedeki cunta da yerlerinde kalmak için direnecek ve diktatöre dönüşecek ya da iktidarı halka teslim edecek. Burada “İktidarı halka teslim nedir?” sorusu en önemli sorudur. İktidarı halka teslim etmek serbest seçim yapılmasının yanında sağlam siyasi sistem kurulmasıdır. Yani Gabon ve Nijer halkı ve geçici askeri yönetim, yeni diktatör istemiyorsa, ilk olarak "temiz eller" operasyonu yapmalı, halka karşı suç işleyenler ortaya çıkmalı ve ceza almalıdır. (Burada dengeleri gözetmek ve intikam hissine kapılmamak çok önemli.)
Özgür basın, bağımsız yargı sistemi oluşturulmalı ve iç ve dış sermayeden değil halktan güç alan siyasi partiler kurulmalıdır. Adil bir seçim sistemi olmalıdır. Tüm bunlar belki biraz zaman alacak lakin başka bir çıkış yolu yok. Tarihi 5 asırdır sömürü ile anılan Afrika halkları, birkaç yıl daha kendileri için dişlerini sıkabilseler ve sağlam temeller atsalar yepyeni bir düzen inşa edebilirler. Aksi takdirde Afrika için tarih yine tekerrür eder...