Bu gidişe dur de!

Sevgili takipçilerim
Günümüz Türkiye’sinde siyasete girenlerin kahır ekseriyeti milleti için değil, kendi kişisel menfaati için gayret sarf ettiklerine tanıklık ediyoruz. İşte bu gibi seviyesiz ahlak yoksunu insanların parlamentoya taşınmasıyla, rüşvet alıp vermeler, ihale kovaladıkları, iş takipçiliği yaptıkları ayan beyan ortadadır. Ne acıdır ki bunlardan adalet, vicdan, merhamet beklemek aklın alacağı iş değildir. Bu gibi siyasiler devletin malına çökmek için çırpınıp durduklarını görüyor ve hayretle izliyoruz. Doğru olmak, doğru olana sahip çıkmak, onlardan asla beklenemez. 
Haram lokma ile beslenmek!
Mesela Bilal Erdoğan’ın babası Başbakan-Cumhurbaşkanı olmasaydı, bu vakfı kurabilir miydi?
Mesela, devletten iş alan uyanık iş adamları bu vakfa bağış yaparlar mıydı?
Mesela babası cumhurbaşkanı olmasaydı, devletin Vali’si karşılar mıydı?
Mesela Babası cumhurbaşkanı olmasaydı, AKP’li Belediye Başkanları, Türgev’e sayısız arazi bağışlar mıydı?
Bu gidiş, gidiş değil! 
Bu gidiş bizi çıkmaza ve bataklığa sürüklüyor. Ama bizim seçmenlerimiz bunun farkına varmamaktan aciz, ufacık bir gıda kolisi yardım için bunlara çanak tutuyor yol açıyorlar. Böylece ülkemizde derin yoksulluklar, işsizlikler, vurgunlar, iflaslar çığ gibi büyüyor. Yandaş seçmenler ‘Benim partim’, ‘benim partim’ histerisi içinde oy kullanıldığı için, bu acı sonuçlara maruz kalıyor ve dertlerimiz kat kat büyüyor. Ondan sonra da feryat edip sızlanıyoruz. Artık millet olarak bunlardan fayda gelemeyeceğini bilmeli, anlamalı ve istikametimizi ona göre yeniden belirleme zamanı gelmiştir. 
Yeni nesli anlayacak, dürüst, donanımlı, liyakatli genç ve dinamik bilgi çağını algılayan, akılcı çözümler üreten birikimli civanmert vatan evlatları bir araya gelerek siyasete adım atmalarını ve eski siyasileri de siyasetin çöplüğüne atmasını bilmeliyiz. Sevgilerimle
Ekonomist & Yazar
Turan KAYA