ANI YAŞA DİYE KASTEDİLEN FARKINDALIK

ANI YAŞA DİYE KASTEDİLEN FARKINDALIK

Kanıksama ve alışma insan beyninin en büyük uyumlarından biri.

İnsan alışma ile çoğu şeyi otomatik kullanmayı başarır. Bu bizlere beyni tasarruflu kullanma imkanı verir. Devamlı tedirgin, korkak, meraklı halden beyni kurtarır.

Bisiklet ve araba sürmeyi öğrenince, beynimizi aktif kullanmayız. İlk günkü heyecan, korku kaybolur.

Ancak...

Tüm can sıkıntımızın ve kıymet bilmez oluşumuzun sebebi de bu kanıksama ve alışma..

Beyni daha tasarruflu kullanmak için harika bir uyum olan alışma, kanıksama, maalesef insanın kendi bilincinin farkında olduğu günden bu yana psikolojisine bir tuzak da hazırlıyor.

İnsanı sahip olduklarının nankörü, elde etmediklerinin meftunu olarak devamlı  tedirgin yapan da bu özellik.

 Yapmadıklarının, tatmadıklarının gitmediklerinin, bulunmadıklarının hep kendisini daha mutlu edeceği hayali ile, mevcut olanın değerini ve kıymetini azaltan zihin işleyişi de buralarda.

ANI yaşa diye kastedilen farkındalık. Sahip olduklarına odaklanarak diğerlerinin yakıcı ve tahrip edici özlemini azaltmayı hedefliyor. Başaranlar için ne büyük saadet.

*************************************

ANLIYORUM

Korkudan susanları , kalemlerini kıranları anlıyorum.

Menfaatten doğan sinsi sessizliği de anlıyorum.

Her şeyi bilip çıkarı olmayan suskunluk beni yakan.

Çaresizliğini korkudan gizlice Allah'a yakaranı anlıyorum.

Çaresizliği uyanıkça menfaate çevireni de anlıyorum.

Çaresizliğini ilahi yazgıya bağlayan beni yakan.

Konuşmaktan bıkmış, ümit kesmiş olanı anlıyorum.

Sadece çıkarına ve faydasına olanı konuşanı da anlıyorum.

Susmayı dini , imanı gören beni yakan.

**************************************

HELALLEŞMEK

Bu ülkede dindarlar ile kemalistlerin birbirini anlamaya ve saygı duymaya ihtiyaçları var.

Zihnen bölünmüş ve diğerini çok fazla ötekileştirmiş bireylerin ,yarattığı siyasal kamplaşma, ülkenin enerjisini, kalitesini, verimini yok ediyor.

Fırsatçı siyasilerin bu bölünmüş zihinlerimizi kötüye kullandığını düşünüyorum.

Kalıplaşmış ve şartlanmış zihinler ile siyasi tercih yaptığımızda, iktidarların gerçek kalitesini ölçmekten uzaklaşıyoruz.

28 şubatta chp seçmeni, dindarlara ve baş örtülü kızlara, dönemin iktidarının yaptığı haksızlıkları göremedi.

Benzeri bir durum dindar seçmen için de geçerli. Tercihlerini; korkuları, duygusal şartlanmaları ile üretiyorlar.

kaliteli bir demokrasi de, seçmenin duygusal bölünmüşlüğü az, rasyonel ve akılcı eleştirisi ve tercihi fazla olmak durumunda.

İktidarların, muhalifleri ile gidebilme korkusu olan demokrasilerde, yolsuzluk, ahlaksızlık, hukuksuzluk  başarısızlık daha az olacaktır.

Çünkü iktidar her an gitme korkusu ile daha titiz, daha ahlaklı, daha verimli olmak zorunda kalacaktır.

Kılıçdaroğlu chp nin geçmişinden özür dilemeye hazırlanıyor.

Eşi başörtüsü yüzünden atılma durumuna gelmiş biri olarak, ülkemin ve çocuklarımın geleceği için, bu saçma ve evrensel anlamda hukuksuz gündemlerin ülkemin gündeminden çıkması dileği ile. başarılı olmasını umuyorum.

Yoksa 3 dünya ülkeleri gibi dedelerinin sorunlarını, torunlarına kültürel miras bırakan geri ülkeler sınıfında kalmaya devam edeceğiz.

Kendi ifadesi ile "28 Şubatçıların açtığı yaraları kapatıp helalleşeceğiz. İkna odalarına sokulan başı kapalı kızlarımızla helalleşeceğiz"

Ahmet Bulut