BİLİMİN IŞIĞINDA IRKLARIN ANLAMI

  Yahudiler kendilerinin seçilmiş üstün ırk olduklarına inanırlar. 19 yy -20. yy ilk yarısında  Avrupa; Almanlar, ingilizler, fransızlar, italyanların kendilerinin üstün ırk oldukları iddialarına şahit oldu. 1950 ye kadar Hitler Almanyası, Mussolini italyası, japon istilası tüm dünyayı kasıp kavurdu. insanlık her ırkın ayrı bir yapısı olduğuna inanmıştı. Hitleri üstün ırk düşüncesine taşıyan bu dayanaksız bilgi idi. 1953 te Watson ve Crick DNA sarmalını keşfettiler. Ve tüm insanların DNA sının yüzde 99 ortak olduğu anlaşıldı. Antropolojik çalışmalar ve DNA nın dünyadaki izini sürdüğümüzde, hepimizin kuzey doğu afrikadan tüm dünyaya yayılmış birkaç bin insanın çocukları olduğumuz anlaşıldı. Farklı görünmemizin sebebinin  iklim ve coğrafyaya uyum, farklı olmamızın sebebi kültürel birikim ve doğa ile ilişkilerimiz olduğunu anladık. 1950 lerden önce ırk diye bir gerçeklik biyolojik olarak var biliniyor idi. Bugün Türk, Kürt, Alman, İngiliz, Fransız diye DNA ile tespit edilecek bir ırk yok. Ancak belli bölgelerde yaşayan insanların DNA havuzları birbirine diğerlerinden biraz fazla benziyor. Bu havuzlarda da diğer ırk havuzlarının belli yüzdelerde karışımı var. Yani bir yahudi belli oranda arap, bir arap belli bir oranda yahudi aslında. Türkler , kürtler ,ermeniler için de geçerli. Kısacası hepimiz kuzey doğu afrikadan dünyaya yayılan bir köy kadar insanın çocuklarıyız. Bizleri ırklara, dinlere, mezheplere bölerek ben daha üstünüm, diye telkinde bulunanlar. Siyasal, dinsel , ekonomik olarak bizleri nesneleştiriyor olabilirler. DNA hepinizin insan ve bir olduğunu söylüyor. Allah ın bilim ve biyoloji kitabı bunu öğretiyor. ************************** BİYOLOJİK İLAHİ YASALARA GÖRE HAFTADA 5 GÜN YÜRÜMEK ŞART Tarım toplumundan , sanayi ve bilgi toplumuna geçince, kas gücü ile çalışan insan sayısı azaldı. Büro tipi işler ve  ev işleri , bizleri sağlıklı kılacak hareket yeterliliği sağlamıyor. Vücudumuzun sağlığı açısından düzenli egzersiz yapmak zorundayız. -Düzenli egzersiz alışkanlığı kanda şekerinizin, kolesterol, ürik asit ve trigliseridinizin ayarlanmasını kolaylaştırır. - Kalp ve dolaşım sisteminizi koruyup geliştirir. -Egzersiz eklemleri ve eklem bağlarını güçlendirir, kemik kırılganlığını (osteoporoz) önler, kas gücünü ve miktarını artırır. -Stres düzeyini azaltıp uykuyu daha verimli hale getirdiği de kanıtlanmıştır. Kısacası, ruhsal ve biyolojik hayat kalitemiz için elzem bir faaliyet. En doğru egzersiz ise yürümek. Yürümek, toplam kas kitlesinin yüzde 80’inden fazlasını kullandıran mükemmel bir egzersiz. İnsan bedeni yürümek üzere yaratılmış bir cihaz ve yürümek kadar bedenin hoşuna giden başka bir egzersiz yok. Peki günde kaç adım? Prof Osman Müftüoğlu hocanın bilimsel verilere dayanarak önerisi:
  • Paslanmamak için 5 bin adım,
  • Yağlanmamak için 7 bin 500 adım,
  • Geç yaşlanmak ve daha sağlıklı kalmak için 10 bin adım.
(Dikkat! Gün içinde attığınız adımlar buna dahil değil.)Peki ülkemizde ve dünyada egzersiz oranları nasıl? Avrupa Birliği üye ülkeleri arasında spora en çok vakit ayıranlar kuzey ülkeleri oluyor. Finlandiyalıların {5944c3d2ec0fc7a5ba07697d22c630df37a85d12370398cf844ca9266da3331a}54,1’i, Danimarkalıların {5944c3d2ec0fc7a5ba07697d22c630df37a85d12370398cf844ca9266da3331a}53,4’ü, İsveçlilerin ise {5944c3d2ec0fc7a5ba07697d22c630df37a85d12370398cf844ca9266da3331a}53,1’i haftada en az iki buçuk saatini spor aktivitelerine ayırıyor. Türkiye  {5944c3d2ec0fc7a5ba07697d22c630df37a85d12370398cf844ca9266da3331a}4,7 oranıyla tüm Avrupa ülkelerinin gerisinde, Ne yazık ki Türkiye nüfusunun {5944c3d2ec0fc7a5ba07697d22c630df37a85d12370398cf844ca9266da3331a}88,2’si spora hiç vakit ayırmıyor. Ahmet BULUT